• benimse "we are neither turk nor greek" olması gerektiğini düşündüğüm yazı
  • kıbrıs hakkında kendisine ezberletilmiş şeylerden başka bişey bilmeyen, kıbrısta hiç yaşamış, 1974'ün neden olduğunu anlayamamış insanların çok garipsediği, barış huzur ve gelecek isteyen kıbrıslıların dünyadan bi haber türkiyeliler tarafından nankörlükle suçlamasına bir kere daha sebep olan pankart.
  • millyetciliğin ne boktan bişey olduğu yaşayıp gören kıbrıs halkının, en çok ta kıbrıs türklerinin feryadıdır bu. lakin bir nüans vardır ki o kaçrılmamalıdır; biz kıbrıslıyız derken kıbrıs milliyetciliği yapılmamalıdır çünkü bu da diğer iki milliyetcilik kadar saçmadır. katılmadığım tek nokta işte budur.
  • ne türküm ne yunanım para nerdeyse ordayım felsefesinin ürünü.bu cin zekalı kıbrıslılar türkiye de kişi başına geliri 15000 dolara vurmuş bir devlet olsaydı nereli olurlardı orası da ayrı bir merak konusudur.
  • bir kac kilometre otedeki topraklarda* insanlar turkiyenin 79 yilda gelemedigi refah duzeyine geldiyse, birakin insanlik suclarini iskenceyi, issizligi bile onledilerse ote yandan turkiyenin kendi cikarlari ugruna kullandigi kibris hala bir koy gorunumundeyse, uzerine daha cok dusunulmesi gereken pankart. istanbulda oturup, ortakoyde gezip akmerkezden alisveris yapan, yuzkusur kanalli digiturkunden dunyayi seyredip, saint bilmemne isimli ozel lisesine oradan da dunyanin en iyi egitim veren universitelerinden sayılan bilkent, odtu, bogazicine giden biz turkler yirmibirinci yuzyilda elinde super imkanlar olmasina ragmen yokluk icinde yasayan insanlarini gormezden gelemeyiz.
    eger bir ulkenin ekonomisi, o ulkeye babalarinin paralariyla okumaya gelen amele-kiro tayfasinin harcayacagi paraya, mehmet ali erbil gibi zubuklerin otellerde yaptigi hovardaliga ve uc bes karapara sahibinin actigi casinolara bagliysa, o insanlara nankor demeden once dusunmek lazimdir.
    turkiye 1950lerde menderesi, 80lerde ozali, 90larda demireli, 2000lerde tayyipi secmekle secimini yapmistir. bunun sonucu olarak yarisindan cogu yobaz, turbanli hatta kara carsafli, cahil, pis ve uckagitci bir toplum olarak, basimizda "dogurabildiginiz kadar dogurun allah rizkini verir" diyen liderlerle on yil sonra da elli yil sonra da avrupa birligine girme ihtimali sifirdir. parti liderlerinin ayaklarinin yikandigi, ataturk devrimlerinin dusmanlarinin mezarlarina caputlar baglandigi, kadinlarin namus yuzunden aile karariyla olduruldugu bir ulkenin genclerinin onunde yakın egelecekte bir avrupa gozukmuyor hatta baska milletlerin esiri olmadan bagimsiz bir gelecek bile gozukmuyor.
    halbuki o pankarti tutan genc ve o gencin icinde bulundugu toplum bir musluman ve turk olarak avrupa birliginin kabul edecegi yegane bizden olan toplum. yillarca fakirlikle bogusan ve hor gorulen bir tanınmamis devletin vatandasina, buldugu her imkani hoyratca harcayan, hirsizliktan ve bagnazliktan kendi kendinin kuyusunu kazmis, yine de kucuk amerika oldugunu iddia eden ve her imkana sahip olan buyuk ulkenin vatandaslari hain demeden once durup dusunmeliler.
    turkiyenin 50 yildir yaptigi hatalarin cezasini kibrisli turkler de cekmemeli. dahasi orada yasayan insanlarin kaderine burada yasayan turkler veya yanimizda yasayan yunan degil kendileri karar vermeliler.
  • insanlarin kendilerini istedikleri gibi nitelendirme hakkinin bulundugunu goz onune alinca kizilmamasi gereken bir pankart. nasil ben kurdum diyen insana "hayir sen dag turkusun" diyemezsen, ben kibrisliyim diyene de "hayir sen ada turkusun" diyemezsin.
    goz onunde bulundurulmasi gereken baska bir konu da turkiyenin 74 harekatini babasinin hayrina degil kendi stratejik cikarlari icin de yaptigidir.
    bir baska ilginc nokta da su anda turkiye butun askerleri cekse de rum kesiminin kuzey kibrisa askeri mudahale edemeyecek olmasidir. bu da adadaki turk askerinin kuzeyi korumak icin degil, gerekirse guneyi isgal etmek icin bulundugudur. bu turkiyenin savunma doktrininin bi parcasidir, yunanistanla bir savas halinde kara harekati yapilacak ilk yer guney kibristir.
    butun bunlar dusunuldugunde kibris turklerinin piyon olarak kullanilmaktan sikilmasi dogaldir.
  • türkiyenin saf ve cahil halkı bir çok konuda olduğu gibi kıbrıs konusunda da yıllarca kandırılmıştır ve kandırılmaktadır. şehit, bayrak, kutsal dava, şan, şeref, ezan, kan vs vs. bu kavramlar türk halkından oy koparmak için yıllarca meydanlarda bağırılmış, yalan yanlış tarih bilgileriyle beyni yıkanmış nesiller yetiştirilmiş, türk halkı kendi içinde olduğu boktan durumu görmezden getirilip geçmişiyle otuzbir çektirilmiştir.
    evet kıbrısta rumlar türkleri kesmeye kalkmış ve türkiye gelip bizi kurtarmıştır doğrudur bu. ayrıca kıbrısta sadece türk askeri değil binlerce kıbrıslı türk de ölmüştür. 1963 ten 74'e kıbrıs türkü direnmiştir bunlar yalan değildir. yalan olan kıbrısa çözümün 74 te geldiğidir. 74'te türkiyenin yaptığı kendisine 60 anlaşmasında tanınan garantörlük hakkını kullanmaktı ve bu hak türkiyeye kıbrısta barışı tekrar tahsis edip kıbrısı eski halinde bırakmasını söylemekteydi. peki türkiye ne yaptı? ayşe tatile geldi ve burda kaldı. ayşenin tatilde yediği haltları siz bilmiyorsunuz.
  • umudum odur ki içeriğine verilen tepki, "kuzey kıbrısta bir tane bile kıbrıs türkü kalmasa bile o türk askeri oradan çekilmeyecektir" şeklinde bir beyanata -ki bu beyanatı geçmiş hükümetin en son dışişleri bakanı yapmıştır, dış görünüşü ile hiç bağdaşmamasına rağmen - da verilmeli olan pankart. bu neciz cümleyi sarf edip, daha sonra bu ekonomik ve siyasal yapıya mahkum ettiğimiz (evet ! bizim ettiğimiz) bir ülkenin (evet! bilmem farkında mısınız kktc farklı bir ülke) vatandaşını ne kadar kan dökerseniz dökün, "bu kanı biz sizin için döktük" anafikrine ikna edemezsiniz. bu cümle ne yazık ki geçmiş hükümetlerin ağzından kıbrıs türküne bir itiraftır, "biz orada türkiyenin güvenliği ve stratejik çıkarları için varız, sizin için var değiliz" cümlesinin çok daha kaba formatıdır.
  • her ne kadar içeriği "etnik köken" ve "vatandaşlık" kavramları açısından ayrıştırılmadığı için tepki toplamışsa da -ki aynı tepkiyi ben de veriyorum- türkiye cumhuriyetinin kendi varoluşunun haklılığını tüm dünyaya kabul ettirdiği lozan barış görüşmelerinde sürekli olarak argüman olarak kullandığı, imparatorlukların yıkılıp ulus devletlerin ortaya çıktığı geçen yüzyılın en temel argümanı olan "self determination"ın kuzey kıbrıs halkı üzerinde kullandırmamasına verilen tepki. rauf denktaşın türkiye cumhuriyetinden getirilen ülkücü camia ile ilişkilerinin incelenmesi "kktc yönetimini türk halkı mı seçiyor? seçmesinler o zaman" sorusuna verilecek cevaba -ki bilmemenin ayıp olmadığına ilişkin özlü sözleri yadetmenin zamanıdır- giden yolda size yardımcı olacaktır. eğer "kan edebiyatı"nı bırakıp "bu insanlar ne diyor, neden diyor?" sorusunun cevabını da bulmak isterseniz eğer.
  • kibrisin ekip bicecegi bir toprak yoktur, fabrika, atolye is sahasi kuracak egitimi verecek okullari yoktur, o okullarda egitim verecek ogretmeni yoktur, turkiyenin o okullari kurmak icin gayreti de yoktur, elektrigi* bile yoktur. bunlarin hepsi olsa bile yeterli is gucune sahip degildir. ote yandan kibrisin inanilmaz bir turizm potansiyeli vardir, cok guzel bir uluslararasi liman olma ozelligindedir. az bir nufusu, modern ve cagdas bir zihniyeti vardir. yalniz dunya tarafindan tanınmamakta ve bu ozelliklerinin hicbirini kullanamamaktadir.
    turkiye kibrisi kurtarmistir ancak tipki guneydogu gibi kibris da ne gelistirilmis ne de gelismesine imkan tanınmistir. baskici bir rejim, karapara ticareti ve askeri kaygilar dolayisiyla, masa basinda kullanilacak bir koz olarak elde tutulmustur.
    kibrista bugun dogru durust sinema yok, alisveris merkezi yok, memurluk diisnda bir gelir kaynagi yok. dogru durust bir televizyn kanali, bir konservatuvari, tiyatrosu, herseyi birakin yurtdisindan gelen mallar bile yok. turkiyede bize dogal gelen ne varsa bu insanlara luks. anadolunun ucra bir kasabasindan farksiz. tek farki ucra kasabadaki adam ayda yilda bir kez sehre inebilecekken onlarin boyle bir sansi da yok. ulkede cok katli bina bile yok. kisacasi turkiyedeki turklerin sahip olabilecekleri hicbir imkan yok. ve bu adamlarin sucu da yok.
    bu insanlar akilli, cagdas, kulturlu, uzlasmaci ama yillardir haketmedikleri bir sekilde eziliyorlar ve varlik icinde yokluk yasiyorlar.
    su anda onlerinde bir firsat var. turkiyenin almak icin kivrandigi bir firsat onlarin onune sunulmus durumda. zengin olabilecekler, insanca yasayabilecekler, dunyadaki butun guzellikleri gezip gorebilecekler, tipki almayadaki 3. kusak turkler gibi zekalarini ve genc nufusunu kullanip kendi ulkelerinde almanlarin, fransizlarin, ingilizlerin en ust makamlarina cikabilecekler.

    ancak turkiye bir kozunu daha kaybetmis olacak. zamaninda avrupa birligi kurulurken katilmayi kabul etmeyen turkiye, kibris kozunun da gitmesiyle beraber avrupaya bir adim daha uzaklasacak. yunanistani natoya sokmama hakkina sahip olan turkiye bu hakkini kullanamadigi icin olasi (nasil olacaksa) bir yunan savasinda guneyden bir cephe daha acmak zorunda kalacak. ataturkun cizdigi yolun tam aksine giden turkiye turist potansiyelini biraz daha kaybedecek.
    iyi de turkiyenin zamaninda yaptigi yanlislari, verdigi yanlis kararlari, medeniyetin gosterdigi yolun tam tersine araplarin yoluna gitmesini neden kibrista yasayanlar odeyecek? (tısss)

    madem o kadar milliyetciydik, peki turkiyeyi isgal eden, turk insanini katleden ulkelerin kurdugu birlige girmek icin neden kicimiz yirtiyoruz. daha dun korede amerikali askerleri korumak icin amerikan generallerinin emriyle sicak savasin ortasina atilan turk askerini unutup amerikanin para fonuna el pence divan duruyoruz, her avrupa birligi toplantisinda adamlar almayiz dedikce, hayir illa ki alacaksiniz diye avrupalilara dileniyoruz? turkleri arkadan bicaklayan araplari karsi neden bu kadar hosgorulu yaklasiyoruz?

    bu pankart kibrislilarin degil, son 50 yildir arkasina bakmadan ucuruma dogru hizla kosan turkiyenin bakip utanmasi gereken tablodur. daha evvel bir entryde denildigi gibi, eger turkiyenin milli geliri kisi basi 15000 dolar olsaydi, hicbir kibrisli turkiyenin yanindan ayrilmak istemezdi. ancak elimizde degil 15 bin kisi basi 50 bin dolarlik milli gelir elde edecek imkanlarimiz, kaynaklarimiz ve sansimiz varken biz aydinligi degil karanligi ve hurafeyi sectik. ataturkun gosterdigi yolu kendi elimizle kapattik.
    simdi kibristakilerin bir secim sansi var. turkiyedekiler hep yanlisi secmisken, kibrislilara donup "durun, sizin yerinize de biz secicez, cunku zamaninda sizi biz kurtardik" demek barbarligin baska bir yansimasi oluyor. belki onlar kendileri icin dogru olan yolu secerler.
hesabın var mı? giriş yap