• başarıya ulaşmayı, bir şeyin üstesinden gelmek için mücadele etmeyi sağlayan içsel veya dışsal motivasyon.
  • ug krishnamurti - düşünce, bilinç ve insan doğası üzerine :

    ''insanoğlunun türünü devam ettirmesi ile ilgilenmiyorum.''

    - görsel (the zero theorem)

    siz yapınız hayat gayenizdeki ''blue earth'' güzellemesini, eriyen kandil ateşi misali tumturak ilerleyene ve efendisine teşekkür edene zaten lafım yok. ilk başlıkta yazılanların çağrışımı ben de hep ''para kazanıp parayı ezme'' pragmatistliğiyle gelişen dünya seviciliğinden öteye bir tasa dışında bir şey olmamıştır. boz ayının boş midesi de böyle çalışır ve pozitif olarak karnını doyuracak şeylerle meşguliyetini sağlar. bu da ona benziyor. o ayıya suratına o imge olarak bahsettiğime şöyle denir hep; ''git şikayet edeceğine bir şeyler yapma, bu kadar kasma! çözüm sunmalısın bu kadar karamsar olunca ne oluyor?'' sözleri ezber bir hatice teyzenin çocuğuna iş bul demesine benziyor. ortada sunulacak bir şey de olmadığından laf ebeliğiyle geveleyip gün öldürmeci sayıklamalardan başka bir şey de yok.

    hayata ve evrene karşı nokta dahi bırakmayanların, anarko tutumlarla bir şeyin reddiyesini salık vermeğe bile yeltenmez. beyaz hap ezeli bir nötr-eleşti ön planda tutuyor. çat çat neyse ne! sonuç mu: getirisi hiçbir şey de değil. yer yer pek negativist ve gri bir dünya tasavvuru yapmak, aşırılıkçıya kaçan realistlikten olabilir. u.g krishnamurti gene ''hayatın tanımını yapmanın bir manası yok'' üzerinde duruyor. şimdi her şeye bu adamın dediğiyle mi açıklık getireceğiz'ci kafa oradan ses eder. hayır! dünyaya karşı 'hayır çekmek' bir nevi intiharını kucaklamaya benziyor. nasıl ve nedenselliğin mühim olan kısmı örtüklüğüyle beraber siliniyor. bunların üzerine konuların zincirleme bağlantısı varmış gibi demenin bir olanağı da nerede duruyor?
    anlamsızlık üzerinden anlam çıkarılan bir dünyada, kime ne söyleyecek olursak; sadece gürleyen duvarlara karşı alogerik iticilikle kendimizi geri çekmeye çalışmaktan başka bir şey gütmeyeceğiz. gezenin ve evrenin gri bir ihtişama bürünmesinin beyaz hap kafasında en ufak ehemmiyeti yok.
  • [farkındalık kazanmak kendini keşfetmektir, kendini keşfetmek ise keşfedecek bir kendinin var olmadığını keşfetmektir. bunu anlamak o kadar şoke edici olacaktır ki, vücudunuzdaki her bir sinir ucunu, her bir hücrenizi, kemiklerinizin iliğindeki hücreleri bile infilak ettirecektir. -ug krishnamurti]

    görsel the addiction' yapımındaki tirad gibi, su yutkunurken bile yok olduğumun her salise de bile farkındayım. kanı bahşeden dünyanın entropik bozgunculuğu gene kanımızı emmeye dayalı.
    white pill bugünlerde manasızlık üzerine ve anlamsızlığa tapınan yeni kuşağın gözünde zaten bir yaşanamamazlık hali gibi canlanıyor. ilaçlarla yaşayanlar intihar edenlere hasta diyor. konu burada intihar güzellemesi veya değil. beyaz hap objektif ve realist konuşmanın doruklarına kadar götürülen bir görüş. monologların dünyaya kanser gibi yayılmasından devamlı yakınır. nötr saptamaları kahır edici olur. günümüzde her görüşün sonucu: çelişkiyi pazarlıyorlar, bu kapana sıkılmış bedenlerden cesaret yanılsaması gene u.g dediği gibi, ''ölüm, geçmişin öldüğü o tatlı romantik şey değil.'' de tutunup bu illüzyonu ezberleyip sefaleti canlı kılmaya boyun eğmek oluyor.

    [sonun tanığı olarak kötü hayatımız. ne yapabilirsin? sessizlik, intihar veya boyun eğme (...) guidoceronetti]
    -
    beyaz hap hayatta tutucu bir doktrin veya düstur bazında bakılamaz. tabureyi altımızdan çekerek, bir daha o nesneyi görmemenin getirisi altındaki cesaretsiz çekince de sıkışıp kalmışlığı andırıyor.
    bu, gri şuurluluk hali her an kendi kendini (disorder)a adamış ve bu yönde idame eden bir organizmadan fazlası değil... dili bile vahşilikle evrimleşen bizleriz. sefaletin tam olagelen haliyle yanıp tutuşmak. işte bazı hayatı dışlayan adamların kır cesareti terk edebiliyorsan et tüm akıl dışı pislik oluşumun getirisi hayattan bu beyaz cehennemden ayrıla da çekmişlerdir söylemlerini. uzun uzadıya kelimeler veya tümceleri deşmenin anlamı yok. denilebilir ki, bu ürememeğe dayalı savaştan çekilmenin yolu dünyadan çekilip gidesiye kadar solmayacak bir şuurluluk halinden geçiyor. akıl dışılığın zorunluluklarına boyun eğip fert olmaktan çıkıp, beslenmeden su savaşlarına kadar uzayacak bir otonom beyin ve koloni olacak dünyada kendi yer etmemekten geçiyor.

    sinir dokularımı ezdim/ezdik şimdi sırada beyaz bombaların düşüp atmosferi yarmadan önce bizi ortadan kaldırmasına tanık olana kadar bu zulme ortak olacağız. savaş babaları bir asır öncesinden elde etmek istedikleri gri dünyayı kendi tasarımı olarak görüyorlardı. buraya yazılar karalamak bile tüketim havuzundayken, üstümüze misket bombaları düşüp, en kötücül olanın en vahşet ölümünü görerek halen yaşamı olumlama yönünde çırpınıyoruz. sefil tutumlar caka satan sözler. kapısı anlamsızlığa gömü oluyor. her kaide veya hayatiyet gailesi bizi cüruf atıklara çevirdikçe paramparça olmuş bedenlerin anomali olması değil, işte böyle normatif bir beyazlığını görerek, savaşı yücelterek beyaz griliği kuşanıyoruz. tüm bunların yitik manasızlığı da korkunç gördüğümüz eksik kalacağını sandığımız ödlek intiharımızı bile yalanlayıp bundan geri kalmıyor.

    beyaz hapın misyonu mu ne? hiçbir şey bahşetmiyor olması!
  • özünde tek mantıklı pill.
    blue pill direk olan durumu kabullenenlerse üzerine düşünmeden redpillde olan her şeyi tek boyuta indiregeyen narsistik bir dünya görüşünü betimler.
    black pill bunu mutlak determinizme atayıp hiçbir şey yapmamayı savunur ve redpill görüşünü de basite indirger.blackpill nihilist olup bunu başlangıç noktası olarak görmeyip bütün hayatını buna yoran insandır.
    whitepill bunu aşma noktasıdır.etrafındakini görme körlüğünden ziyade etrafındakini olan doğasında kabul etmedir,nietzsche'den alıntı yapacaksak 'hayatı olumlama' duruşudur.eğer felsefeden girecekseniz varoluşsal nihilizmdir.
    bayağı düz söylüyorum whitepill dışındaki bütün 'pill'ler miyopik bir dünya görüşünü temsil eder ve yansıtır.
    miyopik olmalarının temel nedenide bütün hayatı dıştaki bir olumlama girişimine atayıp kendi ellerindekini yakmalarından gelir.tek bir hayatınız var ve de bu hayatınızı kendinize saygınız varsa kendinizi geliştirerek geçirin.
  • red pill gerçekleri, white pill hakikati söyler. kendinize şu soruyu sorun "ne kadar istiyorum?"

    ne kadar istiyorsun?
  • bir adet, global medya, algı üretme vs. hegemonisinini nasıl çöktüğüyle ilgili video var, bunları tek tek morali bozulan badilere yolluyordum, bir de buradan paylaşayım (ingilizce maalesef):
    https://twitter.com/…oco/status/1749206173675667516

    ana akım medya bombardımanından bunalıp ne yapıcam lan buna karşı diye içinizden geçirdikçe izleyin, ana akım medya, müzik, spor endüstrisinin nasıl anlatıyı kaybettiğini güzel özetlemiş, temiz bir arkadaş.
  • (bkz: akbil)
hesabın var mı? giriş yap