varlık
-
öz bir ve sıfırdır...
öz vardır ve yoktur...
lan doğarken bir dilin bile yoktu, neyden, ne varlığından söz ediyorsun deseler ona da denecek yok. huu!
kkkk: kendisinin kaybından kendisi korkuyor.
değerli varlık ya, heba edilmemeli.
birden yanında bitiyor bir varlık, bir bilgi. sadece kenarında durabiliyorsun, yakasını bağrını açman olanaksız. ne ilginç değil mi?
yokluktan varlığı bir etkenin doğurtması, çekip alması gerekmez. yokluk kendi(liği)nden de varlığı çıkarabilir. bu meyanda kara delik, vermeden alan tanrılardan biri olabilir.
varlığa damladık, var olmayla kıvranıyoruz. su bitmiyor, yansımalar ve bulmalar bitmiyor. belki çöl ve susuzluk bile bitmiyor.
varlık yalıtımı içinde her birerimiz tanrı, mutlak yetkili, veya alçakgönüllüce gezegen veya adayız. yalnız, arada laf atabilen, haberleşebilen, uzaktan destek olabilen yalnızlar. (bkz: grup/@ibisile)
kendi doğru ve eyleminin -varlığının- yükünü isa'nın çarmıhını taşıdığı gibi taşımak gerekiyor. kendi yükümüzü taşımadığımızda zannettiğimiz gibi yüksüz kalmıyoruz, başka, kendi olmayan yükleri taşıyoruz.
dünya tipi yaşantı böyle. ama sevgiaşk için bilgeler "dünyadadır, ama dünyadan değildir" diye ululama yaparlar. ben de o nitelemeyi çok severim. sevgiaşk bütün dengeleri bozan varlık torpilidir, varlığın göze ve duyulara hitap eden halidir. (bkz: yanındayken bile özlemek/@ibisile)
zenginin gemisi her zaman yürür. (bkz: varlığa darlık olmaz)
[varlık ve insanlık tarihinde havuz ortak, bazılarımız adsız kahraman. nikola tesla sonradan iade-i itibar aldı hiç olmazsa. pek çok kahramanın malı, katkısı, ürünü hırsızlandı, çalındı. keşif, bulu, teknik meydana çıktıysa isim bilinmese, veya sonuç elbirliğiyle sağlandıysa bile insanlık kazançlı. insanlık belki büyük altüst ve yokoluşlar sırasında dahi şanslı olabilir, bilemeyiz.] (bkz: nikola tesla/@ibisile)
garamat'ın muğla'daki varlık, zenginlik anlamında kullanımı için verilen örnek cümle bütünleyici fikir veriyor: "ali ağaların garamatı fazladır." buradaki yük olumlu bir yük olmuş, yükünü tutmak halini almış.
türkçeye sonradan giren ihtiyaç ne demek iyi kötü anlaşılmış, ama "ihtiyacım var" dendikte bunun bir varlık sahibi olmayla karışmaya başlaması olası. türkçenin kendi yoksulu ve yok yoksulu var. yeni oluşan ihtiyaç sahibi söyleyişi ise kentli sosyal yaşamın diline yerleşebilmiş.
hastanede yenidoğan servisinde "bebek + soyadı" (örneğin bebek savuranoğlu) biçimindeki söyleyiş çocuğun doğmasına karşın henüz varlık kazanmadığını; varolan ve artanın aile, kabile, topluluk olduğunu yeniden gösteriyor.
herakleitos ateşi ana madde yapmakla, varlıkların özde bir madde değil, bir olgu olduğuna dikkat çekmiştir.
kiliseye, tapınak fahişesine, kuruma, şeyh veya dedeye, dilenciye, doktora, üfürükçüye, cinciye, falcıya, vs para verilir. gene özüne doğrudan dahil olmasa da para akışı yardımlaşanlar arasındaki asimetrik ilişkiye işaret eder. o özel bir bilgi halkasındandır, adeta ezoterik ve hermetik bir disipline mensuptur, ocaktan ve ocaklıdır. bu asimetriye, bilici büyücü ve yardımlaşma ustası olmaya yıllarını, becerisinin önemli bir bölümünü vermiştir. kaçak da güreşse artık bir köşeyi tutmaktadır. varlıktır, sosyal olarak el altında ve işlevseldir, sadece kendinden menkul ve kendi için değildir. (bkz: hekimlik/@ibisile)
"değerlerin varolmalarına aracılık eden varlık olduğum sürece ben doğrulanamaz olanım. ve özgürlüğüm, değerlerin temelsiz temeli olmaktan ötürü içdaralması içindedir." jean-paul sartre - l'etre et le neant
"(...) bilinç kendi varlığı içinde varlığı kendisi için soru olan ve de bu varlık kendinden başka bir varlığı kapsadığı ölçüde soru olan bir varlıktır." agy
"işte böylece hiçlik, varlığı dört bir yandan kuşatırken, aynı anda da varlıktan kovulmuş olur; işte böylece hiçlik, dünyanın konturlarını oluşturan olarak kendini sunar. bu çözüm, bizi tatmin edebilir mi?" agy
"ama bilincin doğası öyledir ki dolaylı ile dolaysız onda tek ve aynı varlıktır. inanmak inandığını bilmektir ve inandığını bilmek de artık inanmamaktır." agy
"varlık, bilincin olduğu tarzda kendi kendinin nedeni olamaz. varlık kendi'dir. bunun anlamı, onun ne edilginlik, ne etkinlik olduğudur." agy
"kendinde-varlık, asla mümkün de, imkansız da değildir, o vardır." agy
"ne var ki varlık-olmayan varlığın karşıtı [contraire] değil, çelişiğidir [contradictoire]. bu da, hiçliğin mantıksal olarak varlıktan sonra gelmesini gerektirir, çünkü hiçlik önce ortaya konmuş, sonra da yadsınmış olan varlıktır." agy
"hiçlik eğer varlık tarafından taşınmıyorsa, hiçlik olarak dağılıp gider ve yeniden varlıkla karşı karşıya kalırız. hiçlik kendini ancak varlık fonu üzerinde hiçleyebilir: eğer hiçlik verilebiliyorsa, bu, ne varlıktan önce ne de sonradır, ne de hiçlik genel bir tarzda varlığın dışında verilir, varlığın bizatihi bağrında, yüreğinde bir kurtçuk gibi ortaya çıkar." agy
"dolayısıyla hiçlik bu varlık boşluğudur, kendi-içini oluşturmak üzere kendindenin kendiye doğru bir düşüşüdür.
hiçlik, varlığın varlık tarafından soru konusu yapılmasıdır, yani tastamam bilinçtir ya da kendi-içindir.
hiçlik, varlığa özgü bir imkandır ve onun tek imkanıdır." agy
"ve tanrı, baştan sona olumluluk ve dünyanın temeli olarak hem ne ise o olan bir varlık, hem de kendinin bilinci ve kendinin zorunlu temeli olarak ne ise o olmayan ve ne değilse o olan bir varlık değil midir?" agy
"eğer süre varlıksa, o takdirde sürenin ontolojik yapısının ne olduğu bize söylenmelidir, ve tersine, eğer varlık sürüyorsa, varlığın içinde sürmesine imkan veren şeyin ne olduğu bize gösterilmelidir." agy
"kendi-için kaçış formunda varlığa mevcuttur; şimdiki zaman, varlık karşısında sürekli bir kaçıştır. böylece şimdiki zamanın ilk anlamını belirlemiş olduk: şimdiki zaman var değildir; mevcut an, kendi-içini gerçekleştirmeye ve şeyleştirmeye yönelik bir kavrayıştan yayılır; kendi-içini ne ise o olan aracılığıyla ve kendi-içinin mevcut olduğu şey aracılığıyla, örneğin saat kadranının üzerindeki şu ibre aracılığıyla göstermeye iten de bu kavrayıştır." agy
"bütünlüğün derlem, devamlı olmayan, kesiklinin de devamlılık halindeki bu sürekli silikleşmesi, tam da mekan [espace] adı verilen şeydir. gerçekten de mekan bir varlık olamaz." agy
"hiçleşip gidecek olan biziz; toprak, yeni bir bilinç gelip de kendisini uyandırana dek baygın uykusuna devam edecektir. böylece, "gizleri bulan" bir varlık olduğumuzu, ama aynı zamanda, bulup ortaya çıkardığımız şeye oranla daha önemsiz kaldığımızı biliriz." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"kurtarıcı neden kolay yolu seçer, neden daimi varlığıyla, sürekli orada olma arzusuyla diğerini kurtarmak istemez? neden görevini yüzme hocasının veya davos'taki otel sahibinin üzerine atmak ister?" franz kafka - briefe an milena
40. asla
"yol'un hareket etme biçimi dönmektir.
zayıflıktır yol'un yordamı.
gök ve yer ve on bin şey
varlıktan doğdu.
varlık yokluktan." lao tzu - ursula k. le guin yorumuyla lao tzu tao te ching
"onun varlığına karşı yok olmak gerektir: onun huzurunda varlık nedir? manasız bir şeyden ibarettir!
varlık kör olmasaydı... ondan erirdi, güneşin hararetini tanır, anlardı." mevlana - mesnevi
"bazı kişiler için en büyük ceza kendi varlıklarıdır." oscar wilde - the picture of dorian gray
"böylece düşünce ve duygular, zihinsel ve fiziksel nesneler varolurlar. fakat tümeller bu anlamda varolmazlar, onların olduklarını ya da varlıkları bulunduğunu söyleyeceğiz ki, burada "varlık", zaman dışı olarak, "varoluşun" karşıtıdır." bertrand russel - felsefe sorunları
"hastalık, bireysel ve somut varlık nezdinde sadece addan ibarettir, kendisini oluşturan yalıtılmış unsurlarla kıyaslandığında, sözlü bir adlandırmanın mimarisindeki bütün titizliği içerir. (...) hastalık, ad olarak varlıktan mahrumdur, ama sözcük olarak, bir düzenlenmesi vardır. var oluşun adcı indirgemesi, durağan bir hakikati ortaya çıkarmaktadır." michel foucault - kliniğin doğuşu
"duyular; oluşu, akıp gidişi, değişimi gösterdikleri sürece yalan söylemezler... ama böylece varlığın boş bir kurgu olduğu konusunda herakleitos sonsuza dek haklı olacaktır. "görünür" dünya, tek dünyadır: "gerçek dünya" ise yalnızca bir yalan olarak eklenmiştir..." friedrich nietzsche - götzen-dammerung
"şiirin içinde barındıracağı 'varlık' 'yokluk'tan türer, şairden değil. ve şiirin sahip olacağı 'müzik' şiiri yapan bizlerden değil, sessizlikten gelir; tıklatmamıza cevaben gelir." archibald macleish (the courage to create içinde)
(ilk giri tarihi: 17.5.2016)
(bkz: varlıklar/@ibisile)
(bkz: varlıklı), varsıl
(bkz: varlık ve hiçlik), yokluk
(bkz: varlığın/@ibisile)
(bkz: ben-varlıkçılık)
(bkz: geçmişte yaşamak/@ibisile)
(bkz: varoluş sıkıntısı)
(bkz: varlık vergisi)
(bkz: ego/@ibisile)
(bkz: satcitananda)
(bkz: varlığa darlık olmaz)
(bkz: allah insanın yarattığı en değerli varlıktır)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap