• 1987 yapimi yavuz ozkan filmidir.tarik akan ve aysegul aldinc rol alir.tarik akan esi olan acun gunay lada bu filmde tanismistir.
  • "türk sinemasının en korkunç filmlerinden bir tanesi olan yağmur kaçakları tamamen bir şizofrenik sayıklamaya ve mekansal yabancılaşmaya insanı itebilecek güçtedir, azizim..."

    bu film yer yer fransa'da, yer yer nerede olduğunu bilmediğimiz bir yerlerdeki, garip beyaz giysili adamların olduğu bürolarda ve bir türkmen köyü'nde geçmektedir.

    yalnız bu filmin konusu bir vardır bir yoktur. tek bilinen ve de görülen şey, fransa'ya mülteci olarak kaçan hızlı solcu tarık akan'ın, fransız bir kadına aşık olduğudur. ve aşkını da bu kadınla türkçe konuşarak, tek bir kelime anlaşamayarak, tam bir öküz gibi davranarak ve de beyaz slip bir donla bu frenk bayana tabir-i caizse dayayarak gösterdiğidir. bir şekilde tarık akan matrixvari karakterlerin olduğu o büroya gider ve ilticası kabul edilmez... buradan anlarız ki o matrix ofis aslında göçmen bürosudur. beyaz giysili adamlar onu fransa'dan atıverirler. ama siyah giysili adamlar da onu türkiye'de beklemektedir... nasıl da müthiş bir sembolizmdir bu. ağzınız açık kalır! siyah ve beyaz giysili adamlar, beyaz dagi slip don, tarık akan ve deli bir fransız kadın...

    sonunda idam mahkumu olan tarık akan bir yayladaki türkmen köyü'ne kaçar. deli fransız kadın da onunla gelir. orada garip ateşler yakılır, bir şeyler olur; tabii izliyorsanız size de bir şeyler olmaktadır... yavuz özkan kendisini paraları çar çur ederekten bir emir kustirica ilan eder etnik kökenlere derin bir bakış getirerek bir anda ve tarık'ı siyahlı adamlar karlı dağların eteklerinden zıplaya hoplaya, yuvarlana yuvarlana gelip alırlar... tarık gider; deli fransız kadın da filmin sonunda kendi kendine kırmızı bir elbise giymiş olarak kahkahalar atarak dönmeye başlar... kırmızı, aşk, dönmek, sonsuzluk, tarık reloaded? ayşegül aldinç de iki kere gözükmüştür... ne oluyordur?

    yani özetle, izlemeye değmez. ancak bu filmden ibret almak isteyen kişiler ışığın ve daha bir çok şeyin ne kadar rezil olduğunu anlamak için muhakkak ki izlemelidirler. yüzyılın en kötü filmi sıralamasında en başlarda olması gereken bir şeydir bu. gerçekten de şeydir.
  • müziklerini onno tunç yapmıştır.
  • aşılmaz bir filmdir.
    dünyayı kurtaran adam ın tek rakibidir.
    felsefenin ötesi, mantığın bittiği yer, bilim kurgunun çaresiz kaldığı zirvedir.
    nihayetinde bir yaşama biçimidir.
    seyreden bin pişman, seyretmeyen zencidir.
    buldum mu kaçırmam. her sahnesini alkışlarla izlerim.
    kahkahalarla gülerim.
  • dram türünde türkiye-fransa ortak yapımı sinema filmidir..

    filmin yönetmeni yavuz özkan'dır..

    başrolde tarık akan, aurelie toledano ve ayşegül aldinç oynuyor..

    darbe döneminde "düşünce suçu"ndan idama mahkum olmuş bir adamın hayatı anlatılmaktadır filmde..

    oyunculuklar iyi değildi. tarık akan'ın performansı beklentimin altındaydı. üstadı ilk defa bir rolde bu kadar başarısız gördüm. bu durum yetmezmiş gibi dublajı da hiç becerememişler ve bu dublaj hiç yakışmamış. tarık akan'ın bu kötü filmde oynamayı kabul etmesini de anlamış değilim. kesinlikle hayattan yüz on dakika ayırılacak bir film değildi. filmi türkiye'nin en zarif hanımefendilerinden olan ayşegül aldinç'in zarafeti bile kurtaramış. sırf takın akan'a olan sevgi ve saygımdan dolayı filmi sonuna kadar izledim..

    filmin müziklerini de beğendiğimi söyleyemem. etkileyici müzikler değildi. hatta müzikler yer yer rahatsız ediyordu..

    konusu ilgi çekici olmasına rağmen film beklenen etkiyi yapamıyor. çekimler vasatın altında, sahneler arası geçişler kötü, kopukluklar çok fazla..

    izlediğim en yapmacık filmlerdendi. tarık akan dahil kimse rolünün hakkını verememiş..

    aynı dili konuşmayan iki insan birbirine aşık olabilir mi? olursa bu ilişkiyi nasıl etkiler? bunları görüyoruz filmde..

    yavuz özkan'ın bir sonbahar hikâyesi adlı başyapıtından sonra yağmur kaçaklarını izlemek beni hüsrana uğrattı. ikisini de aynı yönetmenin çektiğine inanmak gerçekten çok zor..

    filmi genel olarak başarısız buldum. izlemenin zaman kaybı olduğunu düşünüyorum. bu yüzden filmi sinemaseverlere önermiyorum..
hesabın var mı? giriş yap