• maupassant'ın bir hikayesi.
  • böyle bıngıl bıngıl, herbiyanı ayrı oynayan, şöyle kalçasına sıkı bi şaplak atsan ense köküne kadar tsunami gibi bi dalganın ilerlemesini seyredebileceğiniz, obezitenin doruklarında tek başına kalan bireye verilen ad.
  • maupassant'ın tam onikiden vuran hikayelerinden biri. fransa, almanlar tarafından işgal edilmiştir. bir kaç kişi bir arabacıyla anlaşıp paris'i terketmeye karar veriyor. arabada üç karı-koca, bir de şişmanlığından dolayı bouteille d'huile (yağ tulumu) olarak bilinen ünlü bir fahişe vardır. yağ tulumu, düşman askerlerine hizmet etmektense kaçmayı tercih etmiştir. herkes yola apar topar hazırlıksız çıkmıştır, fakat yağ tulumu tedariklidir. battaniyeleri, yiyecekleri, ayak ısıtma şeyi falan. yol boyunca malzemelerini yol arkadaşlarıyla paylaşır. yol arkadaşları da ona, saygın bir kadın gibi davranırlar.

    bu kafile bir handa konaklamaya karar verir. gece konaklayıp sabah yola çıkacaklardır. o da ne? handa kalan alman subay tarafından devam etmelerine izin verilmez. eğer yağ tulumu kendisiyle birlikte olmazsa handa alıkonulacaklardır. işte bu üç karı-koca üç gün üç gece boyunca yağ tulumu'nu ikna etmeye çalışırlar. arkadaşları için kendini feda etmenin erdemleri falan filan işte.

    neyse yağ tulumu kendinden isteneni yapar ve apar topar arabaya biner. yol arkadaşları yol boyunca yüzüne bile bakmazlar. ne yiyeceklerinden, ne ısıtma malzemelerinden koklatmazlar. yağ tulumu da, aç, üşümüş ve gözyaşları içinde yola devam eder. (üç sayfanın üç paragrafta özeti)
hesabın var mı? giriş yap