• acil servis uzmanlığı düşünen bir doktor olarak ileride çok sık karşılaşacağım durumdur. gönül ister ki oraya "muhtemelen" kelimesini sıkıştırayım ama ihtimal falan değil, görünen köy bu. adam hekimlerin kişi başı 300-400 hasta baktığı bir acil servise gidiyor, aman nasıl tanı koyamazlar anama, vay nasıl geç kalırlarlar babama, erken tanısaydı hastalığı çocuğum hayatta olurdu vs vs. bütün bunlar ölen öldü şu doktordan ne koparırsam kardır mantığında hareketler. hiç biriniz samimi değilsiniz. ve bu şekilde kayıplar vermeye de devam edeceksiniz, edeceğiz. bu samimiyetsizliğiniz verdiğimiz kayıpların oranını artıracak, "başkalarının canı yanmasın diye bu doktorun 100.000 lirasına talibim" dediğinizde sadece o kişinin şevkini kırıyorsunuz. çünkü bazı tanılar morgda konur, bazı tanılar işin işten geçtiği klinik seyirle konur, bunlar tıbbın gerçekleri. samimi olduğunuzu göstermek istiyorsanız gribim nezleyim diye acil servise gelenlerin önünü kesin, bir yarabandı yapıştırılıp geçilecek yarada acil servise koşanların önüne geçin, başım ağrıyor diyip bir ağrı kesici almadan hastaneye koşanların önüne geçin, nefesim daralıyor hava takın bana diye gelen oksijen saturasyonu %98 olan hastalık hastalarının önüne geçin ve diyin ki "benim yakınım senin gibi acil servisi gereksiz meşgul edenler yüzünden yeterli ilgiyi alakayı göremediği için öldü". diyemezsiniz di mi? daha doğrusu demezsiniz; çünkü sizde o gruptansınız. babanızı öldüren sizsiniz, annenizi felç bırakan sizsiniz, çocuğunuzu sakat bırakan yine sizsiniz. o ortamda en masum olan doktor ve diğer sağlık çalışanları aslında.

    damaryolu açamadı diye kızıyordu geçen bir hasta, ulan sikik o kız bir kerede açıp işini bitirmeyi istemiyor da seni defalarca delmeyi mi istiyor? veya acil doktoru hastanın tanısını koyup tedavisini başlayıp hayatını kurtarmak ya da ilgili bölümü çağırarak hayatının kurtulmasına yardımcı olmak yerine öldürmek mi istiyor? sırf sizin timsah gözyaşlarınızın iticiliğini görmemek için bile o hastayı yaşatmak için canımı dişime takarım.

    hepinizi görüyoruz, yüzünüze söylemiyoruz diye salak sanmayın, bayramdan bayrama el öpmeye gittiğiniz annenizi babanızı " iyiyim yavrum azıcık dizlerim ağrıyor sade" dedi diye, hemen acil servise götürerek hayırlı evlat mı oluyorsunuz? 85 yaşında amca acile geldi 1 yıldır yürüyemiyorum dedi, amca evine git kanepene yat, 1 yıldır yürüyemediğini de 84 yıldır yürüdüğüne say dedim, hasta yakını suratıma bakıyor. acil serviste buna bir şey yapılmaz ortopedi ya da fizik tedaviye götüreceksiniz amcayı dedim hayırlı evladına, hocam çalışıyorum nasıl götürüyüm dedi. bana ne ulan, bir günlük 100-200 lira mesai ücretiniz canınızdan kıymetli olduğu sürece acillerde illa ki birileri fazladan can verecek. zaten birileri ölecek, acil servis doğru işlese bile birileri ölecek de, 100 lira yevmiyeyi daha kıymetli tutan bu mantık yüzünde birileri ekstradan ölecek. e tabi sağlık konusunda bile 100 liranın hesabını güden adam kılıklılar "ooo hastamız öldü en az 100.000 lira cukkalarız" diye ellerini ovuşturmaya da devam edecek. hayırlı evlatlar sizi, ölen babanızın arkasından gelen o parayla hayrat mı yaptırdınız yoksa yediniz mi? ya da daha iyi doktorlar yetişsin diye bir tıp fakültesine de bağışlamış olabilirsiniz ama yediniz di mi?

    edit: kimsenin bakmayıp hastanenin eline kalan evde bakım hastaları var mesela. altının bokunu hemşireler alıp, duşunu yıkamasını hemşireler halledince kıymete biniyor hasta, görüş kuyruğunda kavgalar oluyor canım annemi görücem canım annemi görücem, al eve bak diyince yoook o kadar da canınız olmadığını anlıyorsunuz. ama öldüğü zaman nasıl ölür, yoğun bakım lan ora sikik, elde içkiyle dans edip gecelere akmıyorlar ya, yoğun bakımdalar ölmek üzereler ve ölüyorlar. al götür evine daha iyi bak o zaman yoo ben güne gidicem, ben gezmeye gidicem evde onu başıma bela edemem. bunları da biliyoruz efendim bunları da biliyoruz, görüyoruz. ne biçim evlatsınız demiyoruz yüzünüze diye bi bok sanmayın, allah düşmanıma bile böyle evlat vermesin diyip amin diyor geçiyoruz. ne hayırsız olduğunuzu bütün çıplaklığıyla görüyoruz.
  • “yakınım kanser oldu, engelli raporu çıkartıp araba alayım”, “yakınım yatalak oldu, bez parası bakıcı parası alayım ama yakınımın götünde krater gibi yara açılsın, acile götürüp doktora sataşayım” mantıklarıyla birlikte en sık doğu ve güneydoğu illerimizde rastlanan bir mantıktır.derme çatma avukatlık bürolarında tabeladan daha büyük afişlere “ameliyat mı oldunuz? kaza mı geçirdiniz? bize uğramadan hareket etmeyin” yazdıran mantıktır. ameliyathane çalışanı yerel adamların akşam kahvehanede hastalarla ilgili istihbarat satmasıdır. “benim hanım çok zayıf, bi iğne yapsan da az ele gelse” diye gecenin 1’inde acile gelen mantıktır.

    aynı zamanda “hastaya bi sarı serum takayım, kenarda tus’a çalışayım” mantığıdır. “benden iyi mi bileceksin, 6 yıl okudum*” mantığıdır. “performans ortalamanın üstüne çıktı mı ona bakarım”, “ne risk alıcam aq 3 kuruş için, başkası uğraşsın, zor işleri yapmam” mantığıdır. hatamı kabul etmeyeyim çünkü çok okudum ben, saçımı süpürge ettim ağlaklığıdır. her fırsatta kutsalım vurgusuyla duygu sömürüsü yapan, en ufak kutsallık göstermesi gereken bir durum geliştiğinde isyan eden; profesyonellikten nasibini almamış amatör bir meslek grubunun yozlaşmasıdır.

    hastaneleri bu bok çukuru ülkeden neden ayrı tutuyoruz ki? hastası, doktoru, çalışanı, her şeyiyle ülkenin bir parçası işte. hiç duyar kasmayın, sistem böyleyken bunun kurbanları bu köylü kurnazı adamlar olmayacak. senin masum baban, günahsız anan, yorgunluktan beyni yanmış idealist doktorun olacak. bu sistemin yalancı negatifliği böyle ne yazık ki.
  • (bkz: bi siktir git dedirten doktor laflari)

    senin bu zihniyetle hicbir canliya faydan dokunmaz. sana tavsiyem, doktorlugu birak, canlilarin hayatlariyla ilgili olmayan baska bir meslek bul kendine...
  • inşallah meslekten ihraç edilirsin. sen iyi bir insan değilsin. insanlar sana muhtaç kalmamalı.
  • acil servise boğazım ağrıyor diye başvurmayanlarınız cevap yazsın.

    aynı üniversitenin genel dahiliye bölümünde her şeyi normal çıktığı halde kilo alışının nedeninin öküz gibi yemesi olduğuna pek inanamadığı için yeniden bu sefer yan dal bölümüne başvuran, üstüne ayakta dahi duramayan kanser hastasını kendisinin önüne aldım diye nasıl sırayı bozarım diye carcar bağırmayanlarınız cevap yazsın.

    güler yüz gösterip zor durumda olanlara yardım etmeye kalktığınızda, tamam bak sonuçların çıkmamış birazcık sonra gene gel hatırlat yardımcı olacağım dediğinizde "geldiğimde çıkmadıysa seni düverin!!!" demeyenleriniz, adamı iyilik yaptığına bin pişman etmeyenleriniz cevap yazsın.

    başasistanlık yaptığım sırada yatışa gelip, hocağğm bize asistanların bakmasını istemiyoruz hocalar gelmesi için kime para vermemiz lazım diye gelen, öyle bir sistem yok burda hoca ile asistanlar zaten birlikte bakar sizi zaten mutlaka hoca görür, yalnız yatışlar zaten ücretli dediğinizde benim param yok, ne parası ödeyecem size diye anında 180 derece dönmeyenleriniz cevap yazsın.

    acilden yatınca ücretsiz olduğunu öğrenip, sonra koşa koşa acile gidip ordan yatmaya çalışan, ortalığı ayağa kaldırmayanlarınız cevap yazsın.

    siz bunları yaptıkça daha çok canlar yanacak, ergen çocuklar gibi hiç bir sorumluluğu üzerinize almayıp sağlık sisteminin yapısını kötüye kullandıkça, olan hataları sadece doktorların kişiliğine bağladıkça daha çok canlar yanacak.

    doktorların eksiklerini, yanlışlarını, eğitimde bir kusurları varsa kusurlarını, ihmalleri varsa ihmallerini elbette konuşalım. varsa bir suç, cezasını bulsun tabi ki. ama hastanelerin ödenekleri, ekipman kalite ve bakımlarını, acil servise gereksiz başvuruları, yardımcı personel eksikliğini, doktor başına düşen hasta sayısını tartışmadan sadece doktorlar da dünyanın en pislik insan grubu argümanı üzerinden devam edilirse daha çok canlar yanacak.

    ben güler yüzlü bir insandım, hayatı ve insanları severdim, idealist ve çalışkandım... inanın hatırlayamıyorum o eski beni, ne oldu bana mezun olduktan sonraki 6 yıl içinde bilemiyorum... tek bildiğim insanların iyi niyetine inancımı kaybettim, ne zaman bir iyilik yapmaya kalksam gelip gözümü çıkaracağını biliyorum, artık zorunlu olduğum şeyleri tamamlamak dışında ek bir özveride bulunsam tedirgin oluyorum, gene başıma ne gelecek diye. bıktım artık cidden bıktım.

    biliyor musunuz doktorlar en fazla intihar oranına sahip meslek gruplarından biri. her 5 doktordan biri depresyon hastası ve 50 doktordan biri hayatında en az bir kez detaylı ciddi intihar planı yapmış. ve mesleki bilgileri nedeniyle intiharları ölümle sonuçlanıyor genelde. öyle 2 kapsül düttürük ilaç alıp, ayılıp bayılıp erkek arkadaş meletmece oynamıyorlar gecenin bir körü acil servislerde yani.

    ben varsa hatalarım yüzleşmeye hazırım, ama sizler hasta ve yakınları tarafı olarak hatalarınızla yüzleşmeye hazır mısınız? sağlık sistemini yönetenler işleyişteki aksaklıklarla yüzleşmeye hazırlar mı? yoksa tüm sorunlar tüm doktorların para göz, manyak, pislik, aşağılık megalomanlar olması nedeniyle mi? (!)
  • kimsin ulan sen? bilirkişi misin? kanaat önderi misin?
    laflara bak laflara.hatalarıyla yüzleşebilirlermiş.depresyondalarmış.
    yapma ulan yapma simit sat o zaman artist.
    insanları tazminat peşinde koşan orklara benzetme egon var ya o egon seni bitirir sana söyleyeyim.
    artist .
    tanım; ölüm kusur nedeniyle olmuşsa para(tazminat) haktır.
    edit:rahatsız olanlar mesaj kutumu doldurdu.laf söylenmedik birşeyim kalmadı.
    paragöz.ezik.cahil dediler.yazarlığımın hata olduğunu belirttiler.bilirkişi olduklarını ve hukuk diplomsı sahibi olduklarını söylediler.
    tazminat davası açanların paragöz oldukları konusunda ısrarcılar.!!!
    boşa laf anlatıyoruz.anlamayacaklar
  • bana bir doktorun atarlı giderli sözler söyleyebilme için prof ünvanı olması lazım. bu konuda kriterlerim var. altını kabul etmem. gerekirse o doktoru orada itin götüne sokar orada bırakırım.
  • bunların hepsi doğru. zorunuza gidiyor olabilir. küfürler savuşturup kendinizi rahatlatmaya çalışıyor olabilirsiniz. bizim her gün karşılaştığımız onlarca ayının klavye kullanmayı öğrenmiş versiyonlarısınız.

    okumuşunuzu da gördük. öğle arası doktoru pilav yerken gördü diye atar yapanınız da var. ben cahil değilim, banyo yaptıktan sonra hastalıklardan korusun diye 1 antibiyotik alıyorum diyeniniz de.

    hayatınız boyunca o vücudunuz için tek bir şey yapmayıp; damarlarınız lağım çukuruna döndüğünde, ciğerleriniz oksijeni kullanamayacak hale geldiğinde, düzenli ilaç kullanamama şımarıklığınız (en çok da buna anlam veremiyorum ilaç kullanmayacaksan niye geliyorsun ki?) sonucunda kronik hastalığınız sizi engelli hale getirdiğinde doktorun size ne yapmasını bekliyorsunuz?

    durum şudur; çok şımardınız. azıttınız, alıştınız. biz ise bütün sağlık çalışanları olarak sahipsiz kaldık. günah keçisi haline getirildik. ama bekleyin. bir gün hepiniz mahrum kalacaksınız bu kolay erişimden. devran döner, yine dönecek.

    güler yüzlü, anlayışlı, kibar hasta ve hasta yakınlarını tamamen ayrı bir yere koyuyor ve hepsine teşekkür ediyorum.
  • (bkz: attention whore)

    sen zaten doktor olma. doktorluk yapma. yazdığın iki cümleden bile insan sevmediğini, doktorluğu sadece etiketi için yaptığını anlamak mümkün.
hesabın var mı? giriş yap