• eskisine göre ileriye dogru atilmis büyük bir adim olmasina ragmen kanimca kendi icerisinde hala bir takim tutarsizliklari bulunan yeni ceza yasamiz.
    giris bir klasik oldugu üzere genel hükümlerle basliyor ve ilk maddeyle ceza kanunun amaci tanimlaniyor, ardindan ikinci maddeyle tüm ceza yasalarinin olmazsa olmazi kanunsuz ceza olmaz ilkesi geliyor. dördüncü maddeyle eski ceza kanunun meshur tanimlamasi kanunu bilmemek mazeret sayilmaz ilkesi aynen korunmus, ancak ikinci fikrayla "sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için meşru sanarak bir suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz" yeniligi göze carpiyor. bu, büyük olasilikla cok dar yorumlanacak ve sadece yabancilar icin kullanilacak bir madde. yani, banka soymanin suc oldugunu valla bilmiyordum hakim bey, diye planlara girismeyin.
    altinci maddede gene bir yenilik olarak ceza kitabinda kullanilan kimi terimlerin tanimi yapilmis, bu sayede vatandas deyiminden fiili isledigi sirada türk vatandasi olan kisinin kastedildigini uzun arastirmalara gerek kalmadan anlayabiliyoruz!
    ardindan gelen maddelerde 5n 1k gazetecilik ilkesinin ceza yasasina izdüsümü irdeleniyor.
    yirminci maddeyle birlikte suc teorisinin asil karmasik konulari basliyor: kast, taksir ve mahdumlari... kast sucun (gramatik bir hatayla!) bilerek (dogrusu bilinerek, edilgen kip!) ve istenerek gerceklestirilmesi olarak tanimlanirken, taksir, özetle, öngörülmemesine karsin dikkatsizlik sonucu sucun gerceklesmesi olarak ifade ediliyor. gene bir ilk olarak olasi kast ve bilincli taksir ceza yasasinda tanimlaniyor. bu sayede dügünlerde, mac sonralari, hatta sirf cani sikildigindan saga sola ates acarak insan yaralayip öldüren kimi odunlar sadece taksirden yirtamayip olasi kasttan ceza yiyerek daha kapsamli bir yontulmaya maruz kalacaklar.
    madde 29 ile ne yazik ki anlasilmasi güc bir türk gelenegi olan haksiz tahrik aynen korunmus, 25. maddedeki mesru savunma ve zorunluluk hali varken ayrica haksiz tahrikle ceza yumusatmasi pek kolay tahrik olan milletimize verilmis bir ceza bonusu gibi durmakta.
    madde 31 ile suc ehliyeti, kanimca cok düsük bir yas olan 12'de tutulmus. cinsel iliskiye girebilme yeterliligini 18 yasina cikarmis yasakoyucu burada kendiyle celiserek suc ehliyetini 12'de birakiyor, bir de üstüne cocuk üzerinde güvenlik tebdirleri uygulama hakkini sakli tutuyor, seker de yiyebilselerdi...
    kirkaltilik deyimini türkcemize kazandirmis eski ceza yasasinin akil hastalariyla ilgili maddesi madde 32'ye tasinmis, ayni zamanda kafa iyiyken yapilmis fiillere de ceza verilemeyecegi madde 34'de düzenlenmis, tabii bu irade disi kafa bulmayla ilgili, yani banka isi gene yatti!, peki ama bir insan iradesinin disinda nasil icki ve uyusturucu alir? bunu eski türk filmlerinde coskun gösteriyor efendim...
    madde 35'de ne zaman tesebbüse kalkisildigi anlatiliyor ve bir sonraki maddede fail eger suc tamamlanmadan gönüllü olarak icra hareketlerinden vazgecerse cezalandirilamayacagi yeniligi yer aliyor. yani bankanin önünde yüz maskeli elde cuval uzun uzun ic gecirip, sonradan vazgecmeniz mümkün kilinmis!
    37. maddeyle baslayan istirak kismina getirilen yeniliklerden biri de bir baskasini arac olarak kullananin da fail sayilacagi. yani mesela suc ehliyeti bulunmayan 11 yasindaki amcaogluna töre gelenekleriyle amcakizi vurdurtan zihniyet sahibi sahsiyet asil fail sayiliyor (m. 37 ii).
    madde 45 ile tüm uyarilarima karsin banka önünde sadece ic gecirmekle kalmayan yurttaslarimiza verilecek olan camsakizi, coban armagani hediyeler siralanmis. bunlardan ilki haliyle hapis, digeri de adli para cezasi. idam cezasinin kalkmasiyla birlikte büyük ikramiye agirlastirilmis müebbet hapis olarak tespit edilmis, onu sadece müebbet ve süreli hapis cezasi izliyor. süreli hapis cezasinin en fazla 20 yil en az bir ay olacagi da madde 49'da.
    50. madde ile kapasitesi 70.000 kisi olan cezaevlerinin 10 yilda bir cikan aflara ragmen gene de tika basa dolmasina alternatif yaptirimlarla set cekilmeye calisilmis. bunlardan ilki para cezasi, ardindan nasil uygulanacagini pek merak ettigim magdurun veya kamunun uğradığı zararın suçtan önceki hâline getirilmesi veya tazmini, mesela 17 yasindaki sevgililer sevismek suretiyle kamuya verdikleri zarari (madde 104) nasil tazmin edecekler merakla bekliyorum efendim...
    diger alternatifler de bir egitim kurumuna devam etme (bkz: egitim sart), belirli yerlere gidememe, ehliyet ve/ya ruhsata el koyma, gönüllü calisma diye siralaniyor.
    madde 51'de iki yildan daha az ceza alanlarin cezalarinin ertelenebilecegi belirtildikten sonra, 52. maddeyle para cezalarina geciliyor. yeni tck bu maddeyle 35 lira 75 kurus agir para cezasi komikligini olacak o kadar skeclerinin tekrari olmayan tekrarlarina gömüyor. para cezasinin hesaplanmasinda artik eskisi gibi enflasyonla kusa dönen sabit miktarlar degil, failin ekonomik kosullari göz önünde tutularak saptanacak günlük kazanc miktari esas aliniyor. bu da en az yirmi en cok yüz tl (yani ytl), tahsil edilebilecek gün sayisi ise, en az bes en cok 730 gün olarak belirlenmis. her ne kadar toplumsal adaletin daha yerinde islemesi icin atilmis bir adim olsa da bu maddenin asgari ücretle calisan biri üzerinde, üstsinirin yüz tl ile sinirlanmasiyla bir holding sahibine kiyasla daha yaptirici bir önlem oldugu elestirisini getirmekte fayda var. büyük olasilikla alman ceza yasasindan örnek alinan bu maddenin oradaki karsiligi en az 1 en cok 5000 euro, yani altsinir türkiye'ye göre yaklasik 10 kat daha az iken üstsinir gene takribi 100 kat daha yüksek!
    para islerinin ardindan gelen maddelerde vatandaslik haklarinin sinirlanmasi, müsadere, sucta tekerrür gibi hükümler düzenlendikten sonra 61. maddede hakimin cezayi neye göre vereceginin sartlari siralaniyor. madde 65 ile af geldigi zaman hapis cezalarinin ortadan kalktigi belirtilerek cogumuzun kafasindaki af gelince ne oluyor acep bilmecesine isik tutuluyor...
    madde 66 ile birlikte bir failin ceza almadan yirtabilmesi icin toplumsal durumuna göre daglarda, baglarda veya isvicre'de, florida'da ne kadar saklanmasi gerektiginin yasal sinirlari ciziliyor, yani zamanasimi kavrami inceleniyor ve 75 maddelik genel hükümler kismi sona eriyor. icim disim hukuk oldugundan özel hükümler de baska bir zaman artik...
  • önemli özelliklerinden biri de, eskiden suçları "cürüm" ve "kabahat" diye ikiye ayırırken bu sınıflamadan vazgeçmesi.böylece "kabahat" cinsinden olan suçlar "idari suç" olarak adlandırılıp cezası da idarî organlar tarafından verilecek.
    gerek dava gerekse ceza zamanaşımı süreleri eskisine oranla arttırılmış,böylece (zamanşımından kurtulduğu) şikayetlerinin önüne geçilmek istenmiştir.

    ayrıca ,özel hükümlerde sistematik değiştirilmiş,eskiden "devletin şahsiyetine karşı cürümler" ile başlanırken yenisinde, insana verilen önemi göstermesi için "kişilere karşı suçlar"bölümü ile başlanmıştır.

    bazı suçların cezalarında indirim yapılmıştır.bu nedenle infazın ertelenmesi durdurulması gündeme gelmiştir.

    henüz cmukta , infaz yasasında düzenlemeler yapılmamıştır.ayrıca bir "tatbikat kanunu"na ihtiyaç vardır.

    bütün bu söylenilenlere rağmen,ne kadar mükemmel kanun yaparsanız yapınız,ruhuna uygun uygulanmadıkça,eksik uygulanacaksa,bazı maddeleri gözardı edilecekse...yakınmalar devam edecektir.bekleyelim görelim.
  • yeni kanunda, cezaların birbiri arasındaki oranı değiştirilerek daha adil bir ceza sistemi getirilmeye çalışılmıştır. örneğin, bir kimsenin zorla gözlüğünü alıp kırmaya, gözünü çıkartmaktan daha fazla ceza öngören maddelerdeki ceza miktarları değiştirilmiştir. dikkatli bakanlar, buralarda cezaların genelde azaltılmış olduğunu fark edebilir. kanunu hazırlayanlar yeni çıkacak ceza infaz kanunu'nda dengeleyici hükümler olduğunu, eskiden olduğu gibi 8 yıla mahkum olan bir kişinin 2,5 yıl sonra cezaevinden otomatik olarak salıverilmeyeceğini, yani toplamda cezaların azaltılmayıp, aksine ağırlaştırılmış olacağını söylemektedirler. ne diyelim, inşallah haklı çıkarlar...
  • cumhuriyet gazetesi tck'daki degisiklikleri bir kitapta toplayarak, bugun okurlarina armagan etmistir. (bkz: reklam gibi entry girmek)
  • saadet zinciri oluşturmak yoluya para toplamanın halen dolandırıcılık kapsamında sayıldığı kanun olduğunu farketmekle bir süre kamuyu ikiye bölmüş ve birçok genç insanı mağdur etmiş bu meselenin hala tanımına ve unsurlarına uymayan bir maddeyle düzenlenmiş olması ilkelliğe bakarak yasa kapsamında daha nice beceriksizlik olduğunu düşünmek bile istemediğim kanun.
  • özel hükümler, uluslararasi suclar, kisilere karsi suclar, topluma karsi suclar ve de millete ve devlete karsi suclar olmak üzere dört kisim ve 270 maddeden olusuyor ve yasakoyucunun bize yaptigi bir sürprizle, alistigimiz üzere "herseyden önce korunmasi gereken" devlete karsi suclarla degil, insanliga karsi yapilmis en büyük suc olan soykirim ile basliyor (m. 76). bunun bir zihniyet degisimi mi, yoksa düvel-i muazzamaya karsi top atislariyla tanzimat fermani ilan etmenin postmodernist bir versiyonu mu oldugunu zamana birakalim...
    81. maddede kasten adam öldürmenin müebbet hapisle cezalandirilacagi, madde 86 ile de kasten yaralamanin iki yildan bes yila kadar hapisle cezalandirilacagi belirtiliyor. madde 90 ile yeni mengele'lerin memleketimizde kök salmasinin önüne geciliyor ve insan üzerinde deney yapmak, hukuka uygun olanlar disinda, cezai yaptirima tabii tutuluyor. 91. madde bir ilk olarak organ ve doku ticaretine dokuz yila kadar cikabilen cezai yaptirim getiriyor. bu maddenin ücüncü fikrasi, organini satan kisinin de cezalandirilacagini belirtmesine karsin, bir sonraki maddede "organ veya dokularını satan kişinin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak, hakkında verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir." denerek, bizi "acaba bu dünyada sirf degisiklik olsun diye de mi organlarini satanlar var; bunun yerine organini satana ceza verilmeseydi ya..." düsüncesine sevk ediyor.
    madde 94'te en adi suclardan biri olan iskenceye karsi 12 yila kadar cikan hapis cezasi dikkat cekiyor. 96. maddede iskence devlet memuru olmayan kisilerce icra edildiginde isminin eziyet oldugu ve bunun iki yildan bes yila kadar hapisle cezalandirilacagi kaydedilmis.
    yüzüncü maddede yasal kürtaj süresinin 10 haftayla sinirli oldugu belirtildikten sonra, en asagilik suclarda kesinlikle ilk üce girebilecek tecavüz, tebdil-i kiyafet cinsel saldiri olarak 102. maddeyle karsimiza cikiyor; cezasi iki yildan yedi yila kadar. cinsel dokunulmazliga karsi suclarin son maddesi olan 104 sanirim en cok tartisilacak olan suc tanimlarindan biri. bu madde ile 15 yasini bitirmis cocukla cebir, tehdit ve hile olmaksizin cinsel iliskide bulunan kisi, sikayet üzerine alti aydan iki yila kadar hapis cezasi ile cezalandiriliyor. bu maddenin en büyük celiskilerinden biri, yasakoyucunun suc ehliyetini 12 yas ile sinirlamasina, yani 12 yas ile birlikte bir cocugun temelde neyin iyi neyin kötü oldugunu bildigini farzetmesine ragmen, cinsel iliskide bulunma yeterliligini 18 yasa cikarmasi olusturuyor. e, 17 yasinda cocuga, cocuklugu mu kalmis, gence, diyelim hirsizlik yaptiginda "sen ne yaptigini biliyorsun" derken, cinsel iliskide bulundugunda, "senin buna aklin ermez" demek biraz tuhaf kacmiyor mu? hadi onu gectik, diyelim, genclerin ikisi de 17 yasinda, bunlardan biri, tabii ki uygulamada kiz olani, korunmaya deger ve ne yaptigina hüküm veremeyecek sayilirken, gene uygulamada hep erkek olacak diger 17'lik gencimizin hareketlerinin hukuki sonuclarini öngörebilecegi ve cezalandirilabilecegi mi getiriliyor acaba bu maddeyle? e, peki delikanlimiz da, var mi öyle yagma diyerek, kizimizdan sikayetci olursa? gel de cik isin icinden...bu madde pek yakinda iptal olur, ya da bir düzeltmeye tabii tutulur diye düsünüyorum. ha bir de yeri gelmisken "henüz girmis onüc ondört yasina, edali isveli köylü güzeli" dizeli türkümüzün akibeti ne olacak? madde 38 arti madde 103 al basina belayi! bu türkümüzden uzak durmanizi tavsiye eder, 106. maddedeki magdurun sikayeti üzerine alti aya kadar hapisle cezalandirilabilen tehdit ve türevlerini gecerek madde 112 ile baslayan sunu engelleme, bunu engelleme maddelerine dikkatinizi cekerim: bunlardan biri de 115. maddedeki inanc, düsünce ve kanaat hürriyetinin kullanilmasini engelleme, burada israrla, oruc tutmadigi icin tokat'ta köprüden atilan üniversiteli genc olayini unutmamanizi, ve kendilerini tanri yerine koyarak, kendi dinlerinin mantigi icerisindeki en büyük küfürlerden birini isleyen (merak eden bir zahmet kurani acar en'am 125'i okur) bu müslüman kahramanlarin bu dünyada ne zaman bu maddeden yargilanacagini sorgulamanizi rica ederim, hayir öteki dünyada zaten bu büyük sevaplarindan ötürü kevser saraplari ve huriler ile ödüllendirilecekler, bari bu dünyada biraz cefa cekseler...
    ceza özelde en dikkat ceken alametlerden biri, süresi genelde azalmis olsa da, hala bol keseden hapis cezasi dagitilmasi, bkz. madde 123: "sirf huzur ve sükûnunu bozmak maksadiyla bir kimseye israrla; telefon edilmesi, gürültü yapilmasi ya da ayni maksatla hukuka aykiri baska bir davranista bulunulmasi hâlinde, magdurun sikâyeti üzerine faile üç aydan bir yila kadar hapis cezasi verilir." simdi bu fiil icin hapis cezasina ne gerek var? hayir telefon sapigi falan degilim, ama bastir para cezasini, kurtul... iyi okuyun, altsinir üc ay hapis cezasi, yani hakim ters bir gününde olur da madde 50'deki alternatifleri kullanmazsa bu adam direk cezaevine postalanacak, peki böyle bir faili illaki cezaevine sokmanin ne anlami var? simdi bu sucu isleyen kisi hirsizlarin, gaspcilarin, tecavüzcülerin yaninda adam mi olacak, nedir yani bunun mantigi?
    ayni yaklasim madde 141 ile baslayan hirsizlik ve türevlerinde de gözlenmekte, her ne kadar 145. madde malin degeri az olursa ceza verilemiyecegi hükmünü getirse de, basit hirsizligin cezasi bir yildan basliyor, niye altsinir para cezasi degil? hayir, o kadar bütce acigi neyle kapatilacak? bakiniz ne güzel kaynaklar var degerlendiril(e)miyor!
    ekonomik bunalima paralel artis gösteren kapkacci vakalari da madde 142 ii b ile ("hirsizlik sucunun elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle islenmesi halinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur." ) artik basit hirsizlik degil nitelikli hirsizlik kapsamina alinmis. kapkac sucunu azaltmayi hedefleyen bu maddenin pratikte bir yaptirimi olup olmadigini nisan 2005'den itibaren gözlemleyecegiz.
    teorik anlamda en anlasilmaz maddelerden birini de madde 147 olusturuyor: "hirsizlik suçunun agir ve acil bir ihtiyaci karsilamak için islenmesi hâlinde, olayin özelligine göre, verilecek cezada indirim yapilabilecegi gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir." e, peki madde 25 ii'deki zorunluluk haline, ne oldu? orada da bu durum islenmemis miydi? yoksa 147'de tüpü bittigi icin yemek pisiremediginden acliktan ölmek üzere olan birinin tüp calmasi gibi fantastik bir durum mu isleniyor, anlamak güc...
    152. maddede yasakoyucu nihayet türk ceza kanunun türkce konusanlara hitaben yapildigini hatirlayarak eski kanundaki nasi izrar sucunun türkce karsiligini kullaniyor: mala zarar verme, cezasi en az, nasil olmussa artik hapis degil, adli para cezasi en cok üc yil hapis.
    madde 157 ile dolandiricilik sucunun cezasinin altsiniri, gene paracezasi degil, bir yil hapis olarak belirlenmis. bu sucun taksirli halini, sanirim herkes hayatinda bir kere de olsa islemistir. diyelim tiklim tiklim dolu bir cafe'de dalginliginizdan hesabi ödemeyip ciktiniz; tebrikler, taksirle dolandiricilik fiilini eda etmis bulunmaktasiniz! cezasi? yok, cünkü taksirle dolandiricilik diye bir suc yok! ancak, isletmeci tanidik degilse, kasten hesabi takmak isteyenlere en kötü ihtimali düsünmelerini salik veririm: bir yildan bes yila kadar hapis ve besbin güne kadar adli para cezasi; yani, dolandiricilik cogu insanin düsündügü gibi bir tek bogaz köprüsünü sehre yeni göc eden köylülere satmakla islenmiyor...
    170. maddeyle birlikte ekonomik suclar yerini topluma karsi suclara birakiyor. ilk islenen suc tipi genel güvenligin tehlikeye sokulmasi, saga sola ates acan sehir magandalari yakalanabildikleri takdirde bu maddeyle epey icli disli olacaklar.
    177. maddede köpeginizi tasma ve ipi olmadan gezdirmemeniz hakkinda nazikce uyarildiktan sonra (para cezasi), bir sonraki maddede özellikle belediyelerin, actiklari cukurlara isaret koymamalari halinde kulaklarinin cekilecegi vurgulaniyor.
    179 iii'de alkollü arac kullananlarin iki yila kadar hapisle cezalandirilabilecegi belirtildikten sonra, madde 181'den itibaren gene yeni tck ile birlikte gelen bir ilk olan fakat bir kismi yayim tarihinden iki yil sonra yürürlüge girecegi icin chp'nin dava ettigi cevre suclarina geciliyor. bunlardan gürülteye neden olma baslikli 183. maddenin islerliginin yaz tatili yapar iken cevredeki diskolardan rahatsiz olan köse yazarlarimizca yakindan takip edilecegini düsünüyorum...
    185. maddeyle birlikte ugur dündar'in meslek hayatinda önemli bir yer tutan, "utanmiyor musunuz halkin sagligiyla oynamaya?" özdeyisinin ceza yasasina yansimasi ele aliniyor. uyusturucu imalat ve ticaretiyle ilgili olan maddeleri gectikten sonra, tck'de ne isi oldugunu ve hic uygulama alani bulup bulamayacagini merak ettigim nev-i sahsina mensur 196. maddeye variyoruz: ölü gömülmesine ayrilan yerlerden baska yerlere ölü gömen veya gömdüren kisi, alti aya kadar hapis cezasi ile cezalandirilir. yani, yapmayin kardesim böyle seyler, cezasi var!
    parada sahteciligin islendigi 197. maddeyle kamu güvenligine karsi suclar basliyor. yalniz, burada yasakoyucunun yalnizca hapis cezasinda degil, para cezasinda da epeyce abarttigi göze carpiyor: parada sahteciligin, yalnizca oniki yila kadar hapis cezasi degil, 10.000 güne kadar para cezasi da var; bu para cezasi bir kalpazanin yaklasik 27 yillik ortalama kalpazan kazancinin toplami demek! acaba kalpazanin para cezasini sahtesini bastigi paralarla ödemesi mümkün mü kilinmis, cünkü baska türlü böylesine agir bir para cezasinin ödenmesinin imkani yok... mesela bizim kadar degerli bir parasi olmayan almanlar (!) kendi kalpazanlarina sadece bir yildan az olmamak üzere hapis cezasi veriyorlar, ne olur ne olmaz, biz bu heriften para kabul etmeyelim dercesine para cezasi öngörülmemis...
    diger sahtecilik suclarinin ardindan madde 213 ile kamu barisina karsi suclar basliyor. burada takdirle karsilanmasi gereken olgu halki kin ve düsmanliga tahrik, kanunlara uymamaya tahrik gibi isimleri olan bu suclarin hemen hepsinde acik ve yakin tehlike ve de elverislilik kosulunun aranmasi. daha bir kac yil öncesine kadar bu kisitlamalar yoktu ve de, mesela bir kahvede " kim takar lan yalova kaymakamini" diyen bir vatandasimiz, halki basbayagi kanunlara uymamaya tahrik edebiliyordu. bunun önüne önce yalova'nin il yapilmasi, sonra da tahrikin kamu barisini bozmaya elverisli olmasi sarti aranmasi ile gecilmis durumda, metin olunuz...
    madde 220 suc islemek icin örgüt kurmayi konu almis. burada gene elverislilik kisitlamasi dikkat cekiyor. fakat sonradan gelen fikralar soru isaretleri yaratmiyor degil: 220 v: "örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde islenen bütün suçlardan dolayi ayrica fail olarak cezalandirilir." peki genel hükümlerde büyük harflerle yazilmis olan madde 20 i'e ne oldu? "ceza sorumlulugu sahsîdir. kimse baskasinin fiilinden dolayi sorumlu tutulamaz."
    220 vii:"örgüt içindeki hiyerarsik yapiya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardim eden kisi, örgüt üyesi olarak cezalandirilir." e, o zaman geneldeki yardim etme ile ilgili 39. maddedeki ceza azaltimlarinin islevi ne? ya da bunlar bazi suclara uygulanacak, bazilarina uygulanmayacaksa madde 3 ii'deki "ceza kanununun uygulamasinda kisiler arasinda irk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diger fikir yahut düsünceleri, felsefi inanç, millî veya sosyal köken, dogum, ekonomik ve diger toplumsal konumlari yönünden ayrim yapilamaz ve hiçbir kimseye ayricalik taninamaz." niye var konulu bir kompozisyonu bir sayfayi gecmeyecek sekilde yaziniz...
    bir kompozisyon konusu da bir sonraki madde olan 222'den: "25.11.1925 tarihli ve 671 sayili sapka iktisasi hakkinda kanunla, 1.11.1928 tarihli ve 1353 sayili türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkinda kanunun koydugu yasaklara veya yükümlülüklere aykiri hareket edenlere iki aydan alti aya kadar hapis cezasi verilir." sapka veya fes takan, eski yaziyi bilen mi kaldi? aradan 80 yil gecmesine ragmen niye hala bu tip seylerin cezai yaptirimi var? hadi var, niye para cezasi degil?
    225. maddede yeni tck teshircilik yapan "kisiyi" cezaya tabii tutarak avrupa'daki diger ceza kanunlarinin bir adim önüne geciyor: orada, teshircilik yapan erkek oldugunda cezai yaptirim var, yani kadinlarin teshirciligi, avrupa gören yazarlarimizin muhtemelen tespit etmis oldugu üzere, serbest!
    müstehcenlik, fuhus, kumar, dilencilik gibi ilk ikisi ile son ikisini arasinda nasil baglanti kuruldugunu pek anlayamadigim suc tiplerinin ardindan, madde 230 ile aile düzenine karsi suclara geciliyor: burada dikkat ceken madde 230 v: "aralarinda evlenme olmaksizin, evlenmenin dinsel törenini yaptiranlar hakkinda iki aydan alti aya kadar hapis cezasi verilir. ancak, medenî nikâh yapildiginda kamu davasi ve hükmedilen ceza bütün sonuçlariyla ortadan kalkar." gene ayni soru: niye bunun cezasi var, tamam hadi var, niye para cezasi degil?
    ekonomi, sanayi ve ticaretle ilgili suclar basligi altinda yer alan madde 235'in o fantastik ismi "ihaleye fesat karistirma" hakkinda hic bir yorum yapmiyor ve hemen 243. madde ile baslayan bir yenilik olan bilisim suclarina geciyorum: madde 243 bir bilisim sistemine izinsiz girmeyi konu alirken, 244. madde bir bilisim sistemini bozan veya engelleyen kisilere, yani türkcesiyle hackerlara (!) bir yildan bes yila kadar hapis cezasi öngörüyor.
    247. maddede islenen zimmetle baslayan dördüncü ve son kisim, gene ilginc bir paradigmayla eski ceza kanunun özel hükümlerinin ilk kismini kapsiyor: millete ve devlete karsi suclar.
    bu kisimda sözlüge yazi yazarken kaale almaniz gereken bir cok madde oldugunu belirtir, bu düzenlemelerin de elestirilecek bir cok yanlari olmasina karsin, hem burasi yeri olmadigindan, hem de artik yazmaktan gina geldiginden, bundan vazgectigimi, özellikle asagidaki maddeleri, buraya yazi yazarken, sadece kendiniz icin degil, sözlügün sorumlulari adina da hep aklinizda tutmanizi tavsiye ederim:

    madde 301. - (1) türklügü, cumhuriyeti veya türkiye büyük millet meclisini alenen asagilayan kisi, alti aydan üç yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir.
    (2) türkiye cumhuriyeti hükûmetini, devletin yargi organlarini, askerî veya emniyet teskilatini alenen asagilayan kisi, alti aydan iki yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir.
    (3) türklügü asagilamanin yabanci bir ülkede bir türk vatandasi tarafindan islenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oraninda artirilir.
    (4) elestiri amaciyla yapilan düsünce açiklamalari suç olusturmaz.

    madde 318. - (1) halki, askerlik hizmetinden sogutacak etkinlikte tesvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara alti aydan iki yila kadar hapis cezasi verilir.
    (2) fiil, basin ve yayin yolu ile islenirse ceza yarisi oraninda artirilir.

    bunca yazidan sonra tek bir tümce ile özetlersem: dünya icin kücük, türkiye icin büyük, fakat cok ama cok gec kalmis bir adimdir yeni tck.
  • 01.04.2005 de yururluge girecek olan ceza kanunumuzdur.yer alan bir takim onemli degisiklikler:

    -tck kapsaminda suc ikidir:curum ve kabahat.artik bu ayrima yer verilmiyor.dolayisiyla suc ertelemelerinde buna gore yapilan sure ayrimi da ortadan kalkmis.suc icin erteleme suresi 1 ile 3 yil arasi degismistir.

    -adli tevbih* ve memnu haklarin iadesi*yeni ceza kanununda duzenlenmemistir.

    -hata ve sapma ayrimina yer vermemistir.

    -taksire ek olarak bilincli taksir duzenlenmistir.taksirden farki;kisinin ozel maharet ya da yetenegine guvenerek suca sebebiyet vermesidir.

    -mala karsi mesru mudafa da mumkun olacaktir.

    -tahrikte agir ya da hafif tahrik ayrimina yer verilmemistir.

    -kasti asan adam oldurme ve musterek sebepli adam oldurme artik neticesi sebebiyle agirlasan suclar kapsaminda yer alacaktir.

    -eksik - tam tesebbus ayrimi da kaldirilmistir.

    -istirak halindeki suclarda eski kanuna gore yer alan feri - asli ayrimi degismis.tek kriter fiil uzerinde kurulan hakimiyet olarak tespit edilmistir.

    -tekerrurde esas olan sucun cezasinin cekilme sarti icin,eskisi gibi zaman bakimindan ceza suresinin dolmasi degil,cekilmis sayilmasi icin hukmun kesinlesmesinin yeterli olacagi kabul edilmistir.

    -agir-hafif hapis cezasi ayrimi kalkmistir.yerine yaptirimlar ceza ve emniyet tedbirleri olarak ayrilirken;ceza :hapis ve adli para cezasi (dolayisiyla hafif para ve agir para cezalari ayrimi da kaldirilmis)olarak ikiye ayrilmistir.adli para cezalari 5 ile 730 gun arasindaki hapis cezalarina uygulanabilir.hapis cezalari iseagirlastirilmis muebbet,muebbet,sureli hapis(1 ile 20 yil arasinda) olarak duzenlenmistir. daha onceden curum dolayisiyla cezalarda yer alan kamu hizmetinden surekli mahrumiyet emniyet tedbirlerinde yer alir.

    -ceza zamanasimi cezayi kaldiran bir sebep olarak degil,infaza engel teskil eden bir durum olarak duzenlenmis,dava zamanasiminda tevkif* kesen hallerde yer almamistir.

    -dava sartlarindan a.bakaninin talebi ve evlenme kaldirilmistir.

    -sahsi dava yoktur.sadece savcilar dava acabilirler.

    -ceza verilme surecinde artik en son takdiri hafifletici nedenlere yer verilmistir.tekerrur bu anlamda goz onunde bulundurulmaz.

    -hakaret ve sovme ayrimina da yer verilmemistir.ve sahsa karsi suclarda insan uzerinde deney yapma suc kapsamina alinmistir.

    -korkutarak faydalanma yagma kapsamina alinmistir.

    -zimmet sahte evrakla beraber gerceklesiyorsa bunlarin cezalari fikri degil gercek ictima olarak hesaplanacaktir.

    -basit-adi rusvet ,irtikap kapsamina alinmistir.

    ....ilk goze carpan degisiklikler bunlar.bu arada yeni kanunun mottosu ozel kasittir.
    yani hareket ve neticenin bilinmesi ve istenmesi yeterli olmayip ozel bir guduyle hareket edilmesi esastir.

    edit:bu entrynin tek amaci ilgili sinavlarda yararli olabilecek kavramsal degisikliklere deginmektir.
  • bugünkü radikal gazetesinde hakkinda pek de hos yorumlar yapilmayan kanun. bir kanunu uygulamak ne kadar yoruma acik ne kadar kanunun kendisine baglidir bilemem ama, gazetedeki söylesiye göre bu kanunun türk demokrasisine pek de iyi katkilar yapmadigi anlasiliyor.
    (bkz: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=147822)
  • gün itibariyle başbakan erdoğan'ın yürürlüğe girmesinin 45 ile 60 gün ertleneceğini duyurduğu hukuk ayıbıdır.
hesabın var mı? giriş yap