• iddiali kurulan cumlelerde tasdik arama sorusu.
    (bkz: dogru muyum)
  • "ne güzel anlattım derdimi be, kesin ben haklıyım, sıkıyosa yanlış de" anlamında kullanılan cümle.
  • yanlissam söyle diyerek devam eder.
  • ... $oyle bir $ey vardi, belki alakalidir:
    (bkz: yanlissin) *
  • üstüne bir de "değilim" diyorsa kendi kendine, soran şahsiyetten ivedilikle uzaklaşılmalı.
  • mahallemizin yavşak ama samimi bakkalı olsun, dolmuş güzergahının tasdikli 20 yıllık kaptanı olsun, kendi ismine özel bastırdığı kartvizit ile fason taksicilik yapan abilerimiz olsun, genel geçer bir sosyal hayatın içinde var olan zamanını kıymetle eşdeğer tuttuğu müşterisiyle lagaluga yapmakla geçiştiren vatandaşın ruh halindeki o garip iddiacı pozu, her şeyden anlarım ortalığın amına koyarım hissiyatı zaman zaman tavan yapar.

    sıcak geçer başına, susuz kalır bünyesi, sıkılır da sıkılır canı ve sana patlar. sadece iki dakika önce tanıştığı adama hayatın fotoğrafını otomatik flaş ile çeker, tab ettirir, kıvırır ve kıçına sokar. bu abiler her zaman asabi ve her zaman haklıdır. anasına bacısına sövmediği durum, kişi, kurum veya kuruluş yoktur.

    ama yine de zayıf bir tarafı vardır bunların. sohbetle iştigal edip asli işini yürüttüğü anlarda, karşısındaki muhattabın kendisini sürekli arz eden bir şekilde onaylamasını ister. "evet evet" "hı hı" "elbette tabi tabi" cümleleri havada uçuşmadığı zaman gizli silahını devreye sokar. sen ne kadar birebir temastan kaçınmak için envai çeşit yol izlesen de karşındaki yılların tasdikçisi pezevengin tekidir ve seni mutlak suretle muhabbetin içine sokacaktır:

    "...hollanda'da adam markete giriyor abi. abi adam akıllı. gidiyor meyve bölümüne. alıyor eline poşeti abi. sayıyor kafadan. evde iki çocuk, bir hanım bir de ben varım. gidiyor poşete dört tane portakal koyuyor.abi dört tane koyuyor! dört tane! sabah hanıma para bırakıyorum abi, allah canımı alsın akşam bi dönüyorum açıyorum dolabı 75 tane portakal var abi dolapta! 75 portakalı ben alıp götüme mi sokacam abi? elin gavuru, kelle hesabı yapıyor, iktisadi ayaklar çeviriyor. benim babasının şarap çanağına sıçtığımın karısı da gidiyor marketi boşaltıp geliyor eve abi..."

    şimdi sen bu esnada sağa sola bakıyorsun, dinliyormuş gibi yapıp kaçacak yer arıyorsun, milyon defa dinine yandığımın memleketinde duyduğun zottirik tezlere bir yenisini daha eklemek istemiyorsun ama karşındaki durmuyor. ölümcül silahını devreye sokuyor:

    "...biz bu gavurun icadını aldık, zekasını alamadık abi. sen diyeceksin şimdi üç portakal, dört portakal hesabı yapma. abi nasıl yapmayayım gözünü seveyim? ulan evde 3 çocuk var bir de karı var. aha bir de ben etti mi sana beş? portakal dediğin kocaman bir şey, ye ye bitmiyor posasını siktiğim. senin evinden, benim evimden ayda 10 portakal çöpe gitse yılda bir ormanın meyvesini çöpe atmış oluruz..."

    bak şimdi, burası işin enteresan kısmı. abimiz kaptırmış gidiyor, vakti olsa portakalın tarihçesini kütüğüne aldıracak pezevenk. sen bütün bu zaman diliminde onay vermekten kaçınabilsen bile, formülize edilmemiş garip bir gücün ve durumun etkisine gireceksin. işte aksiyon geliyor:

    "...ondan sonra diyorlar memleket nereye gidiyor abi? ***yanlış mıyım?***"

    işte o "yanlış mıyım" sorusu var ya, bitirdi seni oracıkta. özellikle memleketin gidişatına yönelik sorudan sonra bekledi ipne. senden bir onay bekliyor, kaşlarını oynatmanı ve onu kısa kelimelerle huzura erdirmeni istiyor. ama bir problem var, her soruya cevap verirsin ama buna veremezsin. yarım saattir adamdan dinlediğin şeyleri ebleh bir yüz ifadesiyle tasdik etmek senin kanına dokunacak. dingil bir düşünce dizilimine bir saniyelik bile olsa vereceğin destek, senin akli düzenine yapılmış bir saygısızlık olacak. ama gel de cevap verme şimdi. usulca eğeceksin başını ve kendinden ödün vereceksin. karşındaki coşkun selin taşmadan durmasını isteyeceksin. hafifçe gülümseyip "heheh evet doğru diyosun" cümlesini ortalığa salıvereceksin. o gün o adamla işin bitti, ama asıl işkence şimdi başlıyor. adam sence yanlış mıydı? izahat getirilmesi gereken konular var mıydı? kafanı siken bu herif ensesine kallavi bir şaplağı hak ediyor muydu? evet evet evet...

    niye yapmadın o zaman? bir insana yanlış olduğunu söylemek neden bu kadar zor? halbuki sen orada kendi doğrularını izah etsen, adamın sana göre düşük kalan tezine üsturuplu cevaplar versen çükün mü/memelerin mi şişerdi? belki de sen onu uyarsan senden sonra aynı muhabbeti dinlemesi muhtemel 50 insan yaşaması olası işkenceden uzak duracaktı. ve sen, kendine yalan söylemediğin için rahat olacaktın...

    yanlış mıyım?
  • devamlı söyleyenleri çeşitli çıldırtma yöntemleri olan soru cümlesi .bir tanesini yazayım .

    - yanlis miyim ?
    + kim ?
    - diyordum ki bla bla bla ; yanlis miyim ?
    + nasıl ?
    - diyordum ki bla bla bla ; yanlis miyim ?
    + ha ?
    - abi sen beni dinlemiyorsun ?
    + ney ?
    -...
hesabın var mı? giriş yap