• (bkz: hawelka)
  • (bkz: cafe latte) neubaugasse 39
  • (bkz: cafe wien)
  • son zamanlarda bir cogunun tuvaletine eroinmanlar damarlarini göremesin diye mor ötesi isik koyulan kafeler.
  • (bkz: melanj)
    (bkz: melange)
  • cafe de l'europe diye şehrin göbeğinde güzel et şinitzel yapan bir kafe vardı. akşamları canlı müzik de oluyordu burada..
  • viyana'ya gidip de, şunlardan biri ya da birkaçını görmeden dönmek olmaz:

    - cafe central (http://www.ferstel.at/)
    - cafe dommayer (http://www.dommayer.at/indexd.htm)
    - cafe landtmann (http://www.cafe-wien.at/ldt-start_eng_html.html)
    - cafe sacher (http://cafes.sacher.com/)
    - cafe (leopold) hawelka (http://www.hawelka.com/)
    - cafe schwarzenberg

    her biri geleneksel, bazıları bir asıra yakındır hizmet veren yerlerdir. kapıdan içer girer girmez, başka bir boyuta geçmiş gibi olursunuz. kimisinde dedemiz yaşında ihtiyarcıklar, pırıl pırıl, tertemiz kıyafetleri, kolalı bembeyaz gömlekleri/önlükleri, nur yüzleriyle servis yapar; kimilerinde yine yaşlı, ama aksi suratlı garsonlar siparişinizi alır. oranın o kadar ayrılmaz bir parçasıdırlar ki, kızmak aklına bile gelmez insanın, bezgin bir ifadeyle servis yapan bu insancıklara.

    cafe'lerde, günlük gazeteler, bambu bir çerçeveye takılı şekilde okunmaya hazır bekler. kimileri de, kitabını gazetesini kendi götürür, bir köşe bulup, saatlerce okur.
  • belki gittiğiniz diğer şehirlerde uzun uzun tadını çıkarabilme imkanınız olmadığı için, belkide gerçekten viyanadakilere has bir farklılık olduğu için, müziğinin tınısı, ortamının ışıltısı, yalnızlık sohbetlerinin kıvamı, mekanın insana kattığı huzuru, kahvelerinide geçtim bitki çaylarının- hele hele yasemin çayının- bir başka yerde bulunamadığı gerçeğini her kıytırık kafeye gittiğinizde hatırlamanıza sebep olan, viyanayı pek çok özleme nedeni..
  • viyana dendigi akla ilk gelen kahvehane mekanlaridir. bazilarinin birbirinden guzel el yapimi uzerini sekerleme ile kapladigi cukulatalarinin ve sekerlemelerinin, cicek, bocek, geometrik sekiller halinde rengaren bir renk cumbusu havasinda vitrinleri kahvenizi icerken ne yapar yapar sizi bastan cikarir. bir iki tanesini olsun almak istersiniz. bu tatlilarin herbiri sanki sehrin mukemmel mimarisine uyum saglasin istenmis gibi hazirlanmis gorunur. alpler in yalcinligindaki aziz lezzet ve guzelligi o kahvenin uzerini kaplayan kaymakla birlikte damaginizda hissedersiniz. kah aci cukulatanin, kah sutlusunun rendelenmis kirintilari kaymagin uzerinden hafifce dilinize dogru kaydiginda, kahve ile birlesen cukulatanin essiz moka olusumu, ilkbahar gunesinin baygin sicagi ile birlikte carpiverir insani. oturdugunuz masanin onunden akan insan seli basinizi dondururken, sokagin obur kosesinden gelen alp havasi tutturmus akordeonun tinilari icinizde kipirdar.

    baska bir alemde gibidir sanki viyana cafeleri.....
hesabın var mı? giriş yap