• tatil normalden kisa kesilmis, 3 gun evvelinden donulmustur eve. eldeki agir valiz yavas yavas, merdivenlere carpa carpa yukari cikarilmis, eve girmek icin ilk kapi acilmis, tam ikinci kapiya yonelinmistir ki ikinci kapinin penceresinden icerdeki isigin yanik oldugunun, ustune ustluk icerden seslerin geldiginin farkina buyuk bir hayret, korku, saskinlik, endise, vesvese, yusuf yusuf, dramatizm, sawizm, hostelizm, the shiningizm vb. bir cok karmasik duygu icinde varilir, anahtar delige sokulur ve cevrilir, sesler artmis ama secilememektedir, geriye son olarak salonun kapisini da acarak manzarayla karsi karsiya kalmak kalmistir ki en heyecanli kisimdir, az once bahsedilen tum o karmasik duygulara ragmen el kapiya gider -korku filmlerinde kacmasi gerekirken israrla merakina yenik dusup, atiyorum ormanin icine girmeye devam eden tip misali- ve kapi acilir acilmaz saskinlik ve korkudan ne yapacagini sasirmis 3 tane veletle karsilasilir, ilk saskinlik ve karmasa atlatildiktan sonra sorgu baslar, cocuklardan biri giris katta oturan 14-15 yaslarindaki ele basi ama aptal velettir, diger ikisi de arkadaslari:

    +ne isiniz var lan burda?
    -hocam valla kotu bi niyetimiz yoktu...öhööö...öhööö..ühüüüü..hüüü
    +kesin aglamayi, neden girdiniz anlatin bakayim?
    -bana bu soyledi, girelim diye...ben sadece biraz bilgisayari kurcaladim, bir de su kabaninizi*denedim.
    -ben dvd'de film izledim...
    -ben de resimlerinize falan baktim, valla baska bisi yapmadim...üüühüüü...ühüüü..hüü..

    seklinde tum ayrintilarin ogrenildigi sorgunun sonunda, bu aptal komsu veletlerin tatilde oldugumu bildikleri, bunun uzerine hepimizin bir zamanlar yasamis oldugu tehlike ve macera duygusunu tatmak maksadiyla tv'dir, dvd'dir, laptop'tur takilalim biraz diyerekten, ucuncu kez girdikleri evde felekten bir aksam yasadiklari tespit edilmistir. sinir katsayisi biraz da olsa dusmus, kara kara ne yapilacagi dusunulmekteyken, aglama/zirlama sesleri de azalmis, veletler de hafiften rahatlamis vaziyette ama hala tedirgindirler....

    -hocam, cok kotu bir sey yaptik ama n'olur affedin bu seferlik..
    -dovun ama soylemeyin anne babamiza
    +kesin len, anne babaniza ben degil, polis soylesin
    -öhüü...öhüüüü...ama biz bisi yapmadik....öhüüüü...öhüüü
    -ulen size neler yapardim da anne babalarinizi taniyorum.....yoksa...
    -hocam tamam, haklisiniz ne deseniz de ne yapsaniz da ama ben bisi sorucam size*
    +?
    -su denedigim kabani* nerden aldiniz?
    +?!!?!?!?

    olaylar gelisir...

    (bkz: dostum esrarengiz demissin ama bu komik)
  • alarm çalmadan tam iki saniye önce uyanmak ve aynı olayı üç gün üst üste yaşamak.

    (bkz: çok korkuyorum sözlük)
  • ergun candan ve yasemin candan'ın kitabı.

    hatırlarsanız seneler evvelinde kanal d'de sınır ötesi diye bir program vardı. berna laçin sunuyordu. bu programa konu olan olayları kitaplaştırmış ergun bey ve yasemin hanım. okuduğum tüm olaylar türkiye'de geçmekte. ruhlar, cinler, reenkarnasyon, astral seyahat gibi konular var.

    izlerken de üç buçuk atardım, okurken de atmaya devam ediyorum. hangi akla hizmet aldım bu kitabı onu da bilmiyorum. bilinmeyen bir güç aldırttı zaar.
  • bir dönem lisedeyken* herkesin okumak için istediği ama ertesi gün tırsıp tırsıp geri getirdikleri kitap. normal şartlarda parapsikolojik mevzularla alakalı bir kitap ama işte bizim gibi dönem gençliğinin elinde bir stephen king, bir lovecraft muamelesi görmüştür. sınır ötesi'nde nasıl korkmuşsak bunda da korkmuşuzdur nitekim.

    bu kitap, aynı adı taşıyan başka bir kitapla sıklıkla karıştırılmaktadır. "şahitler ve belgelerle türkiye'de" üst başlığı ile sınır ötesi yayınları'ndan çıkanı 1998'de basılmıştır. berrin türkoğlu'nun doğrudan "yaşanmış esrarengiz olaylar" adlı çalışması ise 2004, 2005 gibi posta gazetesinde okurların gönderdikleri doğaüstü varlık ve olay anlatılarının yayınladığı bir köşenin derlenmiş versiyonu olarak basılmıştır. önce posta gazetesiyle birlikte birkaç ciltlik kitap formatında verilmiş, en son 2006'da kozmik yayınları'ndan tek kitap halinde basılmıştır.

    kritik edit: başlık bu kitapla ve sonrasında aynı adı taşıyan kitapla ilgili açılmış olup, hariçten garip olay anlatılarının paylaşılması tarafımca şaşkınlıkla karşılanmıştır. halbuki: (bkz: sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar) (bkz: aramaya inanmak)
  • acilen birileri teknik açıklama yapsın diye yazıyorum. esrarengiz mi bilemiyorum ama ödümün biyerlere karıştıgı net.

    salonda oturuyorum az önce. radyo dinliyorum. dalmışım. evin arka tarafından korkunç bir şangırtı sesi geldi. o an noluyo laan diyebildim sadece. ses durdu. arka koridora gidemiyorum. birkaç dakika sonra gittim koridordaki lamba kökünden halıya düşmüş ve atomlarına kadar parçalanmış. odalara kadar cam dolmuş. toplayamadım, anlam vermeye çalıştım zira hiçbir incelme yoktu ve yarım saat önce sapasağlam yanıyordu. kafama düşebilirdi falan diye iyimser bişiler yaptım fakat lambanın kökünden kopmasına sebep olacak elektriksel mevzuyu bilen varsa açıklasın ve tırsma halime bir son versin istiyorum.
  • şu ana kadar esrarengiz bir olay anlatılmamış başlık.

    3 tane sınır ötesi diye bir şeyin virali, bir ilginç anı, bir de alarm mevzu ile anlaşılmayan lamba problemi var.

    alarm olayına gelirsek. insan vücudu belli bir ritme alışınca saat gibi onu takip edebiliyor. dakikalar seviyesinde bu normal. saniyeler önce kısmına gelirsek. muhtemelen alarm çalmaya yakın uyanıyorsun ve alarma bakıyorsun. eğer 3-5 dakika kaldıysa, bilinç altın not ediyor tekrar dalıyorsun. ta ki 3-5 saniye kalıncaya kadar bunu tekrarlıyorsun ve daldığın için de o uyanmaları hatırlamıyorsun.
    lambanın neredinden koptuğunu anlamadım ama muhtemelen o da ısıl geriliminden kaynaklanmış olabilir.
  • çocukken okuduğum bir kitap oluyor kendileri, epey korktuğumu ancak yine de meraktan okumayı sürdürdüğümü anımsıyorum. içeriğinde ruhlar, bedensiz varlıklar ile uzaylılarla ilgili bolca içerik söz konusu. bembeyaz lapa lapa yağan karın yanında izlenen şirinler çizgi filmiyle, kapalı, gri, her an yağmur yağacakmış gibi duran havayla eşleşmiş zihnimde.
  • hopa'ya gezmeye gitmiştim. 3. gün çarşıda dolaşırken deri ceketimin kolu yırtıldı. etraftaki insanlara deri tamiri yapan bir yer var mı? diye sordum ve bir iş hanına yönlendirdiler. işte ne olduysa macera bundan sonra başladı.
    iş hanının en kuytu yerinde deri tamiri yapan bir dükkan gördüm. derken oraya doğru gidip dükkanın kapısından içeri girdim. biri sarışın, diğeri esmer ve 40'lı yaşların üstünde iki kadınla karşılaştım. içerisi aşırı sessiz ve etrafı göz bozan bir lamba aydınlatıyor.
    kadınlara ceketimdeki yırtığı gösterdim ve derdimi anlattım. ceketin 15 dakikalık işi olduğunu ve orada bekleyebileceğimi söylediler. beklediğim yer dükkanın tam ortası, bir yanımda sarışın şişman kadın ve diğer yanımda esmer somurtkan kadın var.
    neyse, oturmuş bekliyorum ama bir tuhaflık var içeride. daha doğrusu bir şeyler tuhaflaşmaya başladı. kadınlar birden konuşmayı kestiler ve çıt çıkmıyor içeride. kafamı çevirdiğimde kadınların dikkatli bir şekilde bana bakmaya başladıklarını gördüm. ilk başta merak ettiler veya yabancı gördüler sanırım deyip biraz sohbet etmek istedim. ancak içeride sadece benim sesim duyuluyor ve sanki kendi kendime konuşuyorum. çünkü hiçbir şekilde cevap vermiyorlar.
    sonra konuşmayı bıraktım ve önüme bakıp bekliyorum. 10 dakika kadar olmuştu ve tekrar kafamı çevirdiğimde sarışın şişman kadın gözleri kısmış bana bakıyor ardından diğer kadına bakıyordu.
    işte o an ''ne oluyor amk.'' demeye başladım. diğer esmer kadında aynı şekilde gözleri kısmış önce bana sonra o sarışın kadına bakıyordu.
    birden sarışın şişman kadın bana dişlerini gösterip ağzını kapattı. bir kaç dakika sonra yine aynı hareketi yaptı. kafamı diğer tarafa çevirdiğimde bu seferde esmer suratsız kadın dilini dişinin arasına sıkıştırmış yılan gibi ''tıss, tıss'' diye ses çıkardı.
    o an şaşkınlıktan ve yaşadığım bu garip olaydan dolayı hafiften tırsmaya başladım. çıkıp gideceğim ama ceketim orada ve mutlaka tamir edilmesi lazım. ayrıca olayı anlamaya çalışıyorum.
    tam da o sırada bir çaycı geldi. çaycı içerideyken kadınlar birden normale döndüler ve çaycı çıktığında yine aniden canavara dönüştüler. bunların birde yanında çalışan 17 yaşlarında bir kız varmış, o da geldi ve gelir gelmez göz göze bakıştılar. baktım o kızda aniden gözlerini kıstı ve bana bakarak diğer kadınlara anında uyum sağladı. resmen konuşmadan bakışarak anlaşıyorlardı. ''şaka felan mı lan bu'' diye içimden geçirdim ama değildi. resmen kendimi acayip bir olayın içinde buldum.
    birden acelem olduğunu ve ceketi şimdilik alayım, tamir için sonra getiririm dediğimde sarışın şişman kadın ''geldin buraya bir kere buraya giriş var, çıkış yok'' dedi. ''nasıl giriş var, çıkış yok amk'' deyince ''yok işte lan, biz git demeden kimse buradan gidemez. adamın götünden şırıngayla 5 karış kan alırız'' dedi. ben şok tabii ve iyice korkmaya başladım. resmen kadın lanetiyle karşılaşıyordum. kafamı nereye çevirsem dilini dişlerinin arasına geçirmiş bana tıslayan bir kadın görüyorum. bu sefer esmer suratsız kadın ''buraya gelmeyecektin. geldin ve şimdi lanetimize hak kazandın'' demesiyle tutuşmam bir oldu. iyice korkmuş ve bu 3 garip insanın bu hallerinden yorulmuştum. öylece ortalarında kaldım ve 5 dakika boyunca bana tıslamalarını izledim.
    sarışın kadın o sırada ''sana bir soru soracağım çabuk cevap ver'' dedi ve ''yaşamayı seviyor musun?'' diye sordu. ''evet, seviyorum'' dememle, ''senin yaşamaya hakkın yok, öl amk.'' demez mi, ben hepten iptal oldum.
    o sırada korku ve şaşkınlık halinde olduğum yerde bir süre donup kalmışım. artık aklımda bir an önce ceketimi alıp oradan koşarak kaçmak var. aniden sarışın kadının elindeki ceketimi aldım ve ''s.kerim ızdırabınızı a. koduğumun tısları'' diye bağırarak kapıya doğru topukladım. ama görsen yüzüm korkudan bembeyaz kesmiş. kapıdan çıktım ve kapıyı kapatıp geriye baktığımda üçü yine birbirine bakıp dişlerini gösterdiler. sonra hiçbir şey olmamış gibi kafalarını öne eğip işlerine devam etmeye başladılar. hani şaka olsa neyse şakada değil. en son olarak iş hanının karanlık koridorundan koşarak olay yerinden uzaklaştım. neden? niçin? bunu yaptıklarını anlayamadım. bugün bile halen anlamış değilim. işte böyle, hayatımda yaşadığım en esrarengiz ve en tuhaf olaydı.
hesabın var mı? giriş yap