• kapıdaki kriz de diyebiliriz.

    ekonomiden çok anlamam. sevmem de ekonomiden konuşmayı. bi de zamanın gereği olsa gerek, kimle konuşsan ''işler çok kötü abi yaa'' geyiğinden iyice bıkmış durumdayım.

    ancak aylardır yerli yabancı ekonomistler dile getiriyorlardı türkiye'nin bi darboğaza doğru ilerlediğini. sanırım bu öngörüler doğru.

    ağırlıklı olarak ticari davaları yürüten bir avukat olarak son zamanlarda alacaklıların da borçluların da büyük bir panik ve korku içinde olduklarını işlerin daha da kötüye gitmesinden korktuklarını söyleyebilirim.

    hatta hükümetin durumun farkında olduğunu ve 3. yargı paketini de bu yüzden çıkardığını düşünmeye başladım. (çekte hapis cezasının kaldırılması ve ev eşyası haczinin kaldırılması tasarısının yaklaşan ekonomik krizle bağıntılı olduğunu düşünüyorum. halkta arasında fazla infial olmasın diye haciz ve icranın gücünü azalttılar/azaltıyorlar zannımca.)

    sonuç olarak herkes ayağını denk alsın derim.
  • bu kış gelmeyen şeriatın, komünizmin, kürt faşizminin, irticanın, şakirtizmin, bildiğimiz bilmediğimiz nice izmlerin yerine sibirya ve balkanlardan gelen soğuklarla birlikte gelen, gelecek misafir. hoş gelmiş, başımızın üstünde yeri var.

    (ara: yaklaşan ekonomik)
  • psikolojik güdüleme elbette patron milleti tarafından.

    çalıştıgım sektörde ne paralar dönüyor bilsen şaşarsın haşmet. gelen taleplere fabrikanın kapasitesi yetmeyeceği için hayır demek durumunda olmak. yurtdşından gelen misafirlerin ağırlanmalarına harcanan rakamlar vs. bir sürü mevzu dönüyor.

    sen ekonomik kriz için tekstil sektörünü baz alırsan o sektör hep batık.mantar gibi tekstil atölyesi kuruluyor en ucuz en vasıfsız işçiyi bulmak kolay koyuyosun ütünün başına ilkokuldan sonra okutulamamış bir zavallıyı oluyosun patron çünkü. sonra fiyatlar aşağı çekiliyor da çekiliyor rekabet derken boku çıkıyor. 5 liraya gömlek satıyor adam düşün.

    bundan nemalanan bir sürü işveren var ve neden bu söylentiler hep yılbaşlarına zam zamanlarına gelindiğinde ayyuka çıkıyor aman efem piyasa berbat işimden olursam bi daha iş bulamam korkusu oluşsun zam ne verilirse razı olunsun diye. ha bunu bir ben düşünmyorumdur elbet ama bu "batıyoruz" "bittik" manipülasyonuna kanan insan sayısı da azımsanmayacak kadar çok.

    beylik martavallar okumamak için kesiyorum mevzuyu burada zira ben kendi ve yan sektörlerden biliyorum ki öyle bir kriz yok hatta bok gibi para var olanda.
  • mevcut yanlışlar düzeltilmeden tekrarlanacak olan krizdir. kapitalizmin doğal sonuçlarındandır.deli gibi tüketme, medya ile uyutulma ve nihai sonuç olan ölümü sefalet içinde bekleme süreçleri vardır. eskilerdeki o büyük mağazaların yerleri hiç değişmezken, her ay değişen denek ve de sinek avlayan mağazalar, mutsuz insan yığınları ve de alış-veriş yapılmayan sadece turlanan avmler bu krizin tasvirine yeter diye düşünmekteyim. herkes kendini tanıyacak, yapabildiği, üretebildiği en iyi şeyi keşfedecek ve rakibi olmadığı için tutunacak, sonrasında bir sürü boğaz tokluğuna didinen emekçilerin o büyük (!) patronları artık bir şeylerin değiştiğini görecek ve krizler sona erecek. öğrenilen çareszilikle bu sömürüyü garanti altına alan yığınlar aslında herkesin farklı bir zenginliğinin olduğunu diğerlerine gösterme şansı bulacak diğer eksik yönlerini de başka insanların zenginliği ile tolore edecek ve de gerçek sorunsuz sosyal yaşam döngüsü olacak. para akışı hep bir yöne olunca bir taraf yok olur, o taraf biraz palazlanmadan süreç değişmez. biraz dengeleri zorlamak lazım. bu benim çözüm önerim (yetişkinlere masallar)
  • her sene gelir bu böyle meteor gibi yörüngeye "yaklaşır" gider. 90 yaşıma gelsem gene bitmez bu "yaklaşan ekonomik kriz" goygoyculuğu. iyice yalancı çobana döndü bu iş, harbiden geldiğinde kimse inanmayacak.
  • ekonomi tıkırındayken yaklaşır böyle yavvvvaşça.
  • toplumda bazı kesimlerin zaten içinde olduğu için yaklaşmayan krizdir. patron kesimi de bunu çalışanlarına karşı bir tehdit unusuru olarak kullanırlar fakat kendi gelirlerinde ve harcamalarında zam almamaya ve kısıntıya gitmezler.
  • mazereti olarak "gezi parkı" kullanılacak. yazdım buraya.
  • medya kimi sorumlu olarak gösterirse onun üzerine kalacak krizdir.
    (bkz: #35102110)
  • bir kaç yıl önceki kriz henüz başlangıç aşamasında "alın verin ekonomiye can verin" gibi absürd ama etkili bir psikolojik yöntemle ve vergilerin düşürülmesiyle aşılmıştı.
    bunun ardındaki etken "kirli çıkı" olan türk halkının parayı yastığın altında veya altın olarak tutmaktansa yemenin daha karlı olduğuna ikna olmasıydı.
    ama bu sefer işler öyle olmayacak gibi. bu seferki kriz talep yokluğuna değil, değer kaybına bağlı olacak.
    yani aşırı şişmiş türk piyasa fiyatları (gayrımenkulden borsaya, turizmden türk lirasına kadar) kaçınılmaz bir değer kaybı yaşayacak. ki bunun basit dille anlatımı fakirleşmedir. burada tek önemli olan hangi düzeyde olacağı. benim tahminim pek hafif geçmeyeceği yolunda umarım yanılırım.
hesabın var mı? giriş yap