yarım ağız

• birseyin istenmeye istenmeye, isteksizce soylenme sekli, semali.
• (bkz: yarım ağız söylemek)
• ^***
  
  :½
• örnekle anlatayım..
  
  biraz önce misafirlerimle otuyordum.. vakit ilerledi ve malum yarın iş güç var.. artık gitme vakitleri geldi.. hadi siz gidin demek olmaz.. aslında bence olur da.. olmaz..
  neyse önce bir iki esnemek lazım.. muhabbeti rölantiye almak.. soruları kısa yanıtlamak.. yeni konu açmamak.. tüm bu taktikler işe yararsa.. misafir.. "eh geç oldu biz de kalkalım artık.." der.. dürüstçe "haklısınız benim de bi sürü işim var.." demek yerine samimiyetsiz olmasına rağmen.. "aa.. ne güzel oturuyoduk.." demek gerekir yarım ağızla..
  işte bu yarım ağız hem sosyal bağlarımızı koruyor hem de işimizi görüp günü kurtarıyor..
  
  şimdi konunun dilsel boyutuna bakalım..
  
  "ne güzel oturuyorduk.." dedik..
  "ne güzel oturuyoruz.." değil..
  
  yani geçmiş zaman.. yani "artık gidin ki oturma eylemi geçmişte kalsın artık" diyoruz.. satır arasından sırıtarak..
• yalancıktan, istemeden ama sanki istiyormuş gibi, ağzın gel gözlerin sesin git der gibi, bok gibin bir şey.
  
  ağlayasım geliyor nan şöyle şeylerle karşı karşıya kalınca, öyle mecazi anlamda da değil he. bence yalan söylemek, ''işim var sonra şapalım ya.'' demek bile bundan daha güzel, yapmayın, etmeyin gözünüzü seveyim. yarım ağız davetler, buyur etmeler.., yapmayın.
• bazen fena halde ters tepen durumdur ki hiç istenmez.
  
  ayrıldınız mı yapma yaa, üzme kendini o kadar değmez onun için, nerdeysen geleyim hemen bak hiç sorun değil- cevap: gel!
  
  /olmuyor olamıyor bazen /
• bir şeyi gönülsüzce ve isteksizce söyleme eylemi. gözleri devirerek söylemek elzemdir.