• isyerinizde yaptiginiz islerin fazlalasmasi, aldiginiz maasin artmamasi ve mevkinizin degismemesi sonucunda farketiginiz olay
  • insanların temel kaygılarından biridir bu durum, özellikle 3. bir şahıstan bahseden iki arkadaşın birincil şikayet konusudur.

    (bkz: alışmış kudurmuştan beterdir)
  • yakın arkadaşların arasını bozabilen durum. iyilik falan yapmaya çalışmıcaksın arkadaş.
    hele ki tamam çeviriye ben de yardım ederim beraber yetiştiririz dört günde demiceksin. sonra bi bakmışın iş üstüne kalmış
    sen tradosu çözmeye çalışırken arkadaş alemlerde. sonra iş yetişmeyince de sen suçlu olursun demedi deme. burda olmuşu var.
  • bir sure sonra insanin, yuklendigi bu iyiligin bir angaryaya dondugunu farkedip birakmasiyla, uzerine dusen bir sorumlulugu yerine getirmiyormus hissi yasatacaktir bir sureligine.
    neyse ki kalici bir etkisi yoktur.
  • üstteki yazarla benzer şeyler yaşamışız gibi ama bu sefer komşu çocuğu olan bendim ve benim olayımın sonu böyle bitmedi.

    kankamın babası da beni alırdı her sabah evden aynı okula gidiyorduk aynı sınıftaydık, tabii sonraki sene ayrıldı sınıflarımız ama hep birlikteydik.
    neyse benim babam da b*tclerle paraları yediği için arabaları, evleri ne varsa sattı. *
    ne araba ne ev kalmıştı o zamanlar.
    doğuda kiralar ucuz olduğundan ucuz bir apartmanda kiracı olarak kalıyorduk.
    adam beni her gün beklerdi kızıyla birlikte, evimin kapısının önünden alırdı, okulun kapısına kadar bırakırdı hatta bazen bana harçlık verdiği de olurdu.

    hakkını asla ödeyemem, hâlâ karşılaşıyoruz yan blokta oturur. arkadaşım da şu an evli ve bir çocuğu var.
    hâlâ görüşüyorum onlarla.
    asla ödeyemem haklarını asla. :))
  • hiç şaşmaz iliğinizi sömürürler. varsın suratsız desinler varsın sizi sevmesinler fakat bu bataklığa düşmeyin.
  • iyilik yapmaktan değil, o kişiye iyilik yapmaktan vazgeçilebilir bazen.
  • kanunda bile yeri vardır. alışkanlık haline gelmiş iş yeri uygulaması diye geçer. işçilerinize 3 4 yıl üstüste her bayram ikramiye verdiniz diyelim. kanunen artık hep vermek zorundasınız.
    gönül ilişkilerinde çok iyi davranan tarafın kaybetmesi de hep bu yüzdendir. bir süre sonra yaptığınız iyilik değil görev sayılır ve verdiğiniz emeğin bir anlamı kalmaz. kısaca artık ilişkide iyilik yapmıyor duruma düşersiniz.
    dozu tutturmak önemli bu işlerde. ne hiç ne hep. arada bir yapmayın ki karşı taraf mukayese edebilsin. kıymetinizi anlasın. her şey zıttı ile müktedirdir. yokluğunu göstermezseniz varlığının kıymetini anlayamaz. siz de eller kadir kıymet bilmiyor anne diye zırlar durursunuz.
hesabın var mı? giriş yap