*

  • new york'un en sohretli, haftalik kultur/haber dergilerinden biri... hem ucretsizdir, her kosede bulunur, hem de 'ciddi ve saygin' bir dergidir. oku oku* bitmez. siteleri de ayni sekilde.

    http://www.villagevoice.com/
  • sahane dergi. gecen replikasin albumunu* review ederek beni dumur etti. tutarli bir liberal sol yayin cizgisini benimsemistir. muzik, film ve kitap review lari, cok klas..
    okunula, okutula....
  • kultur-sanat iceriginin zenginligiyle arkada sayfalardaki "skis istiyom, ibne lazim, bana kamcili kadin gerek, sisman adamlara domalmak istiyom" tarzi ilanlarinin birbirine yakismadigi yayin organi ve organ yayini. ilan kismi ayri basilsa, derginin icine ayrica konulsa ne guzel olacak mecmua. bunun providence ve boston'daki kardesi phoenix'tir.
  • doksanlarin ortasina kadar ucretli idi bu. sonra ne zaman ki ny post* beles oldu, internet yayilmaya basladi, parasiz hale gelmek zorunda kaldilar. carsambalari cikardi yanilmiyorsam, ama cuma gunu sehir universitelerine bedavaya dagitilirdi, yani ogrencilere hep parasizdi da denebilir. ev ilanlari iyi oldugu icin ilk cikanlari kapmak amaciyla matbaanin onunde beklerdi insanciklar*.
  • evet o kadar cok seveni var ki ve oylesine ekmek su gibi tukeniyor ki bu zamaninda tarihe alternative press ifadesini neon isiklariyla yazdirmis bol pulitzer odullu, bol herseyli derginin, bazi kirli camasirlarini uzulerek ortaya dokmenin zamani geldi sanirim artik. son yillarda o neon isiklari bayagi gucsuzlesti, patlayan ampuller oldu, zamaninda dilimize gururla doladigimiz, buyuk beyaz amcalarin oyun yeri olan mainstream gazetecilige karsi boynu dik gidisi temsil eden alternative press kelimesi artik secilemiyor bile, adi var kendisi yoklardan olma yolunda ilerliyor.

    village voiceun sahibi village voice media ulkenin onde giden haftalik underground dergisi la weeklyyi de alali beri, diger bir haftalik dergi sahibi sirketle danisikli dogus oynayarak los angeles cleveland, new york gibi butun sehirlerdeki underground gazeteciligi monopolileri altina almaya basladilar, haritanin onune gecip "su sehir senin bu sehir benim" diye kararlastirdiktan sonra akbabalar gibi o sehirlerin alternatif butun diger yayinlarini sessizden susturarak.

    butun bu akbabaliklar bir yana, artik herhangi bir corporate varligin monopoli sevdalarini kucuk bir cocugun aglamasi kadar normal buldugum bu gunlerde, herseyden izole edip derginin kendisine bakinca hizla parlayan degisiklikler firliyor sayfalardan. eskiden cok bir yirtikti bu village voice. belki bu yirtiklik yolunda tavana vurmustu, eksiksiz izledigi new york kulturel-politik dunyasinda olanlardan yakisiksiz olanlari ortaya cikariyor, asparagas habercilik gibi cirkef bir mahalle agziyla degil de yari akademik yazilarla kapali kapilar arkasinda olanlari gun isigina cikarip, okuyucunun yuzune atiyordu bunlari. kendini yavas yavas oldurdugu bir auto sabotaji gormek iste uzuyor en cok, simdilerde bu sus pus hali, derginin bol $ isaretleri esliginde son sayfalarindaki seks reklamlarinin * gittikce yayilmasini desteklemesi vs. ben hala severek okuyorum o ayri,farkli seks objeleri ve ruyalari satan reklamlar arasinda boguldugumda bile kahkaha dalgalarina birakabiliyorum durumu. kendini sabote etmenin tuvalete gitmek kadar normallestigini artik unuttum sanirim, bu kadar kizmamaliyim.
  • haftasonları yapılan nyc-east village ziyaretlerindeki sabah kahvesi keyiflerinin olmazsa olmazı*
hesabın var mı? giriş yap