• rachel's'in systems-layers albumunden, aciklanamayacak guzellikte bir parca. keman sesleri ruhu caresizlige ittikce, o durumu gorebilmesini, hissedebilmesini sagladikca zil sesleri ve piyano sesleri de cekmis ruhu o bosluktan, o yokluktan ara ara. daha cok yokluga suruklemis ama. cunku zaten hepsinin kaynagi ayniymis. o kadar saf, o kadar temiz, ve bir o kadar da yok. boylesine akiskan.
  • ust uste defalarca dinlenildiginde katharsis yasatan, nasil denir, "ilahi". dusunceye kapisini kapatan yokluga dokunabildigim tek an.
  • hayatımın fon müziği.
  • modern ilahi. transa sokan. huzur veren. ic acitan. huzun ve sevinci birbirine karistiran ve kesinlikle ama kesinlikle bu dunyadan olmayan sarki.
  • water from the same source
    .
    .
    .

    gül bahçesinden mezarlığa uzanan bir yol gibiydi; kaotik, çelişkili, tezatlıklarla dolu. onu çeken de bu değil miydi zaten? bilinmezin gizemi. yol giderek karanlığa gömülüyor, siluet onu sahte ışıklardan kurtarıp ormanın derinliklerine doğru çekiyordu. durmaya ya da geri dönmeye cesaret edemeyeceğini biliyor, hızlı adımlarla takip etmekten başka şans görmüyordu. bu yine de bir rüya olmalı diye düşündü, tıpkı uyanınca göğsüne acıyı saplayacak ama bir türlü hatırlanamayacak olan. gerçekdışı ve gerçek olamayacak kadar güzel. karmaşık, karanlık, koyu ve yoğun. öyle yoğundu ki duygular, asla uyanası gelmiyordu. sigarasından bir nefes daha çekti. her alevde o çekici bakışla karşılaşıyordu. onu kendine mıhlayan bir bakış. tanrım, bu gözler ne kadar da hüzünlü bakıyordu! bu hüzünlü gözlere bir kerecik olsun değebilecek miydi gerçekten? ayaklarına dolanıyordu çalılar, ağaçlar sıklaşıyordu. kaç dakikadır yürüdüğünün ayırdında değildi. ileride ya da geride hiçbir ışık kalmamıştı ancak ne bir korku, ne de bir endişe hissediyordu. tek istediği, neyin peşinden gittiğini keşfedebilmekti. çok derinden bir su sesi duymaya başladı, burada bir nehir, bir göl var mıydı anımsamaya çalıştı. gökyüzü yıldızlarla doluydu ve çevrede hiçbir ışık kalmadığı için inanılmaz parlak ve yakın görünüyorlardı, uzansa bir tanesini koparabilecek, içini aydınlatabilecek gibiydi. ve ay. dolunay. sanki her şey bağlantılıydı ve mucize karşılaşmayı gerçekleştirmek için bütün yıldızlar ve gezegenler en büyülü güzelliklerine bürünmüşlerdi. adımları yavaşlamış, su sesi giderek yaklaşmıştı ve ay ışığının suya yansımasını gördü nihayet. küçük bir şelale sularını yavaşça akıtıyor, çevresine bezenmiş tüm yeşillik, bu kaynaktan besleniyordu. hayal edebileceğinden çok daha muazzam bu manzara gözlerini kamaştırıyordu. ve onu gördü... suyun içindeydi, yalnızca kafası görünüyordu. gözlerini kocaman açmıştı ve yüzünden sular damlıyordu. gülümsüyordu. hiç düşünmeden yürümeye başladı. donacağından emindi ama buna değerdi. ilk adım: nefesi kesildi. sağ bileğinden dizine kadar keskin bir kramptı hissettiği, dişleri titredi, tüm kanı çekilmişti sanki. ikinci adımı attığında bütün bedeni sarsılmış, içindeki tüm organlar küfretmişti. üçüncü adım kolaydı nispeten. beline kadar su içindeydi ve dişleri birbirine çarpmıyordu artık en azından. son birkaç adım kalmıştı. birden koca bir gülümseme yerleşti yüzüne. tabi ya, diye düşündü, sana erişmek elbette kolay olmayacaktı, ama gördüğün gibi aşamayacağım hiçbir engel yok. gülümsüyordu buna karşılık kocaman açılan gözler. yaklaştı. gözleri, gözlerine değdi. ve sıcacıktı. inanılmazdı bu. tam bulundukları yerde su kaynıyordu, sıcak ve soğuğun dansı öyle rahatlatıcıydı ki, tüm gece bu suyun içinde salınabilirdi.
    öylesi huzur doluydu...
    bu sıcaklığa erişmek için o dondurucu adımları atmak gerekiyordu.

    .
    .
    .
  • huzunlu, asla kavusulmayacak guzel bir seyin arka plan muzigi gibi. mutlulukla mutsuzluk arasi degisik bir zevk veriyor bu parca. soundtrack olacak guzellikte. yolculuklara yarasir turden.
  • dünyada birileri bu melodiyi bilmiyor. bu melodiyle dalıp hüzünlenmiyor, coşmuyor. işte bir başka umutsuzluk sebebi daha.
  • bu aralar netflix'te yayında olan 2015 yapımı ronaldo belgeselinin kapanışında kullanılan rachel's şaheseri.
hesabın var mı? giriş yap