• edb. sözlü ve yazılı anlatımda anlam açıklığı.
  • "(...)üslûbdaki vuzûh, selâset, âhenk de hârika!"

    cemil meriç, mağaradakiler, 1978 ötüken baskısından. 2001 baskılarında bu cümleyi bulamadım; ya kısım adları yeniden düzenlendiği ya da "sol'a göre kültür emperyalizmi" kısmı çıkartıldığı için.

    cemil meriç'in bahsettiği konu ise pertev naili boratav, abidin dino, güzin dino, enver abdel malik'in konuşmacı, ferit edgü'nün yönetici olduğu 1967'de paris'te düzenlenen kültür emperyalizmi başlıklı konuşmadan

    "söze ilk başlayan boratav hoca "kültür, değerliliği belirli birtakım ölçülere göre onaylanmış, olumluluğunu kabul ettirmiş söz ve sanat ürünleri"; ne güzel tarif değil mi? ama bir başka kültür daha var üstada göre: "bu tanımlamayı yapan çevrelerin onaylamasından geçmeden de, kendi okuyucu, dinleyici, seyirci... çevresi olan, öteki çevrelerin yargısına aldırış etmeden yaratılan, yaşayan, gelişen bir başka kültür". kısaca bu esrarlı kelimenin iki anlamı var: 1- "bilim, düşün, felsefe, dünya görüşleri." 2- "söz sanatları ve ötekiler yani halkiyat." böyle olunca da "emperyalizm, sömürgecilik kavramlarının kültür alanına" el atması da tabiî.

    kültürün 161 tanımını "saptayan" amerikan sosyologları, boratav'ın açıklamalarından habersiz, ne yazık... üslûbdaki vuzûh, selâset, âhenk de hârika!"

    içimdeki nişanyan bana "vuzûh"un "izah" kökenli olduğunu söylüyor.
  • belli, belirli olan.
  • arapça kökenli bir kelimedir ve berrak olma, aydınlanma, anlaşılır olma anlamlarında kullanılmaktadır.
  • (bkz: vazıh), izah
    (bkz: vuzuhsuz)
  • aydınlatma aöık olma onu anlama
hesabın var mı? giriş yap