*

  • romatizması olanların oldukcha nefret ettıgı ve genellıkle sonrasını bılebıldıgı, olaya bağımlı zaman birimi
  • olay sonbahar ve kıs donemlerinde gerceklestigi takdirde insanın basına gelebilecek en guzel doga olayı... gokyuzunun gıpgri bi hal alması, keskin bir ruzgar, ve agacların renginin manyak gorunumu.. terk edilemez, doyulmazdır..**
  • çok gizemli yolculuklara yol alma anıdır. bir şeyler gelecektir ama daha gelmediğinden çocuksu bir heyecan kaplar insanın içini. ne zaman hava kapansa, esse yağsa ya da yatmadan önce karanlıkta, hep aynı şeyi hissederim. şeytani birşeyleri. ferah ve gizemli. heyecan verici. masalsı. evet masal... çok şeytani gelir bana hep. bu duyumum hep leonardovari: parmak jesti yapan melek eskizi. içimde kıpırdanan heyecan: korku yok ama ürperme var. esintiyle beraberler. esinti bana anlatıyor masalını. masal da zaten şeytani. uyumak isterken saydığım koyunlar baphomet oluverdi.
  • beklenir. gelecek. biliyosun, birazdan gelecek. mutlaka gelecek.
    "gelmemek olmaz."
    kır evindesin. terk edeli yıl omuş. gök gürler, korkmazsın. koskoca babanın kucağı...ama irkildin, itiraf et.

    koskoca evde bi' tane koltuk. baban, koltuk, sen. akşam üstü, hava sap sarı. havada yaz-başı serinliği. üşütmeyen, bunaltmayan, dünyanın en güzel havasındasın. yüzünde o tatlı serinlik; demek ki birazdan gelecek. ve gelir: gök çatlar, arasından sular sızmaya başlar. yumruk kadar damlalar, beş yaşındaki o yumrukların kadar.

    yumruk.

    "kortun mu?"
    ellerine bakarsın; küçücük iki yumruk. babanın suratında o şefkatli, alay eden ifade. kafanı sallarsın sağa sola. ama babalar anlar. anlarlar ve daha sıkı sarılırlar.

    demek o da seviyo'muş yağmuru; kapının önünde duruyo koltuk. oturduğunuz yerden bahçeye düşen damlalara bakıyosun hayran hayran. o yaşta hayran olmak ne kadar kolay!

    kafanı çevirir, babanın yüzüne bakar, o huzurlu bakışı görürsün. tamam! demek ki bugün dünya, hiç olmadığı kadar güzel. bugün ölmeyeceksin. o da ölmeyecek. bugün kimse ölmeyecek. bugün, bu dünya üzerinde, kimse ağlamayacak. tamam. o zaman dalıp gidebilirsin davet eden yağmura.

    kocaman damlalar yere çarpar, çarptığı yerde parçalanır, çevreye damlacıklar olarak dağılır. bi tane daha. sonra bi tane daha. hiç bitmesin istersin. gözün bahçede, bahçede ama çok uzaklarda, çok uzakta ama hemen önünde uzanan bahçede.
    sorarsın:
    "bi gün yine gelelim mi?".
    "gelmemek olmaz oğlum. yuvamız burası bizim.".

    herkes sevmez yağmuru. sevmek de gerekmez. ama yağmurdan önce, güzel bi şeyi beklemektir benim için. adı konmamış, belirsiz, görünmez, sadece hissedilebilir bi güzelliği beklemektir.
  • yönetmen milcho manchevski ilk uzun metraj filmi hatırlayabildiğim kadarıyla makedonyada birbiri içine girmiş değişik kültürlerin anlatıldığı bol ödüllü savaş karşıtı bir film
  • çekilmiş bir fotoğraf
    görsel
hesabın var mı? giriş yap