• chocukken tek sevdıgım turku ımısh, duygulanıp aglarmıshım felan, gerıye donup bakınca anlıyorum kı neymısh efendım chocuklara dınletılmesı sakıncaslı olabılırmısh yerini habu diyara bıraktı shımdı
  • kina gecesinde herkesin bildigi tek türkü haline gelir cogu zaman, amac ise müstakbel geline yakinda aynen öyle zavalli bir mode´da olucagini hatirlatmak, gelin hanimda kendi haline aglar, digerlerde sanirim bok vardi evlenecek diye göz ya$i dökerler
  • eski söylentilere göre tekirdağ'a bağlı malkara'nın köylerinden birinde zeynep(joker türkü güzeli ismi) adında bir kız yaşarmış ve her türkü kızının güzelliği gibi, onun da güzelliği dillere destandır. yaşı onbeş olduğunda (bkz: serpilmek) herkesin dikkatini çekmeye başlamış.
    günün birinde zeynep'in köyünde büyük bir düğün olur -köy ağasının düğünü- ve bu düğüne uzak kasabalardan insanlar çağrılır. yedi gün yedi gece (default düğün süresi, upgrade edilmişi kırk gün kırk gecedir) davullar zurnalar çalar, kazanlar kaynar ve benzeri düğün aktiviteleri gerçekleştirilir.
    bu düğüne ali adında bir genç üç gün üç gece (standard uzaklık birimi) yol aşarak gelir. bu gencin gözü zeynep'e ilişir (tahmin etmediğiniz gibi) ve köyüne döner dönmez babasına yalvarır, illa ki zeynep ile evlenmek ister. babası oğlunun isteğini yerine getirmek için köyün ileri gelenleri ile atlara biner, zeynep'in köyünün yolunu tutar. zeynep'i babasından isterler, anne ve babaları kızı uzak köye gelin vermek istemeseler de köyün ağaları araya girerler ve söz kesilir, kısa süre sonra düğünleri yapılır.
    zeynep gelin olduktan sonra anasını babasını kardeşlerini ve köyünü yedi sene görmez. kocasına yalvarır yakarır ama bir türlü istediğine kavuşamaz ve teselliyi türkülerde bulur. türküler yakar, kına gecelerinde türküler söyler, insanları büyüler...
    zeynep'in evi köyün en yüksek tepesindedir. her gün evinin bahçesine çıkar ve yaktığı:

    "yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
    aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
    annesinin bir tanesini hor görmesinler

    uçan da kuşlara malum olsun
    ben annemi özledim
    hem annemi hem babamı ben köyümü özledim

    babamın bir atı olsa binse de gelse
    annemin yelkeni olsa açsa da gelse
    kardeşlerim yollarımı bilse de gelse

    uçan da kuşlara malum olsun
    ben annemi özledim
    hem annemi hem babamı ben köyümü özledim"

    türküsünü söyler.
    kocası zeynep'in haline aldırış etmez, iter döver, işkence eder. zaten zeynep'e olan sevgisi çoktan yok olmuştur. zeynep ise bu durumdan yataklara düşer, hastalanır.
    sonunda köy halkı toplanır, anasının babasının gelmesini krararlaştırırlar. zeynep'in kocasının başka çaresi kalmamıştır, uzun bir yolculuktan sonra zeynep'in ailesi gelir, zeynep son nefesinde türküyü anasına babasına mırıldanır, herkes duygulanır.
    hasretini biraz olsun gideren zeynep için artık yapacak bir şey yoktur, o yatakta ölür.
    böyle de acıklı hikayesi vardır bu türkünün.
  • dikkatinizi cektiyse bu turkunun hikayesinde ucan da kuslar malum olunmasi gerektigini idrak edememis, ordan oraya suzulmus gorevi sklememislerdir. oysa ki zeynep konan da kuslarla irtibata gecmeye calissaydi, kendisine yakin kaynaklarin yardimini isteseydi daha kisa zaman icinde cozume ulasacak, olmeyecek kahretmeyecekti. kus kadar beynin yokmus zeynep, ucan kus nerden duysun senin turkunu, murkunu? o yukseklikte vuuu vuuuu ruzgar icinde ne anlasin hercai kuslar maruzatini? bak oldun iste, simdi uzulursun, "oldum oldum" diye. bok ye.
  • beni en çok zeynep'e hasta olup, binbir numarayla kızı alıp sonra da iblisin teki çıkan ali karakterinin etkilemiş olduğu türkü. nefret ettim ali'den, o bir heves aşık olup, zeynep zeynep diye tutturup sonra da kızı köyüne getirince kıymetini bilmemesinden, kendini kahvede okeye, pişpiriğe vermesinden (tamam bundan bahsetmiyor hikayede ama kesin yapmıştır itoğlusu). buna bağlı olarak ali iblisine kanıp uzak uzak tepelerdeki köye mutluluk hayalleri ile gelin giden zeynep'i hiç suçlu bulamıyorum, hatta kendisini sevgiyle ve gerekiyorsa rahmetle anıyorum. tüm prensesli hikayelerden alışık olduğumuz beyaz atlı prens figürü gibi beliren ali'nin böyle işe yaramaz, kadir kıymet bilmez çıkacağını, kendisini kahredeceğini nerden bilsindi. işte budur haykırmak istediğim. hikayenin genel gidişinden de, konusundan da, sonucundan da nasıl kıllandım belli değil, yazmayın böyle şeyler arkadaşım.
  • zeynebin basina gelmislerden aliyi sorumlu tutamayiz! ali fikri hur, vicdani hur bir insandir, zorla da almamistir zeynebi. zeynebin koyuyle obsesif kompulsif bir bag kurdugunu, aile bagimlisi kisiligi gelismemis birisi oldugunu ali nereden bilebilirdi? alinin tarihinde okeyi, pispirigi yoktur, benim bildigim ali oyle seyler yapmaz.kimseyi incitmisligi de yoktur.

    zeynebin magdur olmasi turkunun yakilmis olmasi ali hakkinda hic bir sey iddia etmemiz icin yeterli bir delil degildir. bu yuksek yuksek tepelere kurulan evlere bakip, demek ki yuksek tepelere ev kuruldugunda rakimdan boyle manyakliklar olusuyor demekle ayni seydir, abesle istigaldir. ayrica kuslar, sen kuslari bosver, evler, yerlerinde degiller, askim sakin sen bunlara uyma.

    boyle sarkilarla aliyi karalamak isteyenlerin sonu fena olur, kaka olur. (sanki ben yaparim, hayatinizi kaydiririm dercesine)
  • zeynep bir $izofrendir. dikkatlerinizi turku icerisindeki "babamin bir ati olsa binse da gelse, annemin yelkeni olsa acsa da gelse" dizelerine cekerek aslinda koy a$iri degil deniz a$iri gelin gittigini, kucuklugunde babasindan gordugu baskinin di$avurumlarini babasinin at ile denizi gecemeyecegini ve bogulacagini bildiginden boyle komplo teorileri kurmasindan algiliyoruz. ek olarak koy kizinin yelkeni yelkenliyi nereden bildigi bamba$ka bir muammadir. demek ki gozu di$arda imi$ zeynep kizimizin. bu ko$ullar altinda ali dovse de yeridir sovsede yeridir lakin otis aga sozu guvenilir biri oldugundan ve ali oyle $eyler yapmaz dediginden alinin zeynep'i kendi haline, kendi dunyasina biraktigini anliyoruz.
  • 15 yaşında gelin olup yaban ellere gelin giden zeynep'in ve futbol delisi, okey hastası, tembel ve aldırış etmez kocası ali'nin, bir de ne cins olduğu açıklanmayan kuşların konu edildiği aynı zamanda (ne yazık ki) pınar'ın beş santim kaymaklı yoğurdunun reklamından hatırladığımız, karakter tahlili yapmamıza vesile olmuş türkü.

    zeynep'e aldırış etmez hallere gelen, iten, döven, işkence edip hasta eden, yataklara düşmesine sebep olan sonunda da helvasını yiyen ali'yi savunanları şiddetle ayıplıyorum. onlar ki benzer durumda nasıl davranacaklarını belirlemişler, işte bu beyanatlarla kendilerini açık etmişlerdir, tripod'ları bozulacak, pool of radiance save'leri silinecektir.
  • alinin yedigi boktan dolayi zeynebin yaktigi turkunun pisligi nasil oldu da bana sicradi anlayamadim bir turlu ama zeynep $izofrendir. alide bok yemez. ne de olsa er ki$idir.
hesabın var mı? giriş yap