• suruldugu yuzeyde koruma gorevi yapan parlaklik veren karisim..
  • tirnaga suren kadinlar da var cila niyetine..
  • kuruduğunda ince, sert, ve parlak bir tabaka oluşturan reçine bazlı olan sıvı. tahtanın nem kapmamasını ve yeni görünmesini sağlar. ilk verniklerler doğal reçineden yapılırken petrol endüstrisinin gelişmesiyle yapay olarak üretilmeye başlanılmıştır.
    bazıları kolaylık olsun diye reçineyi boyayla kalıştırıp, tahtayı hem boyayıp hem de parlatmak isterler. ilk başta güzel bir yöntem olarak görülse de, bu yolla kullanılan vernik ilk yağmurda kendini atar, kabarır. tahta boyandıktan sorna onun üstüne sürülmelidir. böylece hem tahtanın ömrü uzar, hem de uzun bir süre yeni görünümünü korur.
  • (bkz: varnish)
  • çok güzel bir kokusu vardır bu meretin.ama unutulmamalıdır ki,kapalı yerlerde uzun süre koklarsanız,bi güzel zehirlenme ihtimaliniz vardır.başınız hafiften dönmeye başladıysa ve düzgün bi şekilde yürüyemiyorsanız bu vernik yüzündendir.yapılması gereken bir an önce açık havaya çıkmak ve ayran,yoğurt benzeri bişeyler yemektir.hala geçmediyse hastaneye gitmek kaçınılmazdır artık.
  • plastiğin içinde uzun süre bekletilmemesi gereken nesnedir.
    örneğin ortaokuldasınız ve hocanız alçıyı kalıba koyup sonrasında çıkan şekli boyamanızı istedi, boya da parlak görünsün diye vernik sürmeniz gerekir üstüne. vernik de nerde olur o zamanlar, en yakın marangoza gidip plastik bir bardakta verniği alırsınız ve işinizi bitirdikten sonra verniğin kalan kısmını bardakla birlikte masanın üstünde bırakıp okula gidersiniz, geldiğinizde vernik plastik bardağın alt kısmını eritip örtüye geçmiştir, örtü de artık eski örtü değildir vernikli kısmı oyuk şeklindedir, annenizden yediğiniz fırçaya mı üzülesiniz, yoksa çöpe atılan el işlemesi masa örtüsüne mi, bilemezsiniz.
    (bkz: o hikayedeki mal benim)
  • pastan arındırılmış metal yüzeylere ince bir tabaka halinde uygulandığında paslanmayı geciktiren koruyucu reçine. zımparalanmış ahşap yüzeye uygulandığında ağaca doğal rengini verir ve su yolları (bkz: soymuk boruları) vernik ile dolduğundan ahşap nemden etkilenmez ve çürümeye karşı direnç kazanır. genellikle tinerle inceltilip kullanıldığı için kokusu iyi kafa yapar. son zamanlarda su bazlı vernikler de piyasaya çıkmıştır ve kokusuzdurlar.
  • ağaçtan elde edilen reçine ile ağaçtan elde edilen eşyaları korumaya yarayan ve aynı zamanda felsefe yaptıran maddedir.
  • pigment içermeyen bağlayıcı, çözücü ve katkı maddelerinden meydana gelen, uygulandığı yüzeyde saydam bir katman oluşturan boyadır. selülozik, sentetik, su bazlı, poliüretan gibi çeşitleri vardır. ahşabın ömrünü uzatır.
  • bir modadır gidiyor, yok neymiş sprey vernik daha kolay uygulanırmış iki dakikada hop kaplanıverirmiş de bilmem neymiş. yalan! külliyen yalan. ben kandım siz kanmayın. abidik bir ürün bu sprey vernik. profesyoneller bunu kullanıyor mu, kullanıyorsa nerede kullanıyor bilemem ama amatörler için bence en güzeli normal, sprey olmayan vernik. gomalak olur yat olur nebleyim parlak olur mat olur.. sprey şeklinde olmasın da..

    belki iz bırakmadan sürmeyi öğrenmek için bir iki küçük hataya sebep olursunuz ama en azından böyle ucubik, deli gibi havada uçuşan bir şeyle boğuşmaz, özenle attığınız katların keyfini çıkarırsınız.

    "bir tumbleweed'in sprey vernikle imtihanı vol.1"den bildirdim.

    az sonra ikinci katı atacağım ama keyif aldığım vernikleme işinden soğudum. ben kutuya bakıyorum kutu bana bakıyor.
hesabın var mı? giriş yap