• uluslararası enerji ajansı'nın her yıl düzenli olarak yayınladığı enerji görünümü raporu. geçtiğimiz günlerde yayınlanan ve fatih birol tarafından sunulan 2012 versiyonundaki önemli noktaları aşağıda türkçeye çevirmeye çalıştım.

    - küresel enerji sisteminin temelleri değişiyor. abd, kanada ve ırak'taki petrol ve gaz araştırmaları sonucunda üretim ciddi ölçüde bu ülkelere kaymaya başladı.

    - fukuşima'dan sonra almanya, isviçre, japonya ve fransa gibi birçok ülkenin nükleer enerji politikaları değişmiş durumda. dolayısıyla bu yılki nükleer enerji üretimi öngürlerimiz geçtiğimiz yıla kıyasla %10 daha az.

    - son 9 ila 12 ayda 4 büyük aktörün enerji verimliliği konusunda çok ciddi yasal düzenlemeler yaptığını görüyoruz (avrupa, japonya, çin ve abd)

    - kasım başı itibarıyla bakıldığında tarihteki en yüksek petrol fiyatlarıyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.bu küresel ekonomik iyileşme çabalarını oldukça olumsuz etkiliyor.

    - gaz fiyatlarına baktığımızda ise abd ve avrupa&asya arasında büyük farklar görüyoruz.

    - sürdürülebilir enerji paradigmasından hala çok uzağız. fosil yakıtlara verilen finansal desteklerde %30 artış meydana geldi. bu artış en büyük ölçüde ortadoğu ve kuzey afrika ülkelerinden kaynaklanıyor. bunda arap baharı'nın etkili olduğunu düşünüyoruz.

    - geçtiğimiz yıl küresel karbondioksit salınımı 1 gigaton'luk bir artış gösterdi. bu rekor seviyesinde büyük bir rakam.

    - yatırımlar ve finansal destekler konusunda yenilenebilir enerji sektörünün üstünde büyük bir baskı oluştuğunu görüyoruz.

    - 1.3 milyar insanın (dünya nüfusunun yaklaşık %20'si) hala elektriğe erişimi yok.

    küresel tabloya ve gelecek öngörülerine baktığımızda ise;

    - 1975'te küresel enerjinin üçte ikisi oecd ülkelerinde tüketiliyordu. 20 yıl sonra bu oran üçte bire düşecek. bunda çin, hindistan ve ortadoğu ülkeleri etkili olacak. özetle, küresel enerji tüketiminin çekim merkezi doğuya kayıyor.

    - abd'nin konvansiyonel olmayan petrol üretimindeki hızı göz önüne alındığında 2017'de toplam üretimde suudi arabistan'ı geçmesi bekleniyor. abd'deki konvansiyonel olmayan gaz üretiminin de 2015'te rusya'yı geçerek pazar lideri olması bekleniyor.

    - halen günlük 3 milyon varil petrol üreten ırak'ın 2020'de günde 6 milyon varil, 2035'te ise 8 milyon varil üretmesi bekleniyor. burada ırak'taki petrol üretiminin örneğin kanada'ya kıyasla 15 kat, rusya'ya kıyasla 7 kat daha ucuz olması da etkili. ayrıca bölgedeki bazı komşularına kıyasla ırak'a yabancı sermaye girişi de daha kolay.

    - peki ırak'ta üretilen bu ucuz ve bol petrol nereye giriyor? yarısı asya ülkelerine, diğer yarısı ise dünyanın geri kalan ülkelerine gitmekteydi; ancak bunun da değişikliğe uğrayarak, %80'inin asya'ya (bu miktarın büyük çoğunluğu çin olmak üzere) gideceğini öngörüyoruz.

    - şu anda dünyanın günlük tüketimi 88 milyon varil. 2035'te ise bunun günlük 100 milyon varile yaklaşacağını düşünüyoruz. bu artışın en önemli sebebi ulaşım sektörünün büyümesi olacak.

    - ulaşım sektörü ve petrol ilişkisine bakıldığında her ne kadar çoğu kişinin aklına otomobiller gelse de sadece çin'deki kamyonların petrol tüketimi artışının üçte birinden sorumlu olduğunu söyleyebiliriz. bu altı çizilmesi gereken bir nokta çünkü kamyonlardaki enerji verimliliği standartları otomobiller kadar önemsenmiyor.

    - ortadoğu'da üretilen petrollerin halen %50'si asya ülkelerine gidiyor. bu oranın 2035 yılında %90 olmasını bekliyoruz. ortadoğu ve asya ülkeleri arasında birçok yeni ticari bağ oluşacağını söyleyebiliriz.

    - abd şimdiye dek petrollerinin büyük kısmını ortadoğu'dan ithal ediyordu. fakat abd'nin konvansiyonel olmayan petrol ve doğalgaz üretimlerini göz önüne alırsak 10 yıl sonra bunun neredeyse sıfırlanacağını tahmin ediyoruz.

    - abd liderliğindeki kaya gazı üretim artışının uluslararası doğalgaz pazarını çok somut bir şekilde çeşitlilendirecek. bunun iki sonucu olacak; ilki konvansiyonel petrol üretiminin üstünde oluşturacağı baskı, ikincisiyse petrol fiyatlarını daha dezavantajlı konuma getirmesi.

    - enerji güvenliği ve enerji ithalatı konusuna geldiğimizde ise önümüzdeki yıllarda tüm ülkelerde petrol ve doğalgaz ithalatının devam edeceğini söyleyebiliriz; tek bir ülke hariç: abd. abd'nin doğalgaz ihracatının artacak, petrol ihracatı ise büyük oranda azalacak. petrol ihracatındaki bu büyük azalışı abd iki faktöre borçlu: kendi üretim hacmini genişletmesi ve ulaşım sektöründeki enerji verimliliği düzenlemeleri.

    - elektrik üretimi konusunda, japonya'da sırt çevrilen nükleer enerjinin yerini doğalgaz ve yenilenebilir enerji kaynakları alacak. avrupa birliği ülkelerinde güneş ve rüzgar enerjisi kullanımı artarken kömür tüketimi gittikçe azalacak.

    - hindistan 2020'de kömür ihracatında lider ülke haline gelecek. ne var ki, hindistan'ın kişi başına düşen elektrik tüketimi 2035 yılında hala abd'nin 1947'deki seviyesinde seyrediyor olacak. neredeyse 100 yıllık bir fark söz konusu!

    - yenilenebilir enerjiye gelirsek, bu kaynaklarının gittikçe daha fazla kullanılması büyük ölçüde hükümet destekleri sayesinde. günümüzde küresel elektrik üretiminin sadece %20'sinde kullanılan yenilenebilir enerji kaynakları, 2035'te toplam üretimin üçte birinde kullanılacak. yenilenebilir enerji destekleri şu anda 88 milyar dolar civarında ve bunun çoğunluğu abd, avrupa birliği ve çin'den geliyor. ancak bu miktar yeterli değil. günümzden 2035'e kadar geçecek sürede 4.8 trilyon dolar kadarlık yenilenebilir enerji desteğine ihtiyaç duyuluyor.

    - tüm bu değişiklikler ışığında elektrik fiyatlarında dünyanın değişik bölgeleri arasında büyük farklılıklar meydana gelecek. örneğin, avrupa fiyatları abd fiyatlarından %50 daha fazla, çin'den ise 3 kat daha fazla olacak. bunda abd'nin sahip olacağı petrol-endeksli doğalgaz fiyatı avantajı, nükleer enerjinin gittikçe daha az kullanılacak olması, karbon fiyatlandırma mekanizmaları ve yenilenebilir enerji destekleri etkili olacak. sonuç olarak: avrupa ülkelerinin endüstriyel rekabet kapasitesi abd ve çin karşısında olumsuz etkilenecek, avrupa vatandaşlarının satın alma gücü azalacak.

    - enerji sektöründe kullanılan su ihtiyacı gittikçe artacak. su fakiri olan ülkeler enerji üretimlerinde bunun olumsuz etkilerini yaşayacak.

    - enerji verimliliği, enerji politikasının en büyük sorunlarından biri olmaya devam ediyor. bu sorunu çözemediğimiz için küresel enerji potansiyelimizin üçte ikisini kullanamıyoruz. özellikle sanayi sektörlerinin enerji verimliliğinin ekonomik götürülerini algılayıp çözüm yolunda hızlı adımlar atması çok önemli.

    - hükümetlere 'verimli dünya senaryosu' (efficient world scenario) adını verdiğimiz şablonu uygulamalarını öneriyoruz. böylelikle enerji güvenliği, ekonomi ve iklim değişikliği alanlarında da olumlu gelişmeler görebiliriz.

    - küresel iklim değişikliğine karşı verdiğimiz mücadelede gün be gün geriye gidiyoruz. mevcut altyapımıza bugünden itibaren bir tane bile yeni enerji santrali, sanayi tesisi, veya otomobil eklenmese dahi gereken adımları atmadığımız takdirde 2017 itibarıyla iklim değşikliğine karşı artık elimizden hiçbir şey gelmeyecek ve geri dönülmez bir yola gireceğiz. ne yazık ki dünya çapında bir iklim anlaşmamız hala yok, bunun için gereken irade de yok. ne var ki, ajansımız tarafından sunulan 'verimli dünya senaryosu' hükümet bazında kabul edilip uygulamaya geçirilirse, 2017 yılını 5 yıl öteye çekmemiz mümkün. bu 5 yıl bize yasal olarak bağlayıcı uluslararası anlaşmalar yapmamız ve bu sürede geliştirilecek yeni teknolojilerden yararlanmamız için zaman kazandırmış olur.

    ilgili sunum için: http://www.youtube.com/…neojqcugha&feature=youtu.be

    raporu satın almak için: http://www.iea.org/w/bookshop/add.aspx?id=433
  • gerek ulke politikalarina, gerek sektor trendlerine, gerekse gunluk yasamlarimizda karsilasacagimiz degisikliklere isik tutan uluslararasi enerji gorunumu raporu. her yil iea tarafindan hazirlanan bu raporun 2013 versiyonundan bazi onemli satirbaslari soyle:

    - mevcut enerji gorunumunde bircok enerji aktorunun rolleri degisiyor. onceden enerji ihracatcisi olan bircok ulke artik enerji ithalatcisi haline gelmis durumda. ornekse, abd dogal gazda, brezilya petrolde ihracatci konuma gelirken, ortadogu ulkeleri ithalatci, tuketici ulkeler olmaya basladi. onceden kuresel enerji piyasasini uretici/ihracatci yonuyle sekillendiren ulkeler artik ithalatci/tuketici sifatiyla sekillendirmeye basliyor.

    - uluslararasi ticaret sablonu da degisiyor. kanada'nin enerji ihracati asya'ya kaymaya basladi. rus ihracati da ayni sekilde sadik musteri avrupa'dan asya ulkelerine dogru kayiyor. bati afrika petrolleri de ayni sekilde yeni bolgelere yonelmis durumda.

    - uzun vadeli cozum gerektiren 3 ana sorun kaynagi mevcut: a) karbondioksit salinimlarindaki artis. iklim degisikligine sebep olan salinimlarin 2/3'u enerji sektoru kaynakli. b) fosil yakit tesvikleri. halen petrol, gaz ve komure yarim trilyon abd dolarini askin tesvik verilmekte. bu durum fiyatlarin suni bir sekilde dusmesine ve idaresiz tuketime sebep oluyor. bu tesviklerdeki en buyuk artis ortadogu ve asya'da gerceklesmekte. surdurulebilir kalkinma acisindan bakildigindan fosil yakit tesviklerinin bir numarali halk dusmani oldugunu soylemek mumkun. c) 1.3 milyar insanin (dunya nufusunun 1/5'i) elektrige erisimi yok. 2.6 milyar insanin ise sihhi mutfak tesislerine erisimi yok. elektrige erisimi olmayan yogun nufusuyla dikkat ceken ulkeler sahraalti afrika ulkeleri, hindistan ve banglades.

    - yuksek petrol fiyatlarindaki devamlilik trendi politika yapicilarin ustunde baski kurmayi ve ozellikle gaz fiyatlarinin petrol fiyatlarina endeksli oldugu enerji ithalatcisi ulkeler icin buyuk problem teskil etmeyi surduruyor. bununla birlikte gaz fiyatlarinda bolgeler arasi fiyat farklarinin gittikce acildigi gorulmekte.

    - gelecek ongoruleri: kuresel enerji talebinde abd, japonya ve avrupa ulkelerinin gozardi edilebilir bir etkisi oldugu gorulurken, en cok payin asya ulkelerinde oldugunun alti ciziliyor. kuresel enerji talebindeki artisin 2/3'u asya ulkelerinden gelse de ozel olarak cin'in payi azaliyor (ekonomik buyumenin yavaslamasi, enerji sektorunun olgunlasmasi ve verimlilik alanindaki gelismeler sonucunda) ve hindistan'in payi artiyor. ortadogu ulkelerinde ise 2035 itibariyle gunluk petrol tuketiminin 10 milyon varile (cin'in bugunku gunluk petrol tuketim miktari) cikmasi bekleniyor. yeni kurulacak enerji santralleri sayesinde ortadogu ulkelerinin enerji kapasitelerini 380 gigavat (japonya ve guney kore'nin bugunku mevcut kapasitesi) artirmasi ongoruluyor.

    - fosil yakitlar gelecekteki enerji bilesimini domine etmeye devam edecek. 25 yildir, bu bilesimde fosil yakitlarin payi azaltilip yenilenebilir enerji, nukleer enerji ve diger kaynaklarin payi artirilmaya calisiliyor. ancak tum cabalara ragmen, 25 yil onceki enerji bilesiminde %82 olan fosil yakit orani bugun hala %82. fosil yakitlarda dogal gazin payinin artmasiyla bu oranin pek az miktarda degisebilecegi soylenebilir. bu durumun en onemli sonucu ise enerji sektoru kaynakli karbondioksit salinimlarindaki artis. iklim degisikliyle mucadelede tolere edilebilir kuresel sicaklik artisi 2 santigrat derece iken bu artisin 3.6 santigrat derece olacagini ongoruyoruz. kulaga oldukca minimal gelen bu 1.6 santigrat derecelik fark siddetli mevsimsel degisikliklere, deniz seviyesi artisina, sicaklik dalgalarina ve baska bircok olumsuz gelismeye sebep olacak. bu noktada sorulan asil soru: bu salinimlarin asil sorumlusu kim? gelismekte olan ulkeler, endustri devrimi'nde komurun oynadigi rolun de hesaba katilmasini ve bu acidan gelismis ulkelerin de sorumluluk kabul etmesini istiyor. tarihsel salinim birikimi dusunuldugunde gelismis ulkelerin gelismekte olan ulkelerle ayni derecede sorumlu oldugu goruluyor. ote yandan cin, sadece total salinim hacmine degil, kisi basina dusen salinim miktarina da bakilmasi gerektiginin altini ciziyor ve 1.3 milyar nufusa sahip bir ulkenin 10-15 milyon nufusluk bir ulkeyle ayni kefeye konulamayacagini belirtiyor. ve fakat, bu acidan bakildiginda bile cin'in kisi basina dusen salinimlarinin avrupa'da kisi basina dusen salinim miktarini gectigi ve oecd ulkelerinin toplam kisi basina dusen salinim miktarina yaklastigi biliniyor. bu noktada cin'in onetkin rol oynamasi gerekiyor.

    - kuresel petrol talebi: oecd ulkeleri ile abd, japonya ve avrupa ulkelerinin talebi azalacak. bunun en onemli sebebi doyum noktasi etkisi (ulasim sektorundeki ve kisi basina dusen arac sayilari ust limite yaklasmis durumda, pek az artmasi bekleniyor ve ulasim sektorundeki verimlilik tedbirleri gittikce artiyor). asil talep artisi cin, hindistan ve ortadogu ulkelerinden gelecek ve totalde gunluk 100 milyon varile ulasabilecek.

    - petrolu yogunlukla tuketen sektorlerde ne gibi degisiklikler olacak? ulasim sektorunde dizel yakita olan talep artacak. kuresel petrol talebindeki artisin 1/3'u ise asya'daki kamyonculuk faliyetleri kaynakli olacak. petrokimya sektorunde de plastik sise, elektronik urun, ve tukem mali paketleme sektorlerindeki gereksinim sebebiyle talep artisi meydana gelecek. bir diger onemli degisiklik ise rafineri sektorunde gorulecek. etkisi oldukca azimsanan bu sektorde ozellikle oecd ulkeleri birtakim olumsuzluklarla karsilasacak. ilk olarak, onemli miktardaki sivi dogal gaz rafinerileri es gecip dogrudan tuketicilere (ornegin petrokimya sektoru) gitmeye basladi. sirketler ham olarak aldiklari kaynaklari kendileri islemden gecirmeye basladi. ikinci olarak, bu durum oecd ulkelerinde kapasite bosluklarina yol aciyor. ucuncu ve bir diger onemli faktor ise cin ve hindistan gibi ulkelerinde cok yakin gelecekte gorecegimiz rafineri kapasitesi artisi. bu ulkeler ham petrolu ithal etmenin akabinde kendi imkanlariyla rafine etmek istiyor. ortadogu ulkeleri ise kendi rafine ettikleri petrolu rafine edilmis halde ihrac etmek istiyor. tum bunlarin sonucu olarak avrupa'nin gunluk 10 milyon varillik rafineri kapasitesi tehdit altinda.

    - petrol arzina bakildiginda ise 2015'te abd'nin en buyuk petrol ureticisi olmasi bekleniyor. peki bu halde ortadogu petrollerine hala ihtiyacimiz olacak mi? cevap kesinlikle evet. onumuzdeki 10 yilda abd sayesinde gerceklesecek petrol arzi artisi gunluk 4.5 milyon varil. irak'tan da bir miktar artis gelecek. ancak 2020'ler itibariyle abd'nin petrol uretimi plato fazina ulasacak ve buyuk olcude abd'nin kendi petrol tuketimine ayrilmaya baslayacak. neticede abd en buyuk petrol ihracatcisi degil, en buyuk petrol ureticisi olmakla kalacak. ozellikle asya ulkelerinden gelecek talep artisi ortadogu petrolleri yok sayilarak karsilanamaz.

    - bu yilki ulke analizi brezilya'ya ayrildi. brezilya 2015'te petrol ihracatcisi olmanin akabinde ayni zamanda abd, suudi arabistan, irak, rusya ve kanada'nin ardindan 6. en buyuk petrol ureticisi oluyor. bu ongorunun tam anlamiyla gerceklesebilmesi onemli olcude finansal kisitlamalarin azaltilmasina ve enerji yatirimlarinin artirilmasina bagli. brezilya onumuzdeki 20 yilda 1.3 trilyon dolarlik yatirima ihtiyac duyuyor. ulkedeki elektrik uretim sektoru cogunlukla temiz ve surdurulebilir. bunda hidrogucun ve yenilenebilir enerji kaynagi kullaniminin rolu var. bu iki faktorun sonucunda ulkenin karbon ayakizi de oldukca kucuk. gene de elektrik fiyatlandirmasi icin birtakim duzeltmeler gerekiyor.

    - yenilenebilir enerji sektoru: en cok buyumenin avrupa ve japonya'da gerceklestigi goruluyor. yenilenebilir enerji girdili elektrik uretiminde ise en buyuk artis cin'de. cin'in yenilenebilir enerjiyle urettigi elektrik miktari avrupa'nin tamaminda, japonya'da ve abd'de uretilen miktardan fazla. bu durumda teknoloji maliyetinin diger ulkelere gore gorece dusuk olmasi onemli rol oynuyor. yillik yenilenebilir enerji tesvigi fosil yakit tesviginin yaninda oldukca ciliz kalarak toplam 100 milyar dolar olarak gerceklesti. bu miktarda %60'lik pay avrupa'nin. avrupa'da sicak gundem maddelerinden biri tesviklerin azaltilip azaltilmamasi gerektigi, zira tesvik artislarinin elektrik fiyatlarina dogrudan etkisi var. sonuc olarak, 2035'te yenilenebilir enerji sektorunun yarisinin hidroguc tarafindan domine edilecegi, en buyuk elektrik uretim artisinin ise oecd ulkelerindeki ruzgar ve gunes enerjisi kullanimi bazli olacagini soylemek mumkun.

    - ulkeler arasi enerji fiyat farkliliklari gundemde onemli bir madde. avrupa gaz fiyatlari abd gaz fiyatlarindan 3 kat daha fazlayken, japon gaz fiyatlari ise abd'ninkinden 5 kat daha fazla. ongorumuz bu farkin gelecekte de kapanmayacagi, devam edecegi yonunde. dogal gazin elektrik uretimi icin onemli bir girdi oldugu dusunuldugunde bu fark elektrik fiyatlarina da yansimaya devam edecek. yenilenebilir enerji tesvikleri ve bircok baska faktorun de etkisiyle elektrik fiyatlari bircok bolgede abd'den daha fazla olacak. peki bu durum enerji yogunluklu sektorler icin hangi anlamlara geliyor? a) ticaret dengesi: ornegin, japonya art arda 14 ay cari acik verdi. fukushima faciasinin da etkisiyle kapatilmak zorunda kalan nukleer santrallerden gelen enerjiyi ithalatla kompanse etme yonune gittiler. b) hane tuketimindeki enerji harcamalari: ozellikle avrupa ve japonya'da ciddi miktarda artis soz konusu. c) toplam uretim maliyetinde enerji maliyetinin payinin fazla oldugu sektorlerde (petrokimya, demir celik, cimento, gubre, vb) maliyet artisi mevcut. abd, cin ve orta dogu ulkelerinde enerji yogunluklu endustrilerin uluslararasi ticaretteki payi artarken avrupa ve japonya'da bu pay gittikce azaliyor. bu gelismelerin isiginda avrupa enerji gundemini su gunlerde en cok mesgul eden konu azalmakta olan rekabet gucu. mevcut dinamikler ve ongoruler goz onunde bulunduruldugunda abd ve diger bolgeler arasindaki fiyat farklarinin onumuzdeki 20 yilda da devam edecegi goruluyor.

    sonuclar:

    1- enerji piyasalarinin hem arz hem de talep tarafinda cok hizli bir sekilde degismekte oldugu goruluyor. ozellikle enerji verimliligi konusunda bircok yeni politikanin benimsenmekte ve yayginlasmakta oldugunu goruyoruz. bu politikalara, yeni trendlere uyum saglamayan ulkelelerin kaybedecegini, bu degisimleri iyi okuyup, dogru pozisyonlari alabilen ulkelerin ise oldukca karli cikacagini dusunuyoruz. bu noktada iea, eia gibi organizasyonlarin ulkelere gerekli bulgulari ve verileri saglamaya devam etmesi cok onemli. ilerleyen yillarda cin ve ardindan gelen hindistan'in kuresel enerji talebi artisinda lokomotif ulkeler olacagini gorecegiz. gunumuzda kuresel petrol ticaretinin 1/3'unun gerceklestigi asya pasifik 20 yil icinde bu payin 2/3'e ciktigini tecrube edecek.

    2- petrol teknolojisi kaya gazi, yagli kum, derinsu offshore gibi yeni alanlarda gelismeye devam ediyor. gene de asya'nin gittikce buyuyen talep artisi dusunuldugunde konvansiyonel ortadogu petrolleri kuresel piyasada onemli rol oynamaya devam edecek.

    3- degisik bolgeler arasindaki fiyat farki ilerleyen yillarda da devam edecek, ancak olumlu acidan bakildiginda az miktarda daralmasi mumkun. bu durumun ulkeler arasi endustriyel rekabete onemli etkisi olacak. bu noktada yapilmasi gereken en onemli seylerden biri enerji verimliligine onem vermek. yuksek enerji fiyatlari her zaman yuksek enerji maliyeti anlamina gelmeyebilir. enerji verimliligi maliyeti azaltabilir.

    4- kuresel ekonomik iyilesme konusunda zorlu ve onemli bir donemden geciyoruz. ancak, bundan cok daha onemli bir ortak sorunumuz var: iklim degisikligi. kuresel ekonomik sorunlar iklim degisikligiyle mucadele icin gereken adimlari atmamak icin bir bahane olmamali. gerekenleri yapmazsak hepimiz kaybedecegiz.

    ilgili raporun sunumu icin: (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=vlz2i41fpbe)

    raporun yonetici ozeti icin: (bkz: http://www.iea.org/…ies/weo_2013_es_english_web.pdf)

    raporu satin almak icin: (bkz: http://www.iea.org/w/bookshop/b.aspx?new=10)
hesabın var mı? giriş yap