• bir örneği az kaldı bana kafayı sıyırtacak şeydir..

    girdiğim her sitede minimum bir link, bir java ıvır zıvırıyla, yahut bir şekilde pop up açılan penceresiyle burnuma burnuma sokulan dolandırıcılık metodlarından söz ediyorum.

    kuşu vur melodiyi kap
    kızın eteğini kaldır ücretsiz bilmemne senin olsun
    veyahut benzerleri..

    zınk zınk zınk her yerde karşıma çıkmaya başlayınca en nihayetinde geçen gün pes edip ne diyo lan bu dedim ve touch pad vasıtasıyla, ufak pencerecikte kuş bakışı olarak bir arabanın tepesine 5 kere sıçtım ve kazandım.

    noldu
    pop up açıldı..

    noldu
    telefon numaramı ve üyelik şartlarını okuduğuma dair onaylamayı istedi.

    az daha nolabilirdi?
    üyelik şartlarını, her ne kadar "beni okuma" diyor olsa da okuyunca gördük ki, haftada 25 sms karşılığı bir rakam cep telefonu faturama işletilebilirdi..

    üstelik, ben bunu iptal ettirmeye yeltenmediğim müddetçe bu kendi kendini yenileyerek sonsuza dek bu şekilde devam edebilirdi.

    eh, tamam.. bende olmadı.
    ama kardeşim bu alenen dolandırıcılık değil de ne?

    nasıl bu kadar rahat yürüyor bu işler, evet yüzlerce örneği var, uluslararası sitelerde de mevcut vs eyvallah..

    ama bu adamların tek gelir kaynakları aslında, o "üyelik şartları" denen naneyi okuyamayan, okumak aklına gelmeyen, anlamayan insanlar üzerine kurulu...

    yani okuyan ve anlayan hiçkimse zaten bu dangalaklığa alet olmayacak..
    o zaman nedir?
    insanların belki amiyane olacak ama, kapasite kıtlıklarını sömürmüyo musunuz yahu?

    bu neden bu kadar rahat, bu kadar legal ve bu kadar tereyağı-kıl ikilisi işi gibi olabiliyor..
    çok sinir bozucu çok..

    öte yandan istiyorum ki
    aptallar için pozitif ayrımcılık olmalı..
    devlet, korumalı
    kanun kanun olmalı.
    ayh delirdim.
  • kağıt üzerinde kanunlara karşı hiçbir açığı görünmemesine karşın, akıl ve sağduyu ile incelendiğinde insanların istismar edildiği, para veya başka şeyler kaybettiği dolandırıcılık şekli.
  • (bkz: engelli ötv indirimi)

    öncelikle amaçlanan olgu doğru. belli bir nispet üzerinde engelliliği olan vatandaşımızın gündelik ve sağlık ihtiyaçlarını rahat karşılayabilmesi açısından durumuna göre kendisi veya 1. derece yakınının indirimli bir şekilde araç sahibi edilebilmesi.

    yine bizim süpersonik devletimizin yanlışı neticesinde bu işi kötü niyetli yasal dolandırıcıların kucağına düşüren mevzu :

    baz fiyat limiti değil de motor hacmi limiti olması.

    1.6 motor mercedes'ler, audi'ler var 170.000 - 200.000 aralığında. bu araçlar bu kanunu suistimal etmek isteyen sevgili vatandaşlarımıza 100.000 liranın altına mal oluyor. 5 yıl çatır çatır biniyor sonra da fahiş karla elden çıkarıyor.

    1. derece yakını olanlar yine neyse, hiç görüşmediği teyzesinin, bırakın sağlık işlerine koşturmayı bayramda gidip elini öpmediği dedesinin adına araç alanlar var.

    fiyat limiti koyarsın. o fiyatın üzerinde araç almak isteyenlerin indirimini kısıtlarsın veya kaldırırsın. böylece iyi niyetle yapmak istediğin şey yasal dolandırıcılığa dönmez.
  • bırakın acısının keyfini çıkarsınlar.
  • dikkatli olunması gereken bir konu:

    hatta öyle bir hal alıyorki siz mağdurken suçlu oluyorsunuz, nasıl mı?

    arabanızı satmak için ilana koyuyorsunuz. talip olan adam ekspere sokuyor ciddi olduğunu gösteriyor, inandırıcı olsun diye 1000 tl de kapora veriyor. ertesi gün 70 bin tl olan arabanız için 60 bin tl gönderiyor ve diyor ki kardeşim 10 bin tl'sini elden verip alacak arabayı. gidiyorlar notere 10 bin tl'yi alıyor adam satışı veriyor. buraya kadar her şey normal. 1 ay sonra arabasını satan adama dava mektubu geliyor sen dolandırıcısın diye. sözde satıcı 60 bin tl havaleyi almış ama arabayı havale yapana satmamış. noterde arabayı 10 bin tl ile satın alan kişi de kimsenin kardeşi değil. adam mecburen 60 bin tl'yi geri gönderiyorki belki davalarını çekerler diye. arabasını da 10 bin tl'ye satmış oluyor.

    çok basit bir durum ama dikkatli olmak gerekiyor. her şey gayet yasal ama şerefsizler sistemdeki açıkları kullanıyor.
  • bu ülkede en güzel meslek ve fayda sağlama yoludur. üstelik bu son dönem değil tarihimiz boyunca böyledir. elbette bu mesleğinde çok iyi üstadları var.

    osman ziya sülün ki ' sülün osman ' olarak bilinir, bu mesleğin kralı olarak bilinir. özellikle kamu mallarını satmak veya kiralamak yeteneği müthiştir.

    sonraları ki günümüzde daha organize olunanları ' nitelikli ' olarak bilinmekle birlikte yaşamımızın her anında bu meslek sahipleri ile birlikte yaşarız.

    son dönemlerde ise yasal olanları vardır ki bunun sonuçlarına burada ' rezalet ' başlığı altında hede açılır. üstelik bu mağduriyeti yaratanların birde ' müşteri hizmetleri birimi ' vardır ki ' marko paşa ' aramaktan kurtarır bizleri.

    kısaca çok cazip bir meslek olup günün şartları dahilinde kendini ve uygulama biçimlerini yenileyebilen ve ölümsüz meslek olarak her daim yaşayacak olandır.
  • devlet ve kamu kuruluşlarının vatandaşlara uyguladığı vergi, yasal kesinti, bilmem ne bedeli, trt bedeli, kıl bedeli, tüy bedeli, kdv nin vergisi, verginin kdv si cinsinden yöntemler adı altında yapılan işleme denir.
  • kesinlikle gsm operatörlerinin verdikleri iletişim hizmeti dışında insana geçirdikleri paralardır. çağrı merkezlerinde çalıştım. bazı hatlarda abonelik için 6-7 bin lira bu servislerden kesildiğini gördüm. siz tıklamasanız bile sizi abone eden veya ekranına gelen saniyelik popup bildiriminden abonelik yapılan ''ücreti iade edilmeyen'' servisler. çalışma hayatın boyunca hiç kimsenin bilerek ve isteyerek bu servislere abone olduğunu duymadım. şaka değil en az 50 bin hat kullanıcıyla konuştum sözlük, kimse istemiyor bu servisleri. siz istenizde bu servisleri kullanmama gibi bir seçeneğiniz yok. çağrı merkezi elemanları sadece dikkatli olun oraya buraya tıklamayın der. büyük kitleye sahip olan birisi keşke imza toplayıp kampanya başlatsa. asgari ücretle ev geçindiren adamdan aylık 56 tl servis ücreti kesiyorsun. belki bir çocuğun istediği oyuncağa engel oluyorsun veya o çocuk senin kestiğin ücret yüzünden alması gereken vitamin ve mineralleri babasının parası olmadığı için alamıyor eksik beslenmek zorunda kalıyor. bu durumlarla çok karşılaştım emin olun, belki bazılarına abartı gelebilir ama fatura borcunu ödeyebilmek için kredi çeken müşterilere rastladım. acınası bir halimiz var gerçekten. sinirlerime hakim olamadım yazım yanlışları veya imla hataları için şimdiden özür dilerim
hesabın var mı? giriş yap