*

  • yanlış anlaşılmadan sonra bi de hesap verirsin işte o en moktanı. kimsenin başına gelmesin.
  • tekrar çaylak moduna dönmeni sağlayan olay
  • ebedi susma istegi yaratan durum. kendini savunası gelmez insanın. (bkz: ah o opucuk kime gitti)
  • bazen $u formda da bulunabilir:
    (bkz: beni bir tek sen anladin sen de yanlis anladin)

    bonus;
    (bkz: gecmis olsun)
  • pek çok acı deneyimin, karşılanamaz bahanesi, japon servisidir..

    bazen, tüm bu olan bitene yanlış anlama demek ya indirgemeci ya da fazla iyi niyetli olur. çoğu kez, yanlış anlamaz; anlamak istediği gibi anlar insanlar.

    söylediklerinizi dinlemez, inandıklarını onaylatırlar. halbuki bunun için size ihtiyaçları da yok. tekrar tekrar doğrulatırlar kendilerini..

    yanlış anlama değildir bu; yanlış şeyi anlattığınıza duydukları inançtır yalnızca..

    ( menşe )
  • sonunda çok üzülmenizi de sağlayabilecek olgu.

    hele ki çok değer verip mutlu olduğunuzu hissettiğiniz bir kişiyle olmuş ve sonunda yollar bir şekilde ayrılmışsa yıkım yapar. peki yıkılmaya gerek var mı? değer verdiysen yıkılırsın ki...
  • başa gelebilecek en kötü olgudur. aman düşman götüne.
  • tarih 29 aralık 2012, yer bursa... bir gsm şirketinin satış temsilcisinin, yoldan geçen bir kadına 'hattınızla birlikte size de geçirelim' sözleri yanlış anlaşıldı. çıkan olayları polis güçlükle engelledi...
  • genellikle önyargılı kişilerce karşı tarafa yöneltilen düşünce biçimi.
  • bazen çok utandırandır.

    eski evimizde komşumuz olan yaşlı bir teyzecik vardı. en son karşılaşmamızda yanlış bir anlaşılmaya neden olacağım bir istekte bulunmuşum ondan, yani elimde olmadan bulunuvermişim.
    o zamanlar mesleki bir sınavın mülakatına girmek üzereydim, yaşlılardan da dua istenir, ben böyle büyütüldüm. nasılsın neler yapıyorsun klasik konuşmasından sonra ayrılırken;

    -teyze dedim, x yere girebilmem için birkaç adamın beni beğenmesi lazım, dua et o adamlar beni beğensinler de alsınlar, çok çok dua et bana.

    o da dua edeceğini söylemişti.

    üzerinden nerdeyse bir yıl geçti,
    tabi ben istediğim duayı bırakın teyzeyi bile unutmuştum, ta ki teyzecik babamla karşılaşıp, heyecanla sorana kadar:
    -kediburnu beni adamlar alacak demişti, kızı hangisi aldı, düğün ne zaman, ben çok dua ettiydim.*
hesabın var mı? giriş yap