• ingiliz futbol tarihinin gol makinası. 1907 yılında koyu evertonlu bir ailenin çocuğu olarak doğdu. okulda okurken, bir yandan sütçünün çıraklığını yapıyordu. sabahın kör kütük karanlığında kalkması, her gün içtiği kilolarca süt, belki de golün tanrısını yaratmıştı. okuldayken o kadar iyiydi ki, hemen onu a takımları bünyesine katmaya çalışmıştı. 14ünde okulu bıraktı, 16sında ise tranmere'e imzayı bastı. hâli ile babasından fazla para kazanmaya başlamıştı. üçüncü ligde döktürüyordu. karşılaştırmak gibi olmasın, sandor kocsis ve horst hrubesch ile karşılaştırılır kafa golleri. tranmere ile son sezonunda gol olup yağmış ve büyük birçok takımın ilgisini çekmişti. taraftar saçlarından dolayı onu dixie diye çağırıyordu. gönlünün takımına tansfer olduğunda daha yirmi yaşında bile değildi. ilk transer ücreti annesine verilmişti. bu ilk 30 sterlin bir hastaneye bağışlandı. liverpool'da mavi patladı. ilk oynadğı bütün sezonda sadece 32 golcük atabilmişti. bu sezondan sonra kız arkadaşı ile kuzey galler'de kaza geçirdi. bir daha futbol oynayamayacağı söylendiyse de, fortuna favet fortibus. hastanede kaldığı bir gün bütün hastaneye bahçedeki ağaçlardan meyva topladığı anlatılır. dixie sezonun devamında 27 maçta 21 gol atmış ve kaldığı yerden devam edeceği kanısını uyandırmıştı. bu arada ışık hızında giden kafa şutlarının bu kazadan sonra kafasına takılan metal plakalara bağlandığını belirteyim. bu mitosu bir tarafa itelim, doktorlar plakayı çıkardıklarını defalarca söylemişler. 1927-1928 sezonu ise peygamberliğini ilân ettiği sezon oldu. bir evvelki sezon ingiliz ikinci liginde tam 59 gol atan george camsell'ın karşısında, tamamen gole endeksli bir makina dikildi. bu sezon dixie'nin gollerinden nasibini alanlar arasında manchester united da vardı. bir maçta attığı beş golle selam etmişti kırmızılara. daha sezonun ortasında everton tarihinin gol rekorunu kırmıştı. birincli lig gol rekoru 43 golle arte et labore'nin laboresi harper'a aitti. golü egale etmek bir merseyside derby'sine nasip oldu. o gün anfield hüzün doluydu. şampiyonluk için favori takımım huddersfield ile çekişiyorlardı. everton yavaş yavaş farkı kapattı. goller arka arkaya geliyordu. son iki maça çıktığında yedi gol atması gerekiyordu. birinci ligin gol rekoru çoktan kırılmıştı ama hedef adanın rekorunu kırmaktı. burnley maçında dört gol attı. koca bir ikinci yarıyı sakat sakat geçirdi. sahada durdu der hatta bazıları. son maçta rakip arsenal'di. bir hafta boyunca dixie'nin sahaya çıkıp çıkamayacağı merak edilmişti. iddialara göre everton'un o dönemki patronu harry cooke dixie'nin evine taşındı. herkes mesih'in sahaya çıkmasını bekliyordu. 60.000 kişi goodison park'taydı. sahaya çıktı. ilk golünü çaktığında tribünler çılgına dönmüştü. skor önemli değildi. nasılsa şampiyondular. ama önemli olan tanrılarının atacağı gollerdi. 59. gol bir penaltıdan geldi. tribünlerin çığırtısı sahadan duyulmuş ve ölüm sessizliği altında topun başına geçmişti. vurdu sadece. ikinci yarı sadece 60. golü bekleyerek geçti. acaba gelmeyecek miydi... seksenbeşinci dakikada zaman durdu goodison'da. çünkü mesih yükselip kafayı çakmıştı. maç berabere bitti, kimsecikler umursamadı. herkes dixie ile ilgileniyordu. bir maçta beş, bir maçta dört, beş maçta üç, 14 maçta iki, sekiz maçta bir gol attı. everton başka ülkelerde gösteri maçlarına çıktı. herkes golün adını görmek istiyordu. annus mirabilisinde toplam attığı gol sayısı yüzü bulmuştu ki, bu noktada bu satırların yazarının kelimeleri tükenmektedir. kendisine öenerilen açık çeklere rağmen everton'da kaldı. 200. lig golünü attığında daha 23 yaşındaydı. everton ile küme düştü. takımını birinci lige çıkardı. everton bir alt ligden gelip şampiyonluğu tattı. söylemeye gerek yok yine mesih 40 golün üzerine çıkmıştı. herşeyi tattmıştı, ancak bir federasyon kupası kaldırmamıştı. 1933 bu şanssızlığın da kırıldığı yıl olmuştu. ingiltere tarihinde ilk defa forma numaraları ile oynanan maçta dokuz numaralı formayı giydi. dokuz numara finalde bir gol atarak kupanın kaldırılmasında tuzu olmuştu. kupayı ana kraliçenin elinden aldı. 1938'e kadar everton'da oynadı. notts county'e transfer oldu, oradan yolu irlandalara uzadı. ikinci dünya savaşı'nda orduya katılıp, gösteri maçlarında askerlere moral verdi. savaştan sonra da pub işletmecisi oldu. everton'un maçlarının amansız takipçisi oldu. 1976'da amputation ile tanıştı. sayısız gole imza atan sağ bacağı kesildi. 1980'de ise öldü. merseyside derbylerinde en fazla golü atma rekoru dışında kırdığı rekorların yanından geçen yok. sayı saymayı bilenlere selam olsun.
    (bkz: omnia in numeris sita sunt)
  • 1980 yılında goodisan park ta oynanan liverpool-everton maçını seyrederken kalp krizi geçirerek hayata veda etmiştir.
  • 22 ocak 1907 de doğan, everton taraftarlarınca tapılan ve dikilen heykeliyle ölümsüzlüğe attığı adımı vücut bulan 1920 lerin ve 30 ların acar forveti..takımı* adına attığı 383 golle takım golcüleri arasında takımı adına en çok gol kazandıran isim olan dean, 1924-1938 yılları arasında tranmere ve everton formaları altında tam 37 kez hat-trick yapmayi başarmasıyla da hafızalarda yer etti. bütün bunların yanında 1927-28 sezonunda oynadığı 39 maçta attığı 60 golle de bir sezonda en çok gol atan oyuncu rekorunun bugüne kadarki sahibi oldu..
  • ezeli rakip liverpool'un efsanevi menejeri bill shankly, bbc'ye şöyle demiş dean için:

    - bizler dean'in oyununu izleme ayrıcalığını yaşadık, ondan bahsederken beethoven, shakespeare ya da mozart'tan bahseder edasıyla konuşulurdu, o derece iyiydi.

    rivayet edilir ki ünlü kafa vuruşlarını sağlık topu ile çalışmasına borçlu imiş. hatta kendisi ile bir süre beraber oynayan ve kendisinden sonra aynı rolü üstlenen tommy lawton da ondan öğrendiği yöntemle çalışmış kafa vuruşlarına. maç başına 0,94 gol ortalaması pele'nin üzerindedir.

    lakabı olan dixie'den hiç hoşlanmayan bu efsaneyi, goodison park'a dikilen heykelinde şöyle tanımlamayı uygun görmüş everton taraftarları:

    footballer, gentleman, evertonian.
hesabın var mı? giriş yap