yedemek

• bir kimseyi elinden tutup götürmek, bir hayvanı yedeğe alıp çekmek. yanında tutmak. birini desteklemek, güç, hız vermek. çeşitli anlamlarıyla kayda giren yerler: ısparta, kastamonu, sivas, yozgat, bolu, sivas, kayseri, manisa. ben de fethiye'den tanığım, yalnız nine-dedeler kuşağında kaldı, öz haliyle kayboluyor. (türevi olan yedek kaybolmaz.)
  
  yedmek ile aynı kökten gelen ve aynı anlama gelen, ama dile daha iyi oturan sözcük. ayrıca yediemin ile karışan ve fazla uzak olmayan bu sözcükten türemiş yedem ve yedemin var. yetemeli ile ilişkilerini henüz anlayamadım.
  
  "kapıyı açıp atı yederek içeri girdi; erik ağacına bağladı." yusuf atılgan - canistan