• ab-i hayatin ozturkcesi. farscadan cok bunu kullanmayi tercih ediyorum. ayrica sevdicek icin soylenecek en guzel kelimelerden biri
  • bir başka deyişle; ab-ı hayat
    mercan dedenin bir eseri
  • külliyede dağıtılan adaçayı imiş
  • (bkz: viski)

    sozcugun anlamindan oturu.
  • "yaşam suyu çok kolay elde edilir: değerini bilmese de herkes ona sahiptir. "spernitur a stultis" aptallar onu küçümser; çünkü onlar iyi olan her şeyin dışarda ve başka bir yerde olduğunu, kendi ruhlarındaki kaynağın "herhangi bir şey" olmadığını düşünürler. lapis gibi o da "pretio quoque vilis", yani az bir bedele sahiptir ve bu yüzden spitteler'in prometheus'undaki mücevher gibi papazlardan çiftçilere kadar her kesim tarafından reddedilir ve ahasuerus'un onu toplayıp cebine koyduğu sokaklara atılır, "in viam eiectus". define yine bilinçdışına gömülür." carl gustav jung - rüyalar

    (bkz: ab-ı hayat), bengisu, aqua vitae, hayat suyu
    (bkz: can suyu)
  • (bkz: usquebaugh)
  • "içinde kendi ölümünü taşıyan ve içinden öbür anların doğduğu apansız anlar belirliyorum - dönüşümün anlarını saptıyorum,ardıllıklarında ve kesişme noktalarında muhteşem bir güzellik var."
    *
  • portekizce orijinal adı agua viva olan clarice lispector kitabı.
    halüsinatif maddeler eşliğinde mi yazıldı acaba diye merak ediyorum. belki de acısını dindirmek için kullandığı uyuşturucu maddelerin etkisindeydi.
    kendi doğumuna tanıklık etmemizi istermiş gibi yazmış.
    çoğul ifade kullanıyorum çünkü ben onu okurken hala bizim, henüz ben olamadım.
    o ise onu okuyan tek bir kişiye yazıyor. herkes sanki bir kişiden ibaretmiş gibi. onun sınırı nerede bitiyor bizimki* nerede başlıyor biraz bulanık. o buna gizemin sisi diyor, yaratıcılığın ve doğumun ve anın ve daha birçok şeyin.

    "ayna bulunmadan önce, insan göl sularına yansıyan hali dışında kendi yüzünü bilmiyordu. bir noktadan sonra herkes kendi yüzünden sorumlu olmaya başladı. şimdi kendiminkine bakacağım. çıplak bir yüz. bunun gibi bir yüzün daha dünyada var olmadığını düşündüğümde mutlu bir şaşkınlık yaşıyorum. hiçbir zaman olmayacağı için de. her zamanı da severim. asla ve her zaman arasında onları bu kadar doğrudan ve içten bağlayan ne var? her şeyin temelinde şükran var. bu an var. beni okuyan sen varsın."
  • büyük olasılıkla eden bahçesinde bulunan şelale benzeri bir akıntıda akmayı sürdüren bengi su. iskender'de bu suyu duymuş ve aramıştır, sümerlerde gılgameş destanında gılgameş'te bu suyun peşindedir. orta asya, bozkır söylencelerinde, mezopotamya'da, doğu'da, batıda her yerde sözü edilir. insanlığın ortak kültürel mirası ve hafızasıdır. unuttuğumuz yada unutturulmuş mu demeliyim bilmiyorum geçmişimizden kalan mit halini almış bir anı belki de.
hesabın var mı? giriş yap