• kesilmiş dal, ağaç parçası, odun. çam, çıra parçası, kütük. antakya'da kütük gibi iri adam anlamında kullanılıyormuş. fethiye'de iri kıyım değil de yarılmış parça anlamında kullanılıyor. kök parçası demek olabilir, ama dal parçası yartmaç anlamını karşılıyor mu bilmiyorum. çukur çeylen'den biliyorum, uyduruk bile sandım da sağlamasını yaptım. anam iğde yetiştirmeyi anlatırken, zeytin gibi zor olmakla birlikte çekirdeğinden dikerek yetişebileceğini söylüyordu. daha kolayı bir dalını kesip toprağa sokmak, olmadı kök tarafından yartmacını keserle ayırıvermek ve dikmektir, diyor. bir ipucu daha ağaç yetiştirmede en iyi mevsim rumi ekim ayı; yani ekim ortası - kasım ortası arasında. pastırma yazına denk geliyor neredeyse. güz fidanının öteki mevsimlere göre artısı dayanıklı olur, kolay tutar, tutması için aşırı sulamak gerekmez. ekim ayı bu yüzden ekim diye adlandırılmıştır, ekim ve dikim ayıdır.

    yartmaç sözcüğü yırtmaça benziyor, tabii sadece ses olarak. belki ana gövdeden yarıldığı gibi yırtıldığı da yorumlanıp anlamı yakın sayılabilir. karadeniz bölgesi cide'de yartmaç mısır çorbasıymış, bu benim için taze ve sürpriz bilgi.

    (bkz: yarma/@ibisile), yarmak/@ibisile
    (bkz: yartnak)
  • çukurova kırsalda evlerde çatının tüm yükünün verildiği ağaçtan mamul parça. ma da diyorlar buna fakat o başlıkta da bununla ilgili bir şey göremedim. ayrıca bu kelimenin "yartnak" şeklinde telaffuzunu da duydum.

    aslında buraya yazacağım asıl şey başka idi. güçlü kuvvetli, boylu poslu, etli butlu, at gibi diye de tabir edilen kadına heybetine heybet katacak ne diyebiliriz deyu düşünüp "yartmaç gibi avrat" demişler.

    lafın telaffuzundan bile iltifat akar yalnız. ne diyo bu amk diye düşünmeye bile utanıp teşekkür edersiniz
hesabın var mı? giriş yap