• puşkin'in şiirsel romanı. türkçeye de çeviriyorlar. çıkması yakındır. öte yandan filmi bilem çekilmiştir. netekim günün sinema ve edebiyat kuşağında pek hörmet duyguları içre izledik. hörmet duygularını artıran film öğelerinden biri de liv tyler idi. hatun kimsenin adını evvelden bilmezdik, elf kişisi diye bilirdik kendini. yevgeni sayesinde öğrendik hani.
    puşkin klasiği olan düello mevcut idi efenim yapıtta. arz ederiz.
  • (bkz: eugene onegin)
  • caykovski'nin uc perdelik operasi.
  • serbest çağrışım.
    (bkz: yevgeni zamyatin)
  • benzerlerinin günümüzde de yaşaması itibarıyla erkek milletinin aşka karşı kaçış pozisyonunu koruduğunu üzüntüyle görmemize sebep olan puşkin karakteri..
  • pu$kin'in agir $iirsel yazimi ve ruscanin kendine ozgu durumlari nedeniyle hicbir cevirisinin basarili olamayacagi iddia edilen yapit. ki bu temel sorun pu$kin'in tum siir yapitlari icin gecerlidir. rusya'da siiriyle sevilen pu$kin dunyada romanlariyla biliniyor bu nedenle. ancak yine de ykb baskisini edinip okumak sart oldu.
  • 24 nisan 2004 pazartesi gunu ankara dobgm'de promiyeri olacak olan eser.
  • piyotr ilyiç çaykovski'nin, konusunu büyük rus şairi puşkin'in eserlerinden alan iki operasından biri olan yevgeni onegin, besteci tarafından libretto haline getirilerek bestelenmiş ve ilk olarak 29 mart 1879 tarihinde moskova konservatuvarı’nda sahnelenmiştir.
  • çaykovski’nin konusunu puşkin’in aynı isimli eserinden alan 3 perdelik operası...librettosu da çaykovski tarafından yazılan eserin tam olarak opera kalıplarına uymadığı, sahneler arasında kopukluklar olduğu, hatta bu sebepten çaykovski’nin operayı “lirik sahneler” diye tanımladığı bilinir.tabii önemli olan dinleyicinin ne bildiğinden çok dinlerken ne hissetiği...esere bu açıdan bakınca ilk perde tüm ağır temposuna rağmen, gözlerinizi kapatıp sahneden kendinizi uzaklaştırdığınızda orkestranın içli, duyarlı tipik çaykovski müziğiyle üst düzey bir zevk yaratır kulaklarda.ilk perdenin sonlarına dogru tatiana’nın mektup yazma sahnesi ise birinci perdenin en etkileyici kısmıdır, gerek müzik gerek tutkusuyla.ikinci perde çaykovski’nin bilinen, sevilen müziklerinden biriyle, dans sahnesiyle açılır.operanın en güzel aryalarından biri ise yine aynı perdede lenski’nin düello öncesi söylediği aryadır.olga’ya olan aşkıyla kendinden geçen, gözü kararan lenski bu dokunaklı aryada döktürür, kalbimize ılık şerbetler akıtır.üçüncü perde ise başındaki polka ve sonundaki çarpıcı, vurucu düetle içimize işler...
    genel olarak opera ve müziğe karşı bu sıcacık hislerle yaklaşsak da ankara operasının kısmen modern olmaya çalışmış ancak sanırım maddi yetersizlikler nedeniyle iğreti ve basit kaçan kostüm ve dekorlarına aynı sempatiyle yaklaşmak zor.ayrıca tatiana(:esin talınlı)’nın dogum günü pastasının küçüklüğü, üzerindeki - hani evde kenarda köşede kalmış, elektrik kesilince kullanılan beyaz kalitesiz mumlar vardır ya- kaba mumlar gözümüzden kaçmadı.tatiana’nın dogum günü dansını biraz daha oturtması çaykovski’nin müziğinin görsel olarak da bizi etkilemesine olanak verir, coşturur kanımca...
    ne olursa olsun insan, çaykovski müziğiyle mest olur, yevgenilerin tatianaların halen yaşadıklarını ve ölümsüzlüklerini bilir.
  • eminim ki filmini izleyenleri etkileyen mektup sahnesi, ankara devlet opera ve balesi'nin temsilini izleyenlerin beynine kazınmıştır. bitmek bilmeyen mektupta neler yazdığını öğrenmekten vazgeçenlerin gözleri, opera boyunca arkada bir sağa bir sola yürüyen hatta arada kendi kendine sallanan ağaçlara takılınca görüş bulanıklaşmaya başlar,hayaller hatta rüyalar alemine dalınır ve üç saati aşan opera nihayet çekilir hale gelir.
hesabın var mı? giriş yap