*

  • (bkz: yesil kosk), bir miktar andiriyor diyebilirim.
  • bahçesindeki havuzun başında oturarak bergamotlu çay içildiğinde, insanın geçici olarak da olsa kendini cennette sanmasına yol açabilecek mekan. eski istanbul yaşam tarzının ve nezaketinin ruha ferahlık veren sığınağı; duyulara saldırmayan mekânların, istanbul'da bildiğim en son örneklerinden. her bir sandalyesi, modası geçmiş üzümlü, anka kuşlu lambası, kış bahçesi, duvarlarını kucaklayan sarmaşıklarıyla her zerresi istanbul. bulunduğum yerler arasında, bir bahar ya da yaz sabahını, bir kitapla tek başına ya da bir ya da birkaç dostla geçirmeye en uygun mekan.
  • hatıralarımla artık evcilim olmuş olan ve yürekten bağlı olduğum yapının, birazda mazisinden bahsetmek gerekirse; konak 1800'lerin sonlarında yapılır. yapının sahibi zamanının reji nazırı şükrü beydir. 1910'larda ayasofya tarafına yapılan ünlü hapisane ile sultanahmetin semt olarak yaşadığı büyük çöküş başlar ve konakta bu çöküşten nasibini alır. 1970'lere gelindiğinde ise aile artık eski gelirini kaybetmiş ve konakta harabeye dönmüştür. 1977'de konak turing vakfına satılır. bir kaç yıl sonra da çürümüş olan konağın tıpkı-yapımına girişilir. çelik gülersoyun girişimleriyle de lobideki art-nouveau armatür, paşa odasının tefrişi, bahçesindeki bizans karlığı ve güzelim mermer havuzun başka bir yerden taşınıp yeniden monte edilmesi sağlanır ve bina 1984 yılında otel olarak hizmete girer.
  • alsancak'ta milletin çığlık çığlığa göbek attığı enteresan bir mekan. hilkat garibesi muamelesi görmek gibi mazoşist eğilimleriniz yoksa ya da standart tikky görünümünde değilseniz gitmeniz tavsiye edilmez.
  • oktay akbalın çocuklar için yazdığı roman
  • (bkz: greenhouse)
  • bu sene nisan ayında tekrardan restorasyondan geçmiş, sultanahmet teki sığınma noktalarından biri.
  • mitterand ın ölmeden önceki noel tatilini geçirmek üzere tek başına geldiği istanbul da kalmayı tercih ettiği otel.
  • evin onunden gecerken yanlislikla kafanizi cevirip kapidan iceriye bakarsaniz ve arka taraftaki bahceyi gorurseniz iceri dogru cekiliyorsunuz. binanin icinde birilerinin yasadigi zamanlari dusunup ic geciriyor insan. bahcesindeki ortam oturmak icin cok keyifli ama mermer masalar ve demir sandalyeler rahatsiz olmasi bakimindan biraz ortamin buyusunu bozuyor sanki ama yine de geri kalan buyu yetiyor.
  • istanbul'un bunaltıcı sıcaklarında dahi püfür püfür esen bahçesi, kafanızı yukarı kaldırdığınızda karşılaştığınız ayasofya manzarası, çarpık kentleşme namına tek bir beton yığını bile görmenize imkan vermeyen konumu, bozulmamış mimarisi ile zamanın durduğu , inzivaya çekilebileceğiniz bir mekan.
hesabın var mı? giriş yap