ya rab bu ne derttir
-
yarab bu ne derttir, derman bulunmaz
yar bu ne yaradir merhem bulunmaz
benim garip gönlüm asktan usanmaz
varip yare gider
hic geri dönmez.
asik olan gönül asktan usanmaz
ahiret korkusun bir pula saymaz
ask pazaridir bu canlar satilir
satarsin bu cani hic kimse almaz
dönüp de bakmaz.
dönüp sana ögüt verirler
dünya mali ile gözün boyarlar
asik oldu deyi salâ verirler
ölen hayvan olur,
asiklar ölmez.
yunus emre nin ise bu sozler ,onunde bir kez daha egilyorum -
ilkay akkaya'nin sesinde dinlenince insani vuran bir turku. her satiri ayri bir derinlikte, insani yureginden yakaliyor.
ama uzuluyorum, basit ingilizce sarki sozlerini yucelten yazarlarimiz su turkunun her satirini ayri ayri incelemiyor diye. sozler yunus emre'nin, ben de libertarian gibi onunde saygi ile egiliyorum. -
bu ne anlamlı sözler, bu ne duygu yoğunluğu ya rab..
helal olsun yunus emre'ye de, yorumlayan ilkay akkaya'ya da. -
hakiki manâsı itibariyle, gurbette bir garip olan yunus emre şiiri.
...
ben yürürüm yane yane
aşk boyadı beni kane
ne akılem ne divane
gel gör beni aşk neyledi
...
diye bütün zamanlara seslenen garip yunus, hem derdi hem dermanı olan aşkî ve vecdî hâlinden rabbine niyaz eder. rıza makamına eren müstesna kişilerden olduğunu düşündüğüm yunus, bu şiirinde 'ahiret korkusu' motifini kullanırken 'ne cennet tasası ve ne 'cehennem korkusu' sadece lillah rızası peşindedir. o, cennet umudu ve cehennem korkusuyla tefekkürî ve amelî hâlleri olumsuzlar, rıza makamının ulviyetini ve bu makama uygun eylemlerde bulunmayı salık verir. zira insan için alemleri ve kendisini yaratan rabbinin rızası cennetin çekici güzellikleri ve nar-ı cahimin ürkütücü atmosferinden daha manidardır.
yunus emre, şiirinde kullandığı hayvan alegorisi ile de ruhla kaim olmayan cesedi (insan vücûdu, cisim) ifade eder; ölenin ceset olduğunu, fani oluşundan beka çıkaracağını ve hep güzel hasletlere meftûn ve muhtaç olan 'öz'ünün (ruh) ölmeyeceğini, toprağa atılan bir tohumun ebedi alemde fışkıracağı ve neşv-ü nema bulacağını ifade etmektedir.
imanî ve irfanî gelenekle sabittir ki, ruh cesetle kaim olamaz. dünya üzerinde hiçbir kimse yoktur ki, hayatı boyunca bir kez bile olsun yok olmayacağını, yok olmaması gerektiğini düşünmemiş olsun. çünkü fıtrat daima ebediyet ister. bastırılsa da, üstüne türlü türlü renklerde boya sürülse de mutlaka üste çıkar.
insan cesedi, vücûdu bir binek değildir, en güzel yemeklerle semirtilen, en rahat döşeklerde istirahat eden, en cazibedar suflî arzulara boyun eğen.
tasavvuf geleneğinde nefs hayvan suretinde temsil edilmiştir. nefs daima cesedi bir binek insanı da jokey yapma derdiyle dertlendikçe madalyonun diğer yüzü olan ruh da geçici güzellikler karşısında ebedîyet için çırpınır.
şiir şu mısralardan mürekkeptir:
ya rab bu ne derttir derman bulunmaz
yar bu ne yaradır merhem bulunmaz
benim garip gönlüm aşktan usanmaz
varıp yare gider hiç geri dönmez
aşık olan gönül aşktan usanmaz
ahiret korkusun bir pula saymaz
aşk pazarıdır bu canlar satılır
satarsın bu canı hiç kimse almaz
dönüp de bakmaz
dönüp dönüp sana öğüt verirler
dünya malı ile gözün boyarlar
aşık öldü deyu sâlâ verirler
ölen hayvan olur aşıklar ölmez -
yine yunus emrenin yusuf'u kaybettim şiiriyle neredeyse aynı mısraları barındırmaktadır.
aşkın pazarında canlar satılır
satarım canımı alan bulunmaz
yunus öldü deyu selan verirler
ölen beden imiş, aşıklar ölmez -
hiç umulmayan bir zamanda, hiç ummadığınız bir yerden gafil avlanmak.
(bkz: kıl dönmesi) -
sevcan orhan da çok güzel okur.
-
-
hani bazen kendinizle yüzleşmek adına yatağa atarsınız da çeşitli sorular sorarsınız hayata, kendinize dair.. işte o sorgulama döneminize eşlik edecek bir türküdür kendileri. ilkay akkaya'nın o pürüzsüz sesi yüreğinizi yakar da yakar. ayrıca yunus emre'nin eşsiz dizeleri bağlamanın o tınısına ne güzel eşlik eder öyle!
-
bir gezginden dinlediğim cok güzel bir türküdür. baskasından dinlemeyeceğim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap