• ben ortaokuldayken cihan unal ve nurseli idizin oynadıgı tiyatrosuna gitmistim ikinci yarıda cıkmıstım ne halt yemeye cıktım hatırlamıyom ama guzel olarak aklımda kalmıs. sahneye salıncak bile kurmuslardı nurseli onde olece sallanıyodu eglenceliydi.
  • orman cini'nin geliştirilmiş hali.ilk halinin cehov üzerinde açtığı yaraları sarmıştır.

    orijinal ismi için (bkz: dyadya vanya)
  • vişne bahçesinden önce yazılmışmış. metin ucanın passa parola aldatmacası bir soru idi. ulaş bey kardeşim de balıklama vişne bahçesi demişti cevabı vanya dayı olan soruya.. tüüü idi yani. tüü.
    öte yandan tiyatroya benzer bir sinema uyarlaması olmuştur bu yapıtın. vanya dayı bööle şişko, beyaz keten takımlar giyen biridir filan..
  • "yaşayacağız vanya dayı, yorucu günler, uzun geceler boyunca"
  • (bkz: vanyar)
  • vanya dayı, gerek insanlar arasındaki ilişkileri ve toplum ahlakını gerekse de profesör örneğinde olduğu gibi liyakatsız insanların toplum tarafından saygın konuma gelmesini eleştiren trajikomik bir eserdir. bu yönüyle eser, basit konusundan çok insan karakterini yansıtması ve içerdiği ilginç yaklaşımlarla dikkat çekmektedir. örneğin; profesöre yıllarca hayranlık besleyen vanya’nın en sonunda profesöre “… sanat hakkında yazarsın, oysa sanattan zerre kadar anlamazsın. o zaman beğendiğim yazılarına şimdi bakıyorum da beş paralık değerleri yokmuş. amma da gözümüzü boyamışsın” demesi bir isyanın ifadesidir. eserin daha birkaç yerinde bu türden cümlelerle, kuru bir bilgi aktarıcısı olan akademisyenler eleştirilmektedir.

    vanya dayı’nın toplumun ahlak anlayışına da eleştirisi vardır. genç ve güzel helena’in yaşlı profesörden ayrılıp kendisiyle aşk yaşaması gerektiği şeklindeki görüşüne karşı çıkanlara şöyle demektedir: “… bu sahte bir sadakat. bu durumda laf ebeliği geçer akçedir, ama işin mantığı yoktur. bir kadının katlanılmaz ve yaşlı kocasına ihanet etmesi ahlaksızlık sayılır da, gençliğine acımayıp hislerini köreltmeye çalışması sayılmaz” bu ve buna benzer şekilde, toplumun genel ahlak ve bilgi anlayışına karşı çıkan eleştirileriyle vanya dayı, ilginç bir karakterdir.

    eserin en sonunda, vanya ve sonya’nın yine çiftlikte kalması ve çiftliğin gelirlerini profesöre gönderecek olmaları; toplumda ve insanlarda bazı genel kabullerin kolay kolay değişmeyeceğini vurgulamaktadır. sonuçta sonya ve vanya çiftlikte kalırlar ve belki de en çarpıcı cümleleri sonya’nın ağzından dökülerek eser biter: “yaşayacağız vanya dayı… biz daha ne uzun günler, geceler geçireceğiz; alnımıza yazılan çileyi sabırla çekeceğiz. elimiz ağımız tuttuğu sürece dur durak bilmeden başkaları için çalışıp didineceğiz. ecel geldiği zaman da usulca öleceğiz. çok acı çekip gözyaşı döktüğümüzü, çok içimizin yandığını söylediğimizde tanrı bize acıyacak. ve seninle ben, sevgili dayıcığım, aydınlık ve güzel bir hayat yaşayacağız. işte o zaman mutlu olacağız, şimdiki mutsuzluğumuzu hatırlarken gülümseyeceğiz ve huzura ereceğiz”
  • tiyatro pera'nın kasım-aralık 2010 oyunları arasında mevcuttur.
    dayıyı levend öktem, doktoru ise selçuk yöntem oynuyor.

    ben çehovcu değilim onu tekrar anladım.
  • anton çehov'un elbette ki en güzel oyunu..

    baş kahraman için babazula'dan geliyor : babasız kızlar balosu
  • neşeli girip insanı bir çok açıdan hayattan soğutan ve 2.5 saatte tam 25 yıl yaşlandıran bir oyun. bence sadece ölmek isteyen yaşlılar gitsin.
hesabın var mı? giriş yap