• (bkz: yılkı)
  • gercekci roman'in temsilcilerinden ustad abbas sayar'in daha genis yiginlarca taninmasina neden olmus , gunumuz kapitast toplum ve yonetimlerin kimligini tespit ederek - basariyla anlattigi, 970 yilinda yayinlanmis roman. bir universite mevzu bahis olan yilki atlarinin salindigi dogal ortamin iyilestirilmesi uzerine bir projesi mevcuttur. (bkz: can senligi)
  • kopar zincirlerini gulsari ekolunden bir roman. disi bir yilki atinin dogumundan yasliligina hayati[hatta asklari] anlatilir. sahip ve koylu portreleri... insandan insancil bir yaratigin hikayesi. toplumsal konulara parmak bastigi icin belki de, sapik koylulere nedense yer verilmemistir.
  • bu roman film haline de getirilmiş, 1970'lerin ortalarında ya da sonlarında trt'de gösterilmiştir, hatırladığım kadarıyla. seyretmiştim çünkü.
  • (bkz: shadowfax)
  • sömüren, pervasızca kullanan, başka canlıların, hatta kendinden olanların dahi yaşam hakkına son derece ilgisiz saygısız, merhametsiz bir ırkın ahvadının, yine aynı ırkın işlediği ağır cürmü incelikle ve çarpıcı bir sadelikle anlatan, içli, zarif, okunup da unutulmayan romanlardan.
  • "bizim millet davulun iki tarafına da vurur" sözü ile insanların ikiyüzlülüğüne vurgu yapan, abbas sayar'ın ilk romanı.
  • çocukken okuduğum kitap. çocukken atları çok severdim. hala da çok severim gerçi ama o zaman takıntılıydım resmen, at resmi görsem gazetede kesip saklardım. yılkı atını da bir heves almıştım. ağlaya ağlaya içim çıkmıştı. ne boktan gelenekler var amk bu memlekette. işine yararken iyi, kış gelince masraf olmasın diye sal kar kıyametin, kurtların arasına. sağ kalırsa yazın gene hizmet etsin sana. şimdi nereden aklına düştü bu diyeceksiniz, şu haberden: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22373586.asp
    saman çok pahalıymış, yahu dedeniz de mi parayla alıyordu bu samanı, kendiniz yapma şansınız yok mu hiç? günah değil mi bu gariplere ya? yaban atı olsa haydi doğanın dengesi, güçlü olan zayıfı yer filan derim de, resmen kurda kolay lokma olsun diye bırakmışsınız onları.
  • özgürlüğe koşan atları betimler. sahipleri tarafından yük taşımada kullanılan ve belli dönemlerde ise doğaya salınan, sonra eğer yaşıyorsa tekrar yük taşımada kullanılan çilekeş atlardır. aslında belli periodlarla kendi tabiatına paralel bir başka dünyayla muhattap iken sonrasında vahşi doğaya salınması ve ayakta kalması arafta kalmış bu hayvanları daha güçlü yapıyordur belki de..
  • abbas sayar'ın ilk romanı olup, yozgat'ın kırşehir sınırına yakın bir ilçesi olan yerköy 'e bağlı sekili' de yaşadığı dönemdeki izlenimlerine dayanarak yazılmıştır.
    fakirlik sebebiyle yılkıya bırakılan bir atın gözünden o yörenin insanını, yaşama bakışını, toplumsal yapısını ağlata ağlata okuyucuya yansıtır.
    -s!-
    ölmek üzereyken hıdır emmi tarafından çocukların eziyetinden kurtarılıp tekrar bahara doğru yılkıya bırakılan doru kısrak artık özgür ve gem vurulmaz olacaktır.
    "köylü milleti. hiç iyi olsun iflah olsun diyen olmaz hep davulun tersini vurur, iş bize düştü bunca zengin arasında " deyip hıdır emmi insanlık dersi verir. otluk sahibi ölecek hayvanın derisi üzerinde hak iddia ederken, o ümidi kesilmiş olanı gerçekleştirip kısrağı ayağa kaldırır.
    hemde gösteriş yapıyor, sevap bir ona kaldı gevezeliklerine kulak vermeden.
    kış arefesi, sahibi üssüğün ibrahim deyyuzu tarafından döve döve kovularak kaderine terkedilen doru kısrağın, baharda tekrar işe koşmak amacıyla aynı deyyuz sahibi tarafından yular vurmaya yeltenmesi, ama hesabın ters tepip tay ile birlikte özgürlüğe koşmaları ile kitap son bulur. bu da üssüğün ibrahim 'e iyi kapak olur. dimyata pirince niyetliyken tayı da kaptırıp evdeki bulgurdan olması bir yana dile dolanır ahalice. milletin yapmacık vah vahları arasında alay konusu olur.
    -s!-
    insanların iki yüzlülüğünü, gaddar ve çıkarcı olmalarını fakirliğe bağlamaya meyillerini yalın dille yöresel ağzı kullanarak aktarmış ödüllü bir roman.
hesabın var mı? giriş yap