• rejisor. anlattigi hikayenin icinde oldurulmustur.
  • rüya ve bilinçaltı yönetmeni olarak david lynch'in polonya şubesi. böyle deyince sanki küçümsermiş gibi oldu, öyle bir amacım yok tabii. kendisi ile sanatorium pod klepsydra filmi ile henüz bugün tanışmış buluyorum. dikkatimi fazlasıyla çekmeyi başardı.
  • sinemada gerçeküstücülük düsturuyla, somut durumlardan ve klasik hikaye anlatımından tamamen uzak durmasıyla, sadece deneyimlerle, hayallerle ve rüyalarda zamanı metafiziksel yorumlamasıyla, insan varoluşunun kırılganlığını müthiş edebi birikimiyle harmanlayan polonyalı yönetmen.

    "bir film olan rüyada" der has, "insanın genellikle tekil bir zaman döngüsü vardır. geçmişe ait şeyler, uzun süredir devam eden sorunlar, mevcut gerçekliğin üzerine bindiriliyor. bilinçaltı gerçekliği istila eder. rüyalar böylece geleceği ortaya çıkarmamıza, göstermemize izin verir.'' diyerek devam eder ki onun filmlerinde kendinizi sürrealizmin o büyülü dünyasında müthiş özgür hissedersiniz.

    en sevdiği ortamlar, harabe halindeki şehirler, yarı terk edilmiş evler, toz ve ıvır zıvırla dolu iç mekanlar, yani tanrının unuttuğu manzaralardır adeta. karakterleri, o hep bildiğimiz inatçı asi kahramanlar olmaktan çok uzaktır. daha çok pasif anti-kahramanlar olarak, kendi dünyalarında kapana kısılmış, bedenlerinde, toplumlarında, zamanlarında kendilerini huzursuz hisseden, dışlanmış kişilerdir. rüyalar, fanteziler veya anılar yoluyla boktan geçen hayatınızda size bir kaçış sağlar has'ın sineması.

    ''yalnızca günümüz için önemli olan meseleleri, fikirleri, temaları reddediyorum. sanat filmi, bugünün büyüsüne kapılmış bir atmosferde ölmeye mahkumdur.'' der ki
    has, 60'ların polonya'sında bir on dokuzuncu yüzyıl romanını filmlerinde yeniden canlandırırken, yalnızca anlamını yeniden canlandırmakla veya geçmişle günümüz arasındaki köprüyü inşa etmekle kalmaz, aynı zamanda çağdaşı sayılan yönetmenlere de sinema işte budur dedirtir.
hesabın var mı? giriş yap