• --- spoiler ---

    beyin cerrahı (bkz: paul kalanithi) abimizin vefatı öncesi yazdığı ve tamamlayamadığı! gerçek hikayesi.

    gerçek olması dışında öleceğini bildiğiniz halde kitap boyunca bunu yazara konduramamanız, doktor - hasta ilişkisini iki tarafıyla yaşayıp yaşatması, eşi ve bebeğiyle birlikteki anları, insana haline şükretmesini ve herşeyin boş olduğunu hatırlatıyor
    --- spoiler ---
  • paul kalanithi isimli başarılı bir beyin cerrahının kanser hastası olduğunu öğrendikten sonra yazmaya başladığı ve tamamlayamadan öldüğü kitabı. türkçeye henüz yeni çevrildi ve baskısı altın kitaplarda.

    kitap en başta biyografi gibi başlasa da daha sonra yazarın hastalık süreci ve hayatla ilgili sorduğu sorular üzerinden ilerliyor. aslında yaşamın bütünüyle ne kadar değerli ve pamuk ipliğine bağlı olduğundan bahsediliyor kitap boyunca. inanılmaz etkileyici tespitler var ve her şey salt gerçeklik olduğu için paul sanki yakın bir arkadaşınızmış gibi geliyor okurken.

    ayrıca yazar hayatı boyunca edebiyata düşkün olduğundan bahsediyor ve bundan dolayı inanılmaz akıcı ve güzel bir anlatımı var.

    (bkz: en karizmatik kitap isimleri)
  • bu kitaptan gerçekten çok etkilenmiştim. okumamın üzerinden epeyce zaman geçti, fakat ben hâlâ etkisinden kurtulamadım.
    anı/biyografi türünde, 2015 mart'ında bu hayata veda eden başarılı bilim cerrahı paul kalanithi'nin kendi hayatını anlattığı bu kitap gerçekten "sarsıcı". seçtiği kariyerdeki amacının ölümü keşfetmek olduğunu söyleyen yazar, bununla ilgili anılarını anlatırken anbean ölüme doğru yürüyordu. kitap elimize ulaştığında adam ölmüş... hayır! daha kitabı tamamlayamadan bu hayata gözlerini kapamış ve onun bu hayalini gerçekleştirmek eşine kalmış. kitabın sonunda eşinin eklediği bölümü okurken gözyaşlarımı tutamadığımı hatırlıyorum. şimdi bile bunları yazarken dolu dolu oldum.
    neyse efendim, okuyun.
  • paul kalanithi'nin otobiyografisi ayrıca yazarın tek kitabıdır. yazar kabaca şöyledir:
    eğitimli bir anne babanın çocuğudur üniversiteye kadar, on yaşındayken ailesinin taşındığı kırsal bir bölgede (bkz: arizona), bol bol okuyarak yaşar. "onu da okusam olur aslında" şeklinde tıp fakültesine gider. hayatın anlamını üniversitelerde aramak suretiyle felsefe ve edebiyatı da okur. bu arada evlenir. yavaş yavaş hayatın anlamına "faydalı olmak" adını vermesi onu alanında başarıya veya başarılı olduğu alana götürür. 38 yaşında akciğer kanserinden hayatımızdan ayrılır.
    20-35 bandı için yönlendirici olabilen bir kitap olabilir. kitap başka güzel kitaplara atıflar yapar.
    kitaptan güzel alıntılar:
    “…freud kariyerine başarılı bir nörobilimci olarak başlamıştı. fakat insan zihni keşfetme konusunda o kadar hırslıydı ki, nörobilim bu ihtiyaca cevap vermeyince mikroskobu bir kenara bırakmıştı. …”
    "bay micheals gözlerimin içine bakıp yürek paralayan bir sesle yineledi: "on dört bir iki sekiz."
    "ilham pınarından içeceksen ya kana kana iç ya da tadına bile bakma."
    vs.
    eser türkçe'ye berna gülpınar tarafından "son nefes havaya karışmadan" adıyla çevrilmiş, altın kitaplar'dan çıkmıştır.
  • okuduguma pisman etmeyen bir kitap.
    --- spoiler ---

    son 20 sayfasinda paul'un esinin kitabin devamini getirmesi, itiraflari, mezari basinda yaptiklari cok etkileyiciydi
    --- spoiler ---
    editleyecegim, uykum var.
  • ismini beğendiğim için konusuna gözattığım, konusuyla da ilgimi çektiği için okumaya başladığım kitap.

    stanford gibi bir okulda cerrah olmuş, genç ve başarılı bir insanın hayatının belki en güzel çağında kansere yakalanması, bu gerçekle uzlaşmaya çalışması, ölümün kıyısına gelip gitmesi ve hayatının bu anlarını ve duygularını kendi kalemiyle anlatması, bunları kendisinden dinlemek ne olursa olsun okunmaya değer.

    yaşam ve yaşamın anlamı ya da yaşamın absürtlüğü konusunda insanı karmaşık duygu ve düşüncelere gark eden bir kitap oldu benim için.

    içimize çektiğimiz nefesin* dışarı verdiğimizde havaya* dönüşmesi kadar basit bir şey hayatta olmak veya olmamak meselesi. evren ya da doğanın yaşıyor olup olmamamız durumuna ya da bu duruma dair duygularımıza karşı ilgisizliği insan varoluşunun en soğuk gerçeği olabilir.
  • çok etkileyici bir kitap,

    burayı okuyorsan muhtemelen okumadan önce vaktine değer mi değmez mi diye araştırıyorsundur.

    kesinlikle değer..
  • şu anda son sayfasini gözyaşlarima hakim olamayarak okudugum kitap. sanırım ilk defa okudugum bir kitabin sonunda, bu kadar ağlarken buldum kendimi.
  • altın kitaplar bu güzelim kitabı mahvetmiş. geri iade gibi müthiş kelimeler mi, diseksiyon yerine yazılan direksiyon lar mı, yazım hataları mı, ne ararsan var.
    ki elimdeki baskı 4. baskı, yani ilk basım sonrasında 2 sene geçmiş adamların ruhu duymamış. kitaba da yazık olmuş.
  • paul kalanithi'nin kanser olduğunu öğrendikten sonra hem bir doktor hem de bir hasta olarak yaşadıklarını anlattığı kitap.
    özellikle en son kızına bıraktığı mesajı çok duygusal buldum. yazarın öleceğini bilseniz de son ana kadar bu kötü sonun değişebileceğine inanarak okuyorsunuz kitabı. keşke bu hastalığı yenseydi de başka kitaplarını da okuyabilseydik. okumanızı tavsiye ederim.
hesabın var mı? giriş yap