2748 entry daha
  • mekan; herhangi bir fotoğraf çekmenin veye kayıt yapmanın mümkün olmadığı bir yer

    başrol; görüntüsünün alınmasının mümkünatsıza yakın olduğu bir şahıs ve en aptal dalgın ben

    olay; saryade kişisi söz konusu mekanda bir sebepten bulunurken, diğer başrolün de orada olduğunu farkeder, bulunduğu yere gider. gerçekleşen olayın tekrarı ve kayda alınmasının imkansızlığını bilen sa-lak-ryade, telefonuna gelen eski'nin mesajından (söz konusu kişiyi görmek ve konuşmalarını duymak çok sevindirecektir eskiyi, saryade emindir) ulan keşke kaydedebilsem şu anı diye düşünür. telefonunu çıkarır, uygun pozisyona getirir (denemekten ne kaybeder ki) o kadar uygun bir pozisyondur ki bu, kişinin yandan yüzünü tam olarak çekebilmekte, sesi çok iyi alabilmekte ve kimse de bunu farketmemektedir. ve saryade hakikaten tarihe düşebilecek bir anı müthiş bir sevinçle kaydetmektedir. sahnenin hem de en önemli 5 dakikasını hiç sorunsuz çekebilmiştir. bu bir mucizedir. saryade'nin kafasında eski'nin ne kadar mutlu olacağı, yüzünün alacağı hal canlanmaktadır. sahne biter, saryade oradan ayrılır. büyük bir sevinçle telefonunda görüntüyü açmaya çalışır. o da nesi, görüntü falan yoktur. en aptal dalgın saryade olayın heyecanından, paniğinden kaydet düğmesine basmadan boş boş çekmiştir. kafasını taşa mı vursun, ne yapsın bilemez. kendini sözlükten teşhir edip, aptallığını onaylatarak kendini cezalandırmaya karar verir.

    başta eski olmak üzere, olayın ayrıntılarını bilip kendini parçalamak isteyen herkese izin vermeye hazırdır. *
  • içe kıpır kıpır dolan temizlik aşkıyla süpürge makinesi alınır, düğmeye basılır. makine çalışmaz. "hay allah elektrik kesilmiş" denir, bilgisayar masasına dönülür, ekşi gezmeye devam edilir. msn'de şöyle bir diyaloğa sebep olunur:

    saryade:
    kırk yılda bi evi süpüresim geldi elektrik kesilmiş

    elentari:
    nasıl ya

    elentari:
    bilg. nasıl açık o halde

    saryade:
    ulann !!??

    saryade:
    ahhhahhha fişi takmamışım

    elentari:
    yuh

    saryade:
    ahhahhha çekinme devam et. sadece yuh kesmez
  • gidilen kursta, ders sırasında sözlük karıştırırken gelen yoklama kağıdına isim yerine saryade yazmak, imza kısmına gelince saryadeye uygun imza hatırlayamamak, ulan kesin bunuyorum ben diye düşünmek, bi yarım dakika boş boş kağıda bakıp akla saryadeli imza şekli gelmesini beklemek, yarım dakika sonra "hay ulannn!!" diyerek kendine gelmek. *
  • saryade'nin sürekli yanında taşıdığı, bilumum işlere kullandığı bir defteri vardır. misal en son, haftasonu ankara'da yağmurun dinmesini beklerken, nereye kadar, uco, caturanga, triensart ve bir arkadaşları daha monopol oynamış ve oyundaki para eksikliğinden, saryade'nin defterini kasa olarak kullanmışlardır. yine bundan bi süre önce oynanan king oyunun skor tablası da aynı defterin sağ tarafında durmaktadır. (defter iki bölümlüdür. açıldığında sol tarafta post it'li bi bölüm, sağ tarafta sabit bi bölüm.)

    sonra efendim, bugün saryade bir toplantı için defterini (yanlış defter tabi, bildiniz) alıp toplantı odasına geçer. toplantı yapacağı iki müşteri iki tarafında, saryade ortada oturur vaziyetteyken saryade defterini açar. ve tüm bu skor tabelalarıyla karşı karşıya kalırlar. saryade kilitlenir. iki yanında iki takım elbiseli deftere eğilmiş, tuhaf yazıları çözmeye çalışmakta. en az bir dakika sürer bu kilitlenme. sonunda soldaki takım elbise konuşur:

    takım elbiseli: hımm king. çok oynardık gençken. diğeri ne tablosu?

    saryade: hımmrrsssff. bilmem. kardeşimin defteri ile karışmış. hay allah. neyse. defterimi alıp geleyim ben...` : imdaaat`
  • saryade dalgını, sabah bir türlü bitiremediği raporunu artık sonlandırmak üzere oturur masasının başına. dün akşamdan, iki saat uğraşarak hazırladığı form kağıdı ortalarda yoktur. saryade arar arar arar, form yok hiç bir yerde. bir sürü sövgüyle önünde duran kağıdı kullanarak bir daha hesaplamalar yapar saatlerce. sonunda bitirir, bilgisayara geçer. sonra da diğer biten formların üzerine ters çevirip kaldırır işlem yaptığı kağıdı. koyar koymaz da ne görsün, arayıp arayıp bulamadığı formun arkasını kullanarak yapmıştır tüm işleri bir kez daha.

    kendisine ve insanı çeken muhabbetiyle, var olan dikkati sıfıra indiren wxq'ya teşekkürü borç bilir burdan. şaşkın!!
  • saryade, iş yoğunluğu içinde kafası karışık kalkıp mutfağa geçer kendisine kahve yapmaya. kahveyi koyar, süt tozunu koyar. bir yandan da düşünür:

    "aa dün ayşe'yi görmüştüm ben. çınarlıada'ya söylemedim görüyor musun, hay allah. unutmayayım da söyleyeyim akşama."

    tam o sırada içeri giren ofisboy'a döner şaşkın saryade;

    saryade: dün akşam ayşe'yi gördüm ben. işten atılmış. çok üzgündü. selamı var sana.
    ofisboy: kim?? ne???
    saryade: ...... * süt tozu bitiyor, alalım mı?
    der ve masasında kaybolmak üzere yerine döner...
  • emuncipation'un mesajını okuyup, cevabı wxqya atmak.
  • operasyon müdürü: şu siteye gir baksana nasıl yapmışlar, biz de öyle bir site yapalım.
    saryade: hı güzelmiş. öbür site mosmor dikkat dağıtıyor. bu güzel, sade, böyle bi şey yapalım.
    operasyon müdürü: tamam, sen bakın biraz, sonra konuşalım.
    saryade: yalnız bu sitenin tur fiyatları bizden ucuzmuş farkındaysanız. ("hah nasıl farkettim, bizim kazıkçı olduğumuzu" bakışı)
    operasyon müdürü: onlar bizim fiyatlar saryade, bizim turları satıyorlar. ("allahın ukalası, artistlik yapıyor bir de" bakışı)
    tüm ofis yarılırken;
    saryade: eeoooo dün gece pek uyumadım da ben, sevgiler , saygılar..
  • saryade kişisinin taaa bir hafta öncesinde bir mektup göndermesi gerekmektedir. türlü sebeplerle bir hafta gecikmiştir bu iş. saryade bugün erken çıkar işten sırf postaneye yetişmek için. koştur koştur metroya gider, koştur koştur postaneye.. memur "buyrun" der.. saryade buyuramaz, çünkü saff aceleden mektubu unutmuştur iş yerinde.. surat kıpkırmızı memura söyler durumu, memur güler, "kaça kadar açıksınız diye sorar, memur "19.00 ama gelirken mektubu unutmayın" diye bir de dalga geçer.. kendine kıza kıza, küfrede ede çıkar postaneden saryade..

    o arada telefon gelir işyerinden, saryade her gün müdürlerine gönderdiği ek dosyalı mail'e aceleden o eki eklememiştir. dalgınlık no:2

    çınarlıada gündüzden arayıp zeytinli ekmek istemiştir.. saryade o sinirle girer panpan'a zeytinli ekmek ister.. satıcı kız "iki çeşit var hangisinden vereyim" der, saryade hiç uğraşacak hali yok "ikisinden de verin o zaman" der. alır gider durağa. sonra eve geçer.. evde bir de ne görsün, zeytinli ekmek diye aldığı şey, hamuruna zeytin eklenmiş bildiğin ekmek. hem de ikisi de, tek fark birinin zeytinlerinin ekmeğin ortasına yoğunlaşması.. fişe bakar allahın safı saryade, iki adet ekmek arası zeytine taaam 5 ytl vermiştir bu dingil.

    yaptığı comboyla 2006'nın en aptal dalgını olmaya adaydır saryade insanı.
  • saryadenin evinde fritöz mutfak dolabının en üstünde durur içinde yağla. salt kızartma zamanı ya da yağ değiştirme zamanı iner oradan. bu akşam saryade kızartma yapmak üzere fritözü almak için uzanır yukarı. dalgın şey sanki fritözün yukarıda boş olduğu bir tek an varmış gibi, fritöz boş olabilirmiş gibi eğerek çeker aşağı fritözü. çekmesiyle de başından aşağı yağı boca eder. şu an ise madem döküldü boşa gitmesin diye kafasının bi yarısını zeytinyağı ile yıkayınca sonuç ne oluyor onun sonucunu beklemekle meşgul. aferin.
11103 entry daha
hesabın var mı? giriş yap