*

  • biyolojik saat, rutin, sorumluluklar gini seylerin belirledigi zaman dilimlerine gore yasamak. planli programli ornek ogrenci, calisan vb. hedesi.
  • yaşanan her detayın, yaşanacak birşeylere yol açmasıdır. kimi zaman frekansların eş zamanlı devreye girmesi ya da yaşamaktan bitap düşmüşken bir yüreğin çıkıp sizin için titremesidir*...
  • "olmaz" dediğiniz "olur" kılan, "olsun" dediğinizi "imkansız" hale getiren olayların arka arkaya dizilmesini sağlayan sistematiktir. tüm yaşadıklarınızı harmanlamaya çalıştığınızda, neler oluğuna dair her hangi bir ipucu dahi bulamamanızı sağlayacak görüntünün ortaya çıkmasına sebep olandır. küçücük resimler yüzünden ana resmi görmenize engel olandır. susmaktansa bağırıp çağırmanısı sağlayandır. bazen de uykuyla uyanıklığın karışmasına sebep olandır. hayalle gerçek ayrımını yapabilme yetinizi devre dışı bırakıp, açıkta kalmış yavru kediye dönüşmenize mahal verendir. ve ne yazık ki engel olunamayandır, durdurulamayandır, karşı konulamayandır. saatten bağımsız, mekana kayıtsız olandır.
  • acımasızdır kimi zaman; eş vakitler çok farklı yıllara denk düşer, kavramlar anlamını çoktan yitirmişken...
  • tek baki$in merkezi olarak gorulen devin $a$irmaya,giptaya,kedere doymamasi.
    zamanlama kadar anlamlarda da karga$a,tela$ yaratan ya$am tiksinti,kin yada minnetle geciveriyo.pihtila$mayan zaman kadar boktan
  • bazıları kısaca kader der.
  • öyle garip ve anlaşılmaz bir zamanlamadır ki bu, çoğu zaman sizin ajandanıza ve takviminize uymaz. bağımsız olduğu kadar dominant'dır ve bu yüzden şaşırtır. bizlerde bunu tanrının espri anlayışına ve insanlara bağlarız, gider evimize ağlarız.
  • yelkovanın akrebi kanattığı bir anda duran bir saatin hükmü geçer. kum saatinin terse aktığı yerde ölüm yaşamı insanın dudaklarından alır. yaşam bir çocuk olduğu için gitmemesi gereken yerlere vaktinden önce varır, kendine ise hep geç kalır.
  • inançlı olmayı uzun süre önce bıraktım, zaten dürüst olursak ne inanmayı ne inanmamayı denedim. üzerine düşünmemek en iyi hissettiren idi. ama korunup kollandığımı, evrenin veya adı neyse bu düzenin beni sevdiğini küçük ergen triplerim haricinde hisettim. korunup seviliyorum, şanslıyım ve her biri için minnettarım.

    az önce eve dönerken, ne zaman bir şeyler "denk gelse" olduğu üzere yine düşündüm olmam gereken yerlerin planlı olduğunu. ben aralarda vakit geçiriyorum ama olmam gereken yerler, bulunmam gereken anlar planlı.

    sevgilim 3 aydır babaannemin boştaki evinde kalıyor, işten çıkıp yanına gidiyorum genelde. bugün de çoğu günden tek bir farkla farklı değildi. beni eve bırakacak, ıslak mama bitmiş, dolaptaki açılmış kremayı apartmanın altındaki depodaki iki aylık olamamış yavrulara vereyim tadına baksınlar diyorum. teki anneyi çağırır gibi bağırıyor, süt istiyor sanıyorum. aşağısı zifiri karanlık, korku filmi çekmeye müsait. cep telefonu ışığı ile buluyoruz yolumuzu her aşağı inişimizde.
    lan yavru bağırıyor, ilerliyoruz adamla karanlıkta, su dolu bir kuyu, bakıyoruz içine yavru yok, ses de kesiliyor zaten, açıkta su dolu kuyu olmasına küfrederek üzerini kapatıyoruz. arkamızı dönüyorüz yine kedi çığlığı, anneyi çağırıyor resmen.
    hayvanlar oynarken suya düşmüş meğer, iki kardeş, yüze yüze kuyunun kenarındaki toprağa çıkmış tutunmuşlar. bakışlarındaki korkuyu anlatamam. kuy suyunun içinde elektrik kablosu... inanın insanın gözü bir şey görmüyormuş o an. zor aldık yavruları oradan, pençelerini altlarındaki azıcık toprağa geçirmişler.

    bugün o saatte evden çıkmamız belki sadece o iki yavruya denk gelmek içindi. belki sevgilinin yolu sırf o iki yavrunun hayatı kurtulsun diye istanbul'a düştü. belki ben geçtiğim aynı yolları geçerken yine bir gün, tam da kendi köpeğime et almışken görmeli idim aç 3 aylık bir köpek yavrusunu.

    belki sancaktepe tapu dairesi'ndeki işim sırf o korkak kocaman köpekle denk gelmek için bir gün önce hallolmadı. şans ya çantamda mama da vardı belki o gün, sırf bu yüzden...

    bu ve daha nice örnek için hayattayız belki. iş, evlilik, çoluk çocuk vs hep araları doldurmak için var da asli görevimiz sadece bizim bir yerde bir zamanda olmamıza ihtiyaç duyanların yanında olabilmek olabilir mi?

    belki görevim bugün bitmiştir, belki yarın biter ve biz o saatten sonra sadece saatleri ve günleri, yılları doldurmak için yaşarız?
hesabın var mı? giriş yap