yalnızlık
-
yalnızlık koyu ayna, kopkoyu kendilik aynası.
kendimden nefes nefese kaderime mi kaçıyorum?
ucuzluklarda kampanyalarda kendimi arıyorum..
öyleyse bul belanı; benlik derinden fırlamaya çalış. cümle duvarlarına çarp. burnun gözün ağzın yüzün ileş olsun. dünyaya çılgınca kör bak ve dokunup dur, ellenip dur, durmamacasına. bataklıkta frenlerin kopsun. (bkz: kendim/@ibisile)
yalnızlık kadar yürek paralayıcı şey az, ve müstahak bile olsa, yalnıza kolay hınç duyulmuyor.
yanlız yalnızlığa katlanamayan ve yalnızlığı yanlış anlayanın yalnızlığı.
her şey çift anlamlı ve zıttıyla bir arada, yine de alkol yalnızın yalnızlığın arkadaşı gibi.
gözleri, yani kalbi alışıyor karanlığa. yalnızlık insanda uzay karanlığının yerini tutar. sinema salonu yorgan altı gibi. bu karanlıktan düş aydınlığına taşıyacak. salonda hem huzur içinde hareketsizsin, hem tüm yönelişin, karanlığın ve az sonra başlayacak düşün sağladığı duygu ve eylem olanaklarında. sinemada hem yalnız hem hep beraberiz, iç içe karanlık ve aydınlık gibi.
yeşillendirmek de güzel ama yeşillendirilmek sevilmekten de güzel, yalnızlık duygusuna iyi geliyor. insanın sevenlerle çepeçevre sarılması da önemli değil, varoluşsal yalnızlık o.
yakalanan zaman bile akıp geçmekte, geçiyor, beni durmadan geçmiş olana çevirmekte. yakalama ve farkına varmada da bir ezicilik, yalnızlaştırma* var. ama acıların en güzellerinden.
anlamak, galiba yalnızlık içinde birleşmek; aynı anda doyumu ve çaresizliği var.
yazmak için de anlamak için olduğu gibi yalnızlık ve mesafe gerekiyor. kendinden kaçma kadar olmasa da dışsal zorunluluklar, oyalanmalar yalnızlığa izin vermeyerek yazmayı önlüyor. (bkz: yazmak/@ibisile)
hayatı ve kendini anlamaya başlamış olanlar yalnız kuşlar sürücüğüne katılıyor. burada bir nüans var; yalnızlık olasılıkla statik değil dinamik bir kavram. göze alınmış yalnızlık birleştiriyor, bağ kurduruyor (unity), göze alınamamış yalnızlık sahibini yapışırken terk edilmiş bırakıyor, yalnızlaştırıyor. (bkz: yalnız kuş/@ibisile)
ucu yalnız ölürseme gidiyor ama ilk erişkinliğimde yalnız yaşlanmaktan korkardım. bir kadın psikiyatrist yakınım hastaya kar gibi imdadıma yetiştiydi: "biz de yalnız kalpler kulübü (ykk) kurarız! birbirimize omuz vere vere yaşlanır yaşar gideriz." o an bu formül bana bedavadan soğuk füzyon sunulmuş kadar iyi geldi. yalnızlıktan, sevilmemekten o denli korkuyormuşum. (bkz: yalnız ölmek/@ibisile)
yalnızlık (direnci) özellikle ilişkiler için, belki insanlık için de baraj ders. ilişkiye başlama yeterliği için bir eğitim ve diploma olsa onun zorunlu baraj dersi olurdu. neyse ki zorunlu değil, not yükseltme aracı da. bu derse bakmayanlar ilişkilerde rahat rahat gönüllerince rezil oluyorlar. insan kardeşlerimiz, yatıyor, kalkıyor, üzülüyor, üzüyor, kötülük yapıyor, çile çekiyor, çile nedenini bilmiyor, nedeni kavrar gibi olduğunda ömür uçmuş oluyor, bereketli olsun diyorlar. onlar da sağolsunlar.
sohbet-söyleşi ortadoğunun uzmanlık alanı. ağız tadı, yemekler ve kahvaltıda olduğu gibi. sohbet bazen yaratıcı ve üretici olabiliyor, bazen de gevşetici, neredeyse öldürücü. belki her iki türüne de gereksinim vardır. ben bazı arkadaşlarımın karşısında daha coşkun ve yaratıcı eşikte hissediyorum. genel olarak tutuyor. o tipler benim özellerim, değerlilerim. bazen de yalnızlıkta kendi kendime bulduğum, içimden çakan veya yuvarlanıp gelen düşünce veya sesler çok özel oluyor. (bkz: sohbet/@ibisile)
"bütün büyük anlatılar yalnızlıktan yontuldu.
(...)
bu yüzden, buraya kadar, yerini kestiremediğimiz bir ağrı gibi, bedenimiz içinden dışarıya doğru, zorlukları yene yene yükselen yalnızlığın, o anda zayıf bir yerimizden, evet daha çok utanılacak bir yerimizden ortaya çıkıvereceğinden korkmalıyız." cahit zarifoğlu
[zen insan duyarlığını (furyu) şu durumlarla izgelemeyi başarmıştır: yalnızlık (sabi), nesnelerin "inanılmaz doğallığı"nın verdiği keder (wabi), özlem (aware), görülmediklik duygusu (yugen). "mutluyum, ama kederliyim": melisande'ın* "bulut"u buydu.] roland barthes - fragments d'un discours amoureux
"suskumuz, hançer; kılıç et açlığı;
uykusuz kal, mızrak et yalnızlığı!" feridüddin attar - pendname
"hem aynı kitap, hem değil; bu işin tuhaflığı onu her zaman etkilemişti. her kitap bir yalnızlık imgesidir." paul auster - the invention of solitude
"katılmak istesem de, yapım grup eylemlerine uygun değildi. yalnızlık duygusu iliklerime işlemişti ve hiçbir zaman dayanışma gemisine binmeyi beceremiyordum." paul auster - hand to mouth a chronicle of early failure
"arsız bir sokak çocuğu gibi gösterişli bir yalnızlık çekiyordun, orası apaçıktı." tomris uyar - gecegezen kızlar
"demokritos, sıkıntı, yoksulluk, yalnızlık içinde uzun yaşamış. fakat demokritos sıklıkla uzun yaşamanın, gerçekte uzun ölmek olduğunu söylemiştir." serol teber - melankoli normal bir anomali
"sanki yalnızlığı yabancıdan, turistten devren öğrenmişim. kendi kültürüm içinde soğukluk mümkün, düşmanlık mümkün, yalnızlık mümkün değilmiş." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi
"simun'un kardeşi andreya dedi, biz seninle olacağız, çünkü senin gücünde bir adam, boynuna bağlı değirmen taşından daha ağır bir yalnızlığa mahkumdur." jose saramago - o evangelho segundo jesus cristo
"yalnızlık safası, yani, adam aramaz oluyorsun! (...) yalnızlık safası demek, "ibadet basamağını aştın," demektir. namaz, oruç artık sana borç bile değil... (...) bu yüzden, yalnızlık safasına erişenler, içki içerler, oğlan severler, karı severler. bilmeyenler ayıplar. oysa bunların sevdikleri karı, oğlan, aslında tanrı sevgisidir." kemal tahir - esir şehrin mahpusu
"bu kuşku, yalnızdır, yalnızlığın kuşkusudur bu. ondan doğmuştur, yalnızlıktan. (...) kuşku, yazmaktır. dolayısıyla yazardır da. ve yazarla birlikte herkes yazar." marguerite duras - ecrire
"yalnızlığa her zaman delilik eşlik eder. bunu biliyorum. deliliği görmezsiniz. (...) insan, içinde ne var ne yok ortaya dökmüşse, bir kitabı dolduracak kadar şeyi yani; kimseyle paylaşılamayacak belirli bir yalnızlık içinde demektir." marguerite duras - ecrire
"yalnızlığın büyülü çemberini kırmayacaksın." georges perec - un homme qui dort
"ağaçlar, taşlar, su, bulutlar, kum, tuğla, ışık, rüzgar, yağmur: önemli olan tek şey yalnızlığın: ne yaparsan yap, nereye gidersen git, gördüğün hiçbir şeyin önemi yok, yaptığın her şey boşuna, aradığın her şey sahte." georges perec - un homme qui dort
"yalnızlığın bir şey öğretmediğinden, kayıtsızlığın bir şey öğretmediğinden başka hiçbir şey öğrenmedin." georges perec - un homme qui dort
"temel sorun, yalnızlık. gerisini anla işte! bir insanla birlikte olma işini başaramadım gitti. (...) herhalde kardeşkovan, oğultutmaz damarları yanında eşbulmaz damarı da var bende." bilge karasu - haluk'a mektuplar
(ilk giri tarihi: 23.5.2016)
(bkz: yalnızlıklar/@ibisile)
(bkz: yalnızlık dizeleri)
(bkz: yalnızlık dini)
(bkz: törel yalnızlık)
(bkz: yalnızlık senfonisi)
(bkz: yalnızlık paylaşılmaz)
(bkz: varoluşsal yalnızlık/@ibisile)
(bkz: yalnızlık korkusu/@ibisile), yalnızlık kokusu
(bkz: yalnızlaşmak), yalnız olmak, yalnız kalmak
(bkz: yalnız bırakmak), yalnız bırakılmak
(bkz: yalnız ölürsem/@ibisile)
(bkz: herkes yalnız)
(bkz: yalnızlığa katlanamamak)
(bkz: yalnız yaşlanmak ve ölmek)
(bkz: kalabalık içinde yalnızlık)
(bkz: tercih edilmiş yalnızlık), seçilmiş yalnızlık
(bkz: yalnız kalpler partisi/@ibisile)
(bkz: yalnızlık ömür boyu)
(bkz: yurtta kalmak/@ibisile)
(bkz: solcu/@ibisile)
(bkz: solitude)
(bkz: yalnızlık duygusunu ustaca savuşturan acemi şair)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap