• 1907'de vologda'da doğdu ve 1929'da moskova üniversitesinde öğrenciyken lenin'in vasiyeti'ni yayımlama teşebbüsünden tutuklandı. ömrünün büyük bir kısmını muhtelif yerlerde mahpus olarak geçirmiştir. solovki'de üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1937'de tekrar tutuklandı ve kuzeydoğu sibirya'nın kolyma kentinde beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. cezası 1942'de savaşın sonuna kadar uzatıldı ve ivan bunin'i büyük bir rus yazarı olarak tanımlamasından ötürü (ki öyledir, 1933'te nobel ödülü alan ilk rus yazar unvanını elde etmiştir.) 10 yıl daha cezaya çarptırıldı. toplamda shalamov kamplarda yaklaşık 17 yıl geçirdi.
    (bkz: gulag)

    serbest bırakıldıktan sonra kolyma tales'i yazmaya başladı, sovyetler birliğinde kamplardaki çalışma hayatı hakkında hikayelerden oluşan bu eseri için 54-73 yılları arasında uğraş vermiştir ancak sovyetlerde yayınlanması 1982'deki ölümünden sonra olmuştur.
    (bkz: the kolyma tales)
    (bkz: kolymskiye rasskazy)
  • kolıma öyküleri isimli kitabı, jaguar yayınları tarafından türkçeye çevrilmiş olan rus yazar.
  • 1907'de vologda'da doğan, kolıma öyküleri isimli aşırı sarsıcı bir esere de sahip rus yazardır. varlam tihonoviç şalamov, moskova'da hukuk okurken, edebiyatla ilgilenmeye başlamış ve andrey belıy, aleksandr puşkin gibi kişilerden etkilenmiştir. stalin'i eleştiren "lenin'in vasiyeti" (josef stalin’in sovyetler birliği komünist partisi genel sekreteri görevinden alınmasını tavsiye eden bir metindir) isimli metnin dağıtımına karışmak suçundan dolayı tutuklanmıştır.

    3 yıllık bir hapis cezasının ardından anti-devrimci ve troçkist faaliyetlerinden ötürü tekrar tutuklanarak, 5 yıllık bir ceza ile yeryüzündeki bir cehennem olarak isimlendirdiği, sibiryanın kuş uçmaz kervan geçmez köşelerinden kolyma 'ya gönderildi. cezası sırasında, mahkumlarla sohbet ederken, nobel ödüllü yazar ivan bunin 'i övdüğü için için cezasına 10 yıl daha eklendi. altın ve kömür madenlerinde çalıştırıldı. ağır hastalıklar geçirmesine, tifüse yakalanmasına rağmen, tifüsten kurtuldu. toplam 17 yıllık esaretten sonra, 1951'de serbest bırakılmasına karşın, kuzeydoğu zorunlu çalışma kampları'nda sağlık görevlisi oldu ve bir 2 yılını daha böyle geçirdi. ancak 1956'da iade-i itibar ile moskova'ya dönebildi.

    stalin'in gulag 'larındaki 17 yıllık deneyimlerini, açlığın, hastalıkların ve sibirya’nın tüm kasvetini, kolıma öyküleri'nde (kolymskiye rasskazy) yazdı. bu eserde, çalışma kampı deneyimlerine ilişkin aşırı serinkanlı anlatımı dikkat çekicidir. (ki kitabı bitireli epey bir süre olmasına rağmen o ürpertici anlatı hala hafızamdadır).

    kitabın ilk rusça baskısı 1978'de londra'da yapıldı ve sscb'de gizlice dağıltılmıştır. sağlığı iyice kötüleşen şalamov 1979'da huzurevine yerleştirildi. kısa bir süre sonra, 82'de hayatını kaybetti. kolıma öyküleri sscb'de, ancak 1987'de basılabilmiştir. yani, şalamov, kitabının basıldığını görememiştir.

    kolıma öyküleri adlı eserinden örnekler:

    kolima öykülerinde, "geceleyin" isimli öyküsü şu şekilde başlar:

    "akşam yemeği bitmişti. glebov ağır ağır çanağının dibini yaladı, masadaki ekmek kırıntılarını eliyle özene bezene süpürerek sol avucunda topladıktan sonra, avucunu dikkatle yaladı. yutkunmadan..." (kolıma öyküleri, jaguar yayınları, sayfa, 19)

    hatta, kızılhaç isimli öyküsünde, nikolay'ın baskıcı rejimine muhalif eden sosyalist petraşevski grubu'na üye olduğu için kendisi gibi sibirya'ya sürgüne gönderilen ve bu izlenimlerini ölüler evinden anılar'da anlatan dostoyevski 'yi bile eleştirir:

    "dostoyevski, ölüler evinden anılar 'da, tıpkı büyük çocuklar gibi davranan, tiyatroya meraklı olan, aralarında çocuklar gibi birbirlerine kin beslemeden kavga eden kader mahkumlarının davranışlarına merhametle yaklaşıyor. belli ki dostoyevski gerçek suç dünyasıyla tanışmamış, oradan kimseyle karşılaşmamış. eğer tanışmış olsaydı, onlara en ufak bir merhamet ifadesi kullanmazdı. kamplardaki hırsız vahşetinin haddi hesabı yoktur. gerçek kader mahkumları, elindeki son kuruşu, son kıyafeti hırsızlara kaptıran ve köle gibi çalışan mahkumlardır." (kolıma öyküleri, jaguar yayınları, sayfa, 214)

    kitabının ilk bölümünde, kolıma'da (https://tr.wikipedia.org/wiki/kolıma) sibirya'nın dehşetini, karlar üzerine isimli ilk öyküde şöyle anlatır:

    "hiç ayak basılmamış karla kaplı bir yol nasıl çiğnenir? "

    "önden bir adam gider terleyerek, söverek, bacaklarını güçlükle hareket ettirerek, gevşek ve derin kara bata çıka. adam, yürüdüğü yolda eğri büğrü, siyah oyuklar halinde çukura benzer izler bırakarak uzunca bir yol kateder. yorulunca kara uzanır, elde sarılmış bir sigara tüttürür ve mahorka’nın (genelde mahkûmların ve işçilerin içtiği kalitesiz, işlenmemiş ve sert tütün) ? dumanı göz alıcı beyaz karların üstüne mavi bir bulut gibi yayılır. adam oradan uzaklaşır, bulut ise hiç dağılmadan adamın dinlendiği yerde asılı kalmıştır; havada hiç kıpırtı yoktur. rüzgârın insan emeğini silip götürmemesi için karlı yollar her zaman böylesi sakin havalarda çiğnenir. yolu açan adam, karın sonsuzluğunda kendisine belli başlı işaretler belirler: bir kaya, uzunca bir ağaç. bedenini karların içinde, tıpkı teknesini nehirde bir burundan diğerine yönlendiren bir dümenci gibi kullanır. önde giden adamın daracık ve dağınık izlerini, omuz omuza hizaya girmiş, beşerli ya da altışarlı sıralar halinde ilerleyen insan grupları takip eder. bunlar, önlerindeki izlere basmak yerine yanlarına basarak ilerler. önceden belirlenmiş hedefe vardıklarında geri dönerler ve henüz insan ayağı değmemiş yerlerdeki karları çiğnemek için aynı şekilde gidip gelirler. böylece yol açılmış olur. açılan yolun üzerinden insanlar, atlı kızaklar ve traktörler geçebilir artık."

    "eğer ilk izleri birebir takip ederseniz, belirgin ama zor yürünen dar ?bir patika elde edersiniz ve bu yol üzerinde, yoldan ziyade yürümesi toprak zeminden daha zor olan çukurlar oluşur. bu iş, yolu ilk adımlayana diğer herkesten daha zordur. güçten düştüğü zaman, aynı öncü beşerli gruptan bir başkası devralır görevi. adımlarını izlere göre ayarlayanlardan her biri (hatta en küçüğü, en çelimsizi bile) başkasının ayak izine değil, el değmemiş kar kütlesine basmak zorundadır. buradan geçecek traktörlere ve atlara ise yalnızca okurlar binecektir, yazarlar değil?" (kolıma öyküleri, jaguar yayınları, sayfa 9-10)

    kaynak: kolıma öyküleri, jaguar yayınları, 2019, çeviri: gamze öksüz.
    http://jaguarkitap.com/…iradakiler/kolima-oykuleri/
  • kolıma öyküleri adlı kitabı harika olan rus yazar.
  • kolıma öyküleri kitabını okumakta olduğum yazar. öncelikle jaguar kitap'a teşekkür etmek istiyorum, türkiye'de pek bilinmeyen bir rus yazarın kitabını çevirmek cesaret işi. kendi adıma, yazara rusya'da yaşadığımdan ötürü aşinaydım, birkaç öyküsünü de rusça okudum ancak hapishane jargonu ve öykülerin ağır havası nedeniyle devamını getirmek istememiştim. ancak hem türkçe tercümesi başarılı hem de dipnotlar oldukça yardımcı oluyor.

    adı her ne kadar öykü olsa da bu kitap anı kitabı olarak da değerlendirilebilir. yazar kendi yaşadıklarından ve muhtemelen duyduklarından bir gulag portresi çiziyor. sibirya soğuğunu, kamplardaki yokluğu ve yoruculuğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. hırsız, katil ve tecavüzcülerin arasına atılan politik suçluların yaşadığı şoku, hayatta kalmak için katlandıkları zorlukları, bir süre sonra onur ve gururlarını nasıl geride bıraktıklarına doğrudan şahit oluyorsunuz. bunu yaparken yaşananları ideolojisine basamak yapmak yerine kamp hayatını olduğu gibi anlatıp kararı okuyucuya bırakması edebi açıdan daha da değerli kılıyor bence. belki sansür, belki başka bir nedenden böyle yazdı ancak sovyet liderliğine veya mahkemelerinin verdiği üstünkörü mahkumiyetlere(fiziki olarak ölüm fermanına) odaklanmadan içeriden bir gulag portresi okumak isteyenlere tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap