• neşet ertaş ile alakalı pek çok, "neden" ile başlayan soruya cevap mahiyetinde...

    http://www.youtube.com/watch?v=-pzty3yl9we&nr=1 (bu eskisi, ki bunu tavsiye ederim, 18 yaşındaki yorumu)

    http://www.youtube.com/watch?v=g21jsu5dxmi (bu da yenisi)

    yaraladi bu aşk beni
    yarama bir merhem çalan olmadi
    yarali yarali gezdim gurbette yarali
    yarali gezdim dünyada

    şu benim derdimi bilen olmadi
    ah o gözler
    görünce yüreğim sizlar
    yakti beni kül eyledi

    soğutmuyor bağrimi buzlar
    ah ben ne edeyim dost ben ne edeyim
    yaralandim kime gideyim
    bu yarayi yarden aldim

    dermanina kime gideyim

    ayrıca #15557481
  • neşet usdam,gardaşım nöörmüssün yav.....aaşam aaşam yıktın,viran eyledin gonlümüzü..
  • youtube dün akşam bu öneriyle karşıma çıktı, tam yerine oturdu. halen dinlemekteyim. bi yandan da ömrü boyunca neşet ertaş'tan başka kimseyi dinlememiş ve arşiviyle bizi büyütmüş babamı anmaktayım.
  • usta neşet' in adamı deli eden bozlağı. akşamdan beri dinliyorum, döşümü bağrımı deldin ustaaam. ölme adam sakın ölme.
  • sourberry de an itibariyle yurekleri daglayan bozlak.
  • yeni neslin yerini bilmediği, böğür denen organı cayır cayır yakan bozlak.yaralamayan, yakmayan aşk mıdır a neşedim diye sorar insan diğnerken.
  • ne zaman rakı içsem dinlemeden uyuyamadığım neşet babamıza ait bozlak. içtikçe dinliyorum dinledikçe içiyorum youtube da o eski versiyon var ya ha işte onun bağımlısı oldum.
  • neşet ertaş'ı kendimi bildim bileli dinlerim. babam dediydi, "senin kulağına ezan okundu, ismin okundu. sonra bana verdiler, bir kere beşiktaş dedim, sonra da teybe bir neşet kasedi koydum sana dinlettim. ondan çok seviyorsun neşet'i."

    her türküsü ayrıdır, ama bu türkü bambaşkadır. ayrıca yüreğimi ezer geçer.

    ankara'dayım o zaman. sevdiğimi hanönü'nde bekliyorum. içimde bir bahar havası var. göğnümde "yanıyorum" çalıyor işte, düşün. geldi sevdicek. yüzü beş karış. mutlu değil. ama ben görmüyorum tabii, farkında değilim. bir arkadaşımın canlı müzik yaptığı bir kafe vardı, oraya gittik. o zaman sigara serbest içerisi duman altı. geçtik bir masaya, oturduk. arkadaşıma selam verdim. canlı müziğe başlamıştı. çay söyledik. konuşmaya başladık:

    + geldiğin için çok teşekkür ederim.
    - ne söylecektin bana?
    + bilmiyorum farkında mısın? anlamışsındır diye tahmin ediyorum.
    - evet. anladım. ama sana karşı tavrımı net gösteremedim sanırım.
    + ne gibi?
    - yani daha önceden bir kaç kez bir araya geldik ortamlarda. ama ben sanırım biraz fazla samimi davrandım sana. yanlış anladın.
    + hayır, ben senin duygularını bilmiyorum. tahmin de etmiyorum. zaten tahmin edilemez bir durum var.
    (çaylar geldi. bir süre konuşmadık. ben halen daha gereksiz bir mutluluk içindeyim.)
    - bak, benim sana karşı herhangi bir şeyim yok. nötr yani.
    + ...
    - biliyorum, buraya bana karşı olan duygularını söylemek için çağırdın. ama birbirimize göre değiliz. seni kendime yakıştırmadığımdan filan değil. olmaz yani. hiç konuşacağım diye zorlanma. kendini boşuna da kasma. üzülürüz biz. hayatı zehir ederiz birbirimize.
    + ...
    - yani, benim başka planlarım var. başka biri var. her gün, her saat düşündüğüm birisi. geceleri onun için ağladığım. yani sana haksızlık edemem, özür dilerim.

    kalktı gitti. çayı da bir iki yudum almış, yarılanmıştı. ama kalktı gitti. yarım bıraktı.

    o sırada arkadaşım işte bu türküyü çalıyordu.

    "bu yarayı yarden aldım,
    dermanına kime gideyim."

    bu türkü yüreğimi sızlatır, ezer geçer, leyla o gün gittiğinden beridir.
  • ah o gözler *
  • derin offff çekmelere yol açar
hesabın var mı? giriş yap