yaşlanmak ^*

• birisi altinizdaki koltugu alip yerine sandalye koyuyormu$ ve gitgide daha da kotu olaniyla degi$tirecekmi$ gibi hissettiren degi$im..
• tadini cikarabilirseniz cok cici bir durum... yaslaniyorsunuz ve cocuklariniz oluyor, daha da yaslaniyorsunuz ve torunlariniz oluyor. sonra bir bakiyorsunuz gercekten yaslanmissiniz; torunlariniz size nine diyor; onlara annelerinden gizli dondurma aliyorsunuz. biraz da deli doluysaniz eger acaip eglenceli birsey yaslanmak. ben hep yaslandigimda super babaanne olacagimi dusunurum; o yuzden hic uzulmem.
  
  17 yıl sonra gelen edit: bu entry yazıldığında yaşla başla henüz pek işim yoktu. şimdi artık var; o günden bu güne 17 sene ekledim ama yani bir insan bu kadar mı mutlu olur o yaşları topladığına. kısacası, oluyor o iş! iyi ki hiç üzülmemişim. bu entry'yi de seneler öncesinden kendime düştüğüm bir not olarak algıladım. deli dolu olmak rules!
• kendinizden 20 21 yas kucuk kuzenlerinize bakınca anlık hissedilen duygu..
• ... pastaya her mum eklenişinin, gözlerdeki yaşlarla doğru orantılı olarak seyrettiği ölümle noktalanan süreç.
• her yasin kendine gore bi guzelligi oldugunu anlayamayan insanlarin korkuyla yasayacaklari bi surec.
• geçmişinize dönüp baktığınızda yaşadığınız yıllarla elde ettiklerinizin doğru orantılı olmadığını görürseniz sizi histeri krizine girebileceğiniz vaziyet.
• ingmar bergmana gore bir daga tirmanmaya benzeyen, ciktikca yorgunlugunuzun artttigi, nefesinizin daraldigi ama gorus acinizin genisledigi hadise.
• zamanı durdurmak imkansız olduğu için korktuğum hadise...
• yalnız başınıza hiç bi iş yapamadığınızı farkettiğiniz zaman.
• insan iliskilerinde birinci sahsin digerine verdigi onemi, duydugu sevgiyi, bu hislerin agirligini ona hissettirerek gostermesi. olmamasi guzeldir.