*

  • kuran'a göre 6 gün sürmüştür...
  • sancılıdır.
  • sancı mancı deniyor genelde ama daha çok bi çeşit kedi bu bence.
    sokak kedileriyle bile olsa, kedilerle azcık teşrik i mesaisi olmuş herkesin bildiği bi kedi tipi vardır:

    bi gıdım alaka gördüğü anda gelir, histerik şekilde sırnaşmaya başlar. bu arada mav mav diye bağırıyordur.
    lan bi bıraksa, zaten okşayacaksın. ama o kadar canhıraş bi şekilde sürtünmeye (hatta kafa atmaya) başlar ki; bi de üstüne sen okşamakta dirensen (zaten yeni başlamış olan) münasebetiniz bu kadar yüksek bir tansiyonu bi anda kaldırmayacak diye kıpırdamaktan imtina ederken bulursun kendini.
    sakinleşmesini beklerken donan elin, sanki biraz daha makul bir seviyeye inen eforunun araladığı kapıdan usulca süzülüp yavaşça okşamaya başlar hayvanı birazdan.
    kedi bu sefer sapıkça sürtünmeye bi ara verip, ısırmaya başlar.
    sen sevmek istiyosundur, o sevilmek istiyordur, ama orta bir yol bulmak koca bir problem yumağı haline geliyordur. çünkü haddinden "çok" ve "güçlü" geliyordur sana. o gelişi idare edebilmek, o ilişkiyi kurabilmek, başlı başına mühendislik bi olaydır adeta. bunaltır.

    yaratıcı fikirler de böyle ortamını buldu mu mav mav diye sökün eder histerik bir şevkle insanın zihnine. aralarından sakinliğini koruyarak, makul seçimler yapmak istersin. ama bir anda müthiş yorucu hale gelir tüm o love bombing olayı.
    bari biraz durayım dersin. durursun.
    bazen atalet ağır basar ve kal gelir, bi bok üretemezsin.
    bazen "tamam sakiniz ve yeniden başlıyoruz" dersin.
    bu sefer de ısırmaya başlar (serbest çağrışım yoluyla edindiğin bir fikri "nasıl realiteye dönüştürmeli" sorunsalı)
    bi anda oluşan çok fazla-farklı alternatif ve onlarin arasından en iyisini seçme baskısının, bireyin yaratıcı profili üzerinde oluşturduğu ekonomi-politik basınç hali..

    zihinsel hazırlık her zaman daha uzun sürüyor.
    yaratım süreci, resmen "idare edilmesi gereken" bir hayvana benziyor. ama köpek gibi laf dinleyen, komut alan bir hayvan değil.
    kedi gibi şahsına münhasır, başına buyruk ve hikmetinden sual olunmaz bişey o.

    ritmi bi noktada tutturunca ise müthiş bir sevişme hali başlıyor. o işte, içinden çıkılması çok zor bir mod. çünkü aşırı "yüksek" bir hal. insanın durup dinlenmeden içinde kaybolabilecegi, mum gibi eriyebilecegi ve bunu yaparken zevkten ikiye ayrılabileceği kadar uç bir tatmin hali.
    başka nasıl anlatırım bilmiyorum. hiç uyuşturucu kullanmadım ama, sanırım bi çeşit uyuşturucu tesiri gibi olmalı...

    sirf bu uçlardan tırsmamdan mütevellit, alaka kurduğum ve işim haline getirdiğim sanat dalının en zanaate yakın kısmını seçtim ben 20 sene önce ilerlemek için.
    bi çeşit "steril kalma" haliydi benim için bu. akarım kokarım olmadan sipariş proje yapayim, riske girmeyeyim, esnaf stayla; çayıma çorbama bakayım kafasindaydim.
    çünkü yaratım süreci, insanı stabiliteden uzaklastirabilecek, konfor alanından çıkarabilecek, bilinmezlere gebe bir süreç olabiliyor.

    benim anladığım ve hissettiğim her zaman bu oldu.
    sancılı mi bilmiyorum ama tehlikeli, şehvetli ve çok karanlık sular... derinlere indikçe...

    şu aralar birbirimize gönüllü gibiyiz kediyle bakalım... pandemi ve bu olağanüstü koşullar, olağanüstü bir hamleyi hakettiğinden belki.
    ya vakti geldi hakkaten, ya da belki kaşınıyorum.
    *
hesabın var mı? giriş yap