yemeği sünnetlemek

• tabakta artık kalmaması için, tabaktaki son kırıntıları gönüllü bir kişinin mideye indirmesi tabiri caizse tabağı sıyırmasıdır.
  bir de adı üzerinde sünnettir. hz muhammed'in tavsiyesidir.
• eşler dostlar hep bilabar tıkınıyosunuzdur. biriniz "hadi şunu sünnetleyin" der. hanginiz demiştir, bilinmez. ama mühüm de değildir kimin dediği. tutar dalın teki de "sağolun ben yapmiyim o işi, ben zaten bir kez sünnet oldum" der. "ulan yemek ne, çük kesmek ne" diye düşünürsünüz. yediğinize yiyeceğinize, sünnetlediğinize, sünnetleyeceğinize pişman olursunuz. sonra da dersiniz ki "ulan bu herif kısmısı, pipisinden başka bişiy düşünmüyo mu?".
• (bkz: yemezsen arkandan aglar)
• günümüz müslümanlarının en çok dikkat ettiği sünnet.
  sünnetlemek; yani tabakta zerre kadar yemek bırakmamadan yani efendimiz'in (aleyhissalatü vesselam) yediği şekilde yemek.
  göbeğinden önünü göremeyen adam tabağı sünnetlemekten bahsediyor.
  efendimiz 'sofradan doymadan kalkın.' demiş, 'midenin üçte birini yemekle doldurun.' demiş hak getire...
  sürekli sünnetliyoruz.
  maşallah, inşallah...
• güzel bir noktaya değinilmiş. peygamberimiz çok yemenin doğru olmadığını söylemişken bir torba yemeği son kırıntısına kadar yiyerek oh sünneti de yerine getirdik diyorlar.
  
  insanlar gerçekten olaylara hep bakmak istediği açıdan bakıyor.
• (bkz: silip süpürmek)
  (bkz: sümürmek)