*

  • 1986 yilinda roma'da acilan mcdonalds'i protesto eylemlerinin onayak oldugu olusum (bkz: http://www.slowmovement.com/).

    ilk orneklerinden birisi italyan carlo petrini tarafindan fast food kulturune karsi baslatilan "yavas yemek hareketi" ve akabinde gelen orgutlenmedir. 122 ulkede 80.000'den fazla taraftari olan bu grubun felsefesi herkesin kendi mutfak kulturunu ve bu kulturun insana verdigi hazzi koruma hakkinin sakli oldugudur (bkz: http://www.slowfood.com/).

    yavas yemek ile baslayan olusum zamanla baska kulturlere (yavas sehirler*, yavas seyahat, yavas dizayn, yavas alisveris, vb.) yayilarak buyumus; 1999'da geir berthelsen dunya yavaslik enstitusunu kurmustur (bkz: http://www.theworldinstituteofslowness.com/).

    nerde o eski bayramlar tadinda ilerleyen bu olusum gunumuzde akliniza gelebilecek her konunun onune "yavas" ekleyerek "yavas gezegen"e donusmustur (bkz: http://www.slowplanet.com/).
  • "bizi hızlanmaya zorlayanlar var. direniyoruz! ne bayrak kaldıracak ne de tükeneceğiz. ofiste ve yollarda yavaşlayacağız. çevremizdeki tüm insanlar (hiçbirşey ifade etmeyen) hiperaktivitenin sinir bozucu durumundayken biz, kendimize duyduğumuz güvenle yavaşlayacağız. kendi huzurumuzu her ne pahasına olursa olsun koruyacağız. alanlarda ve caddelerde yavaşlayacağız, tepelerde yavaşlayacağız, asla teslim olmayacağız! ...bir fincan sabah çayıyla yatakta uzanmanın insanoğlunun en iyi hali olduğunu bilen birileri hâlâ var."

    christopher richards - yavaş hareketi manifestosu
  • sonuna kadar desteklediğim, ancak her şeyi boşverip gidip bir cittaslow'a yerleşecek kadar çok param olmadığı için henüz geçemediğim yaşam tarzı. ve o parayı kazanmak için koşuşturmak, yetiştirmek, vakit kaybetmemek için karşı çıktıkları teknolojinin bütün nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp bir an önce her şeyi bitirmek zorundayım.

    sabah alarmsız uyanmak, odayı havalandırmak için pencereyi açtıktan sonra o tatlı serinlikte bir daha yatmak, kedinin mama istemeye gelip yastıkta dolaşmasıyla ikinci güzel uyanışın gerçekleşmesi, uzun bir kahvaltı, güneşli ama güneşi yakmayan ılık bir havada etrafı seyrede seyrede zigzaglarla yürümek, ağaç gölgesinde çay içmek, kitap okurken uyuyakalmak, kumdan kale yapan çocukların kavgasına uyanmak, sudan yansıyan güneşin gözlerini kamaştırması, az ama öz konuşan bir arkadaşın çıkagelmesi, çantasından çıkarıp uzattığı peynir-domates-salatalık-kıvırcıktan muhteva sandviçi uzatırken "benim bahçenin domatesleri" diye gururlanması...

    hep-daha-çok'a programlı her çalışan insan gibi benim yavaş hakeret tanımım da işte bu kadarla sınırlı. ve şimdiki zavallı büyükşehirli hayatımda bunlardan sadece 'sabah alarmsız uyanmak' kısmını gerçekleştirdiğimde bile zevkten başım dönüyor. o kadar zavallıyım.

    bir şeye yetişmek koşuşturmalarında ne bir yere yetişebiliyoruz, ne de yetiştiğimizde yetişileceklerin sonu geliyor. zaten yirmi ve otuz yaş arası her türk gencinin en büyük hayali olan o güzel sahil kasabasında açılacak kitap kafe çocukluktan bu yana içimize işleyen hızlı yaşama zorunluluğuna kurban gitmedi mi?
  • beypazarı'nın mhp'den eski belediye başkanlığı yapmış olan mansur yavaş'ın 2014 yerel seçimlerinde chp'den büyükşehir belediye başkanlığına aday olarak akp'nin adayı ve dört dönemdir bu görevi sürdüren i. melih gökçek'in karşısına çıkması ile gerek seçim öncesi gerek seçim sonrası çalışmaları sırasında gösterdiği etkinliklerin topyekün adı.
hesabın var mı? giriş yap