*

  • yalniz yilbasinada gerceklestirilen oyun vs. eglence cesitleri.
  • (bkz: tombala)
    (bkz: dansoz)
  • insanların çok eğlenmeliyim adına kendilerini fazlaca kastıkları eğlenceler.
  • 2006ya girdiğimiz ilk dakikalarda bir daha hiç hatırlamak istemeyecğim şekilde başıma gelmiştir. ben, devam dercesine ve ben ruhi bey nasılım buluştuk. tavukçuya gitmek niyetindeydik. fakat söz konusu mekan kapalıydı. deli gibi gezdik bütün ankara'yı bir mekan bulabilmek için. baktık olacak gibi değil bari kızılay'a dönelim dedik. tam o sırada ben (nam-ı diğer yılbaşı kafasızı) "aa dur lan şuraya da bakalım" dedim ve mangalcı adlı mekana sordum. ve sonunda yer bulduk (bulmaz olaydık). içeri girdiğimizde bir gariplik olduğunu sezmiştik. ilk gol bizi içeri kadar geçiren göreevliden geldi. "abi sizi hoparlörün yanına alalım mangallarda yer yok" dedi. şapşak ikili devam dercesine ve ben ruhi bey nasılım, "olur olur" diye onay verdiler. neyse oturduk. önceleri bir gariplik olduğunu sezdiysek de her şey olağan seyrinde devam ediyordu. lakin, her şey piyanist şantörün görev yerini almasıyla başladı.

    şantör abimizin "kaldır göbeğii oh ohhh şıkıdım şıkıdım şıkıdıııım, oynat elleri oh oh şıkıdım şıkıdım şıkıdıııım" şeklindeki nejat alp girişiyle irkildik. yavaş yavaş pist doluyordu. ve hepsi "yandan lüleli biçimindeki düğün saçlı kadınlar" idi. sonra yavaş yavaş ortada koşturan çocuklar ortaya çıktı. şok halinde garsona bu hadisenin nedenini sordum. meğersem patron akrabalarına özel gece yapıyormuş. ve akraba olmayan tek müşteri bizdik. üstelik piyanist şantörün tam yanındaydık. klavyesini hiç kullanmayıp bilgisayardaki midilerden hepimizi kandıran piyanist şantör, patronun akrabalarına takılmaktan çekindiği için, her şarkı arasında bizim üzerimizden akrabaları güldürüyordu (gerçi bunda kebaba ait şişi kırarak bizi madara eden ben ruhi bey nasılımın da katkısı var). "rakılara yavaş asılın gençler ehehehe meheheh", "yavaş olm şişi kırdın zöhehehe möheheh" diye bizle taşak geçti (ulan otur kendinle dalga geç çalamıyosun bi de laptopundan zırt pırt windows hata mesajı sesi geliyo etrafa)...

    bu durumdan inanılmaz derecede gerilmiştik. yılbaşı arkadaşlarımız ortada oynayan, pantolonu çıkarılmış külotlu çorapla şov yapan 3-4 yaşlarında bir çocuk, habire masamızın buzunu alıp kaçıran bir küçük kız, her yere konulmuş ve sadece kanald deki yılbaşı programını gösteren tvler (nihat doğan'dan ürker oldum), tam karşımızda bizle taşak geçen şopar maraşlı şantör ve hayatımda görmediğim ama "bugün okumayacaktım ama memo çok ısrar etti sizi de kırmayıp okuyayım" diyen bir kıllı vokal idi. hayatımda bu kadar eziyet çektirildiğini ne gördüm ne duydum. bizim şoparların (devam dercesine ve ben ruhi bey nasılım -ulan ne kadar uzun nickiniz var amına koyiyim yazana kadar diyeceğimi unuttum-) gözünün içine bakıyorum ağlamaklı gözlerle. arkada, "şakşuka" çalıyor. ve arkadaşlarım dediğim adamlar genişledikçe genişliyorlar. kendilerini düğün ortamına kaptırmışlar. tuvalete gittim geldim. bi baktım bizimkiler alkış tutuyor, aralarında "la aslında şu yeşilli güzelmiş, siyahlının kalçalar iyi" diye sohbet ediyorlar. resmen "düğünde kenarda duran damadın arkadaşları" rolündeler. arada bi birbirlerini gazlıyolar "lan kalkalım mı?", "oğlum dur şimdi halay havasına gireriz, lorkede yeşilinin elini tutcam olm kesin yazılcam" şeklinde... dayanamadım ben de 1.50lik saçları dökülmüş amcayla halay çektim. evet. arada kolonlar bize engel olsa da yaşlı halaybaşının yanında görev yerimi almıştım. başkan yardımcısı gibiydim. ama kankalarım beni yalnız komuşlardı. ağızlarının ucuyla tutuğu sigaraları ve "şakada şak şak şakada şak" temposunu hissediyordum. bana destek veriyolardı... mutluydum... 3...2...1...yihuuuu....
  • 2007 yılı için , http://www.bigglook.com/…/kultur/aktv1.asp?aa_id=14 adresinden alternatiflere bakılabilir.
    bakılabilir diyorum, bakınız demiyorum.
  • tek kanallı trt dönemlerinde televizyon sayesinde saglanan eglence. dört gözle dansöz beklediğimiz, ingilizce şarkıları anlamadığımız, türkü söyleyenlerle çılgınca dans edenleri yan yana yakıştıramadığımız zamanlardi.

    http://marmarakazim.blogspot.com/…44768384cjpg.html
    http://marmarakazim.blogspot.com/…as-eglencesi.html
  • sözlükten takip edildiğine göre şu tespite rahatlıkla varılabilir,

    eğer bu eğlenceyi endüstriyel şekilde yapmak istiyorsanız gittiğin bar / eğlence merkezlerinde yemekler iğrenç, mekan sahipleri sinirli, asabi, garsonlar götveren olabiliyormuş.

    eğer ki sokak eğlencesi tarzında yapacak olursanız, götünüz başınız ellenebiliyormuş.

    evde oturursanız, ezik puşt olmakla birlikte allah belanızı da verebiliyormuş.
hesabın var mı? giriş yap