*

  • bir şarkı söz*ü

    yıldızlı semâlar'daki haşmet ne güzel şey
    mehtâba bakıp yâr ile sohbet ne güzel şey
    dünyamızın üstünde bütün ruhlar uyurken
    dünyâda senin âşıkın olmak ne saâdet
    hiç bitmeyecek aşk-ı mehâbbet negüzel şey
    yıldızların altında ibâdet ne güzel şey
  • bestesi sadi hoşses'e ait kürdîli hicâzkâr mâkamında bir tsm şarkısıdır. sözleri şöyle:

    yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey
    mehtaba dalıp yar ile sohbet ne güzel şey

    dünyamızın üstünde bütün ruhlar uyurken
    dünyada senin aşıgın olmak ne saadet

    bir bitmeyecek aşkı muhabbet ne güzel şey
    yıldızların altında ibadet ne güzel şey
  • sadi hosses'e ait, meyaninda saba geckisi olan kurdilihicazkar eser. bu muhte$em guftenin $airi ise faik ali ozansoy'dur.
  • güftesi faik ali ozansoy'a aittir.
  • bestesi sadi hoşses'e ait olan kürdîli hicâzkâr eser .

    sözleri şöyledir:

    yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey
    mehtaba dalıp yar ile sohbet ne güzel şey
    dünyamızın üstünde bütün ruhlar uyurken
    dünyada senin aşıgın olmak ne saadet
    bir bitmeyecek aşkı muhabbet ne güzel şey
    yıldızların altında ibadet ne güzel şey
  • ahmet ozhan pek güzel söyler bunu.
  • mine koşan'ın fantaziye, arabeske kaçmadan yorumladığı sayılı eserden biridir.
  • sıradan tsm meraklısı için söylenebilitesi olmayan ancak dinlenebilitesi olan ürünlerdendir..
    gaza gelip ilk 2 satırı söyleseniz bile 3., 4. ve 5. satır gözünüzün yaşına bakmadan 10 puanlık uzman gazele dönüşür.. koroya kendince katılıp şarkının ortasında şişenler için son satır yine bebelere balon şeklinde toparlanır... kısacası bunu söylemek yemez gülüm... söyleyene de gıcık olurum hatta... o derece kıskancım...
  • "biraz dindar" değil, besbelli allah aşkını anlatan sözlere sahip eser. münip utandı üstadın sesinden dinlenmeli.
  • az önce, bestelenen kısmının haricinde de sözleri olduğunu öğrendiğim eser. ismi de "ne güzel şey" diye geçiyordu. şöyle ki;

    yıldızlı semâlardaki haşmet ne güzel şey
    mehtâba dalıp yâr ile sohbet ne güzel şey

    dünyamızın üstünde bütün ruhlar uyurken
    yıldızların altında ibâdet ne güzel şey

    fânî ve adâvetlere mahşer bu cihanda
    bir bitmeyecek aşk u muhabbet ne güzel şey

    dünyâda senin âşıkın olmak ne saâdet
    allah ile -hâşâ!- bu rekâbet ne güzel şey

    lûtfen bana güldün, güzelim, mültefit oldum.
    îcâb-ı necâbet bu… necâbet, ne güzel şey

    ey hilkatin emsâli yok ibda’-ı kemâlî
    senden bana bir zerre inâyet ne güzel şey

    hüsnündeki mânâ-yı semâvî ne îlâhî
    aşkımdaki reng-i ebediyyet ne güzel şey

    not:

    dünyâda senin âşıkın olmak ne saâdet
    allah ile -hâşâ!- bu rekâbet ne güzel şey

    beytine bakıldığında allah aşkını anlatmadığı görülüyor. ama besteli haliyle, eserin, allah aşkını anlattığı noktasında ısrarımı sürdürüyorum.
hesabın var mı? giriş yap