• karbon bazli yasam formu ifadesi de, yasam formlari arasinda ayrimcilik yaptigi nedeniyle ilgili ceza hukumleri tarafindan degerlendirilmektedir ve hakaret kabul edilmektedir. karbon, azot birdir bolunmez.

    -ne alasimi ulan, soy gaz !
  • - şurdan "yaşam formu"nu alip dolduruyorsunuz

    ertesi günün 3. sayfa haberi: " belediye'de kendisine yaşam formunun doldurulmasi istenen gülbettin kiyarkar, heyyyt ulennn bana yaşam formu doldurtani doldururum deyip, görevli necip tükmilleti'ni 45 yerinden biçaklamiştir.

    -o derece yani..
  • yaşam formu, organizma ifadesinden daha bi kibarca olmasına karşın kişileri aşağılama amaçlı kullanıldığı sürece var olabilecek bir kabul biçimi. elbette bu alıngan gözlükle dünyaya bakan bilimum insan gözünde böyledir. hakaret bir nedir ? hakareti yaşatan, yücelten, hakareti besleyen, güçlendiren komplekslerdir efenim. bu bir hakaret değildir aslında, kaşık hiç değildir. ana avrat sövse de biri belliki kıllandırmak için ya da salak dese mesela sadece tespit yapmak adına, ya da kırmak, incitmek niyetiyle kaç yazar. bu siklemediğimiz şeylerin aslında var olmadıkları gerçeğini ne kadar değiştirebilir. ha ben de alınmıyor muyum ? alınıyorum elbet, inanmazsınız "insan" diye tanımlanmak ne çok üzüyor beni. keşke herkeşler organizma dese bana, yaşam formu dese, sözlük anketi dese mesela.
  • her şeyden önce iyice irdelenmesi gereken konu.

    yaşam : canlıların yaşamasını, gelişip değişmesini sağlayan organların etkinlik süreci, hayat.
    form: biçim, şekil, bedenin istenen beklenene en uygun olan dış çizgileri.

    bu bilgiler ışığında yaşam formu, şu yaşadığımız hayatta onlarca küfür ve hakaret varken ottan boktan nem kapıp gereksiz yere trip atan insanları da içine alan 9 milyar homo sapiens'in yer aldığı bir gezegenin üstünde yaşayan tüm canlılar için ayrı ayrı kullanılabilir. o sebeple tartışmaya açık bir konudur fazlaca* hakaret? yaşamıyor musunuz yahu?..

    inanmazsınız living form diye ingilizcesi vardır bunun.
  • canlılık niteliğini kaybetmiş bir keresteye veya ruhunu teslim etmiş bir merkebe söylerseniz gayet doğaldır hakaret kabul edilmesi. "sensin lan yaşam formu,ben ölü formuyum salak" der sana. diyemez tabi,hem ölü hem de keresteler konuşamaz.
  • canlı kelimesi bilinçli veya bilinçsiz tüm yaşayan organizmalar için son derece doğal olarak kullanılırken, yaşam formu ifadesinin insanoğlu için kullanılması halinde ortaya çıkan aşırı alınganlık hali.

    oysa dna'sı olmayan prionlardan, canlı sayılmayan virüslerden tutun da tek hücrelilerden, homo sapiens ordinaire'ye kadar tüm canlılar için kullanılabilecek bir tanımdır yaşam formu.

    ancak sistematik klasifikasyonlar ve türlerin kökeni konuları söz konusu olduğunda * *pek alıngan olan ve kendini diğer yaşam formlarından soyutlayıp apayrı bir yere yerleştiren homo sapiens ordinaire memeliler içinde en kollektif bilinçle hareket eden, en sürü psikolojisine sahip gruptur ne yazık ki. **

    ayrıca
    (bkz: insanoğlunun kendini evrenin merkezi sanması)
  • "yolda yürürken bodoslama omuzlayıp geçen, boğazından korkunç hırıltılar çıkardıktan sonra yere bir balçık bırakan yaşam formu" ifadesinde söz konusu hanzoya "hayvan desem hayvan değil, insan desem insan değil. canlı ama ne menem bir canlı belli değil" şeklinde hakaret edilmektedir. tamam bu örnekteki hakaret hak edilmiştir ama sonuçta "sabah akşam pop müzik dinleyen yaşam formları" gibi genellemeler de mevcuttur. hakaret, sözün anlamında değil, söylenişindeki niyettedir. birisine zır delisin anlamında da manyaksın denilebilir, çok becerikli olduğunu belirtmek için de. bu da böyle işte.
  • kullananın samimiyetle orospu çocukluğu arasındaki ince çizigide bulunduğu hassas bir konudur...

    genellikle kimilerinin, bastırdığı bir takım "gizli" (eşcinsellik, gıcıklık gibi) yanlarının açığa çıktığı anlarda kullanıldığı görülmektedir...

    "sevmediğim bir kişiye ayar vereyim" derken yüze göze bulaşması da mümkündür...

    kötü niyetle kullandığı düşünülen kimi yazarların entryleri incelendiğinde görülecektir ki, kendilerinin böyle bir benzetme üretecek "mizah" duyguları yoktur... ekşi sözlükten aldıklarını bize satarak blöf yapmaktadırlar...

    bir sürü veya topluluk içinde yer aldıklarına inandıkları zaman iyileşmeleri mümkündür
  • kabul etmekyerine algılamak yuklemi kullanıldıgında daha anlasılır hale gelecek olan hadise..

    sözcüklerin övgü mü yoksa hakaret içerikli mi oldugunu belirleyen bazen jest ve mimiklerle, bazen de niyetlerle o sözcüğe katılan anlamdır..
    birine içtenlikle gulumseyerek "eşşek sıpası" dediğinizde çok açıktır ki bu bir hakaret degil sevgi ifadesidir.. ozellikle erkek milletinin kendi arasında, bir baskasına soylendiginde agır hakaret sayılacak seyleri bir samimiyet ifadesi olarak kullanmaları oldukca yaygındır (mına koyiim gibi).. ne oldu; hakaret, sevgi ve samimiyete donustu, kimse rahatsız degil..

    diger yandan size ne soylemek istedigini bildiginiz biri tarafından -cesitli nedenlerle acık sozlu olunamaması halinde- dillendirilen en guzel sozcukler bile hakaret unsuru icerebilir.. misal gayet manidar bi vurguyla "çook akıllısın canım" dendiginde bu demektir ki "çok aptalsın".. ne oldu; övgü, hakarete donustu, bir kişi rahatsız..

    herhangi bir insan evladı da bir digerine "hayvanın tekisin" demek isterken "yaşam formusun" demişse eger bu masum ifadenin hakarete donusuverdigini goruruz.. ne oldu; size gore gulunc, yasayana gore hakaret, sarfedene gore guzel bir kaçamak..

    her okur-yazar kişi kendisine sarfedilen sozun samimiyetten mi, ironi olsun diye mi, oylesine mi yoksa hakaret amaclı mı sarfedildigini anlayacak zeka duzeyine sahiptir.. bu nedenledir ki an gelir "hayvansın" sozune gulup gecer ve bunu sarfeden kişiye sarılırken, an gelir "çok akıllısın" diyen birinin hakaretine ugradıgını dusunebilir..
    bunun boyle oldugunu da herkes gayetle iyi bilir..

    konuyla ilgili olarak;
    (bkz: #7277636)

    konuyla hiç ilgili olmayarak;
    (bkz: dostun bir tek gulu yaralar beni)

    önemli ilave; ikinci durumda, yani masum bir ifadenin hakaret olarak algılanması durumunda ozellikle dikkat edilmesi gereken nokta karşınızdaki kişinin soylemek istediği şeyin en küçük bir kuşkuya mahal vermeyecek şekilde belli olmasıdır.. yoksa bundan emin olmaksızın osuruktan nem kapmak sonucu ortaya çıkan bir algı degildir burada sozkonusu olan.. bunu herkes anladı ya gerci, anlamamış gibi davrananlara ithafen belirtme ihtiyacı hasıl olmuştur..
hesabın var mı? giriş yap