• belli bir madde veya maddelerden üstüste konmuş öbek
    (bkz: stack)
  • ingilizcesi stack. programlamada kullanilir. en son yigina atilan veri ilk cekilir.
    ornek: bir harf dizesinin tersten okunusu ile duz okunusunun ayni olup olmadigi yiginlar kullanilarak kontrol edilebilir.
  • üst üste dizili olan.
  • yağmadan çıkmışcasına, hepsi birarada.
  • bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe.
    birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle.
  • (bkz: kümülatif)
  • genellikle grup (bkz: toplumsal grup) ile karıştırılan insan topluluğu. halbuki yığındakilerin (gruptakilerin aksine) birbiriyle etkileşimi, ortak bir amacı falan yoktur.
  • gelip geçici teessürler ile sevk ve idare olunan kalabalıklar. cemil meriç feminist edebiyat eleştirmenlerini hop oturup hop kaldıracak cinsten "yığın kadındır; ırzını teslim edecek bir zorba arar" şeklinde bir söz söylemişti bu yığın hakkında. yığınların en bariz özelliği duygulanım yoluyla istimal edilmesi. adolf hitler'in önündeki kalabalıkları coşturan konuşmalarını gözümüzün önüne getirdiğimizde görüyoruz yığınları. yığındılar. yığılmışlar ve yayılmışlardı o meydanlara. bir massa, bir kütle, bir kemmiyet idiler. keyfiyetleri elindeki sihirli kavalı üfleyen çobanın belirlemesine aitti. yüce başbuğlarının söylediği gibi ter, tükürük ve gözyaşı bezlerine yönelik her söz onları müteessir kılıyordu.
  • yığın kendi başarısızlığını inşa eder.
  • sözlükte şöyle tanımı bulunan sözcüktür;

    "herhangi bir çıkar elde etmek ereğiyle kendiliğinden oluşan, düşünce, duygu ve davranış yönünden en düşük olan kişilerden kurulu toplumsal küme."
hesabın var mı? giriş yap