• bir emrah albümü.
  • (bkz: yüzleşme)
  • (bkz: lahey)
  • vampire weekend'in bu sene çıkan modern vampires of the city albümünün en tatlı parçası.
    bu yaz aşık olacakların fon müziği olsun.

    [http://www.youtube.com/watch?v=i-bznqe6b8u http://www.youtube.com/watch?v=i-bznqe6b8u]
  • vampire weekend ve emrah'ı aynı potada eriten şarkı adı! mistik olay.*

    şarkıda ezra yahudilerin tanrısıyla canımlı cicimli konuşmalara girmiş, 'sana da yazık' diyor anladığım kadarıyla, sen de az çekmedin diyor. ya hey ile yhvh'in telafuzunun aynı olması, ut deo'lar hep gönderme, adam düşünmüş. ayrıca 'i am that i am' ve 'through the fires through the flames' diyerek exodus'tan alıntılar yapmışlar. ama şarkıyı dinlerken bu motiflerle ilgilenemedik, sakin tatlı müziğin akışına kaptırdık biz.

    klibini düşündükçe aklıma yapış yapış yerler, daha yeni şampanya dökülmüş yere basılan ayakkabıyla cart cart diye yürümek zorunda kalan keşişler geliyor.

    [verse 1]
    oh, sweet thing
    zion doesn't love you
    and babylon don't love you
    but you love everything
    oh, you saint
    america don't love you
    so i could never love you
    in spite of everything

    [pre-chorus]
    in the dark of this place
    there's the glow of your face
    there's the dust on the screen
    of this broken machine
    and i can't help but feel
    that i've made some mistake
    but i let it go
    ya hey (x3)

    [chorus]
    through the fire and through the flames
    (ya hey x2, ut deo, ya hey x2)
    you won't even say your name
    (ya hey x2, ut deo, ya hey x2)
    through the fire and through the flames
    you won't even say your name
    only "i am that i am"
    but who could ever live that way?
    (ya hey x2)
    ut deo, ya hey
    ut deo, deo

    [verse 2]
    oh, the motherland don't love you
    the fatherland don't love you
    so why love anything?
    oh, good god
    the faithless they don't love you
    the zealous hearts don't love you
    and that's not gonna change

    [pre-chorus]
    all the cameras and files
    all the paranoid styles
    all the tension and fear
    of a secret career
    and i think in your heart
    that you've seen the mistake
    but you let it go
    ya hey (x3)

    [chorus]

    [middle 8]
    outside the tents, on the festival grounds
    as the air began to cool, and the sun went down
    my soul swooned, as i faintly heard the sound
    of you spinning "israelites"
    into "19th nervous breakdown"

    [chorus]

    [refrain]
    through the fire and through the flames
    you won't even say your name
    only "i am that i am"
    but who could ever live that way?
    (ya hey x2)
    ut deo, ya hey
    ut deo, deo annotate
  • vampire weekend'ın step'le yarışabilecek kadar güzel şarkısı. başta step'e direk albümün* en iyisi demiştim, ama bu şarkı da çok çok iyiymiş. nakarata eşlik ederken kendini kaybedebiliyor insan. özellikle tam only i am that i am kısmı.
    edit: hannah hunt varmış bir de en iyi olabilecek, erken konuşmusuz.
  • beni aşk üzerine yazılmış tüm şarkılardan daha çok etkilemiş, senelerdir ne zaman dinlesem her seferinde ağlatan şarkıdır. işim gücüm yok, 16. kattan eskişehir yoluna bakarak ağlıyorum ofiste mal gibi. zaten cıvık cıvık aşk meselelerinden değil, nerede bir tür varoluşsal kriz görsem duygulanıyorum ben. tanrıya "adını bile söylemiyorsun *, sadece ben neysem oyum (ben benim a.k.a. (bkz: ego sum qui sum)) diyorsun, nasıl yaşanır ki böyle?" diyen ezra abimiz yaşadığı inanç krizini anlatmaktadır, evet. akabinde "ben seni nasıl seveceğim şimdi kimse sevmezken seni," diyerek allahsızların ülke ülke full listesini verip, "ay belki de hata yaptım ya" gibi bunalımlara giriyor özetle. beni etkileyen kısım ise, daha çok t.s. eliot'ın the waste land'ine * yapılan göndermeler sanırım. birileri "`there's the dust on the screen of this broken machine`" kısmına ilişkin olarak bir alıntı yapmış şiirden. ben de şarkının bende uyandırdığı hissi anlatmak için şiirin türkçesini çeviride hata olmaz diyerek buraya bırakıveriyorum:

    ne kök salar, hangi dal uzar
    bu taşla kaplı enkazın içinde? adem oğlu,
    söyleyemezsin ya da sezemezsin zira tek bildiğin
    bir yığın kırık imgedir güneşin kavurduğu;
    ölü ağaç korunak, cırcır böceği huzur
    ve kuru taşlar su sesi vermez bu yerde. yalnız
    bu kızıl kayanın altında var bir gölge
    (gel bu kızıl kayanın gölgesine),
    ve farklı bir şey göstereyim sana gölgenden
    sabahları uzayıp giden arkanda
    ya da akşamları kısalıp sana ulaşan;
    korkuyu göstereyim sana bir avuç tozda.
  • emrah şarkısı olanın künyesi:

    söz: aşkın tuna
    müzik-düzenleme: feyyaz kuruş
    gitar: erdem sökmen
    bas: ismail soyberk
    cümbüş: mirza başara
    kanun: taner kalkuloğlu
    perküsyon: cengiz ercümer
    yaylılar: kempa
    vokaller: cihan okan-feyyaz kuruş-handan çivicik-özkan uğur-sibel sezal
    kayıt: durul seren
    mastering: çağlar türkmen
hesabın var mı? giriş yap