• paroles'den bir jacques prévert şiiri.*

    işçi zınk diye duruyor
    fabrika kapısının önünde
    güzel hava ceketinin ucundan çekiyor onu
    ve dönüp geriye
    bakıyor
    kendi kapkaranlık dünyasında gülümseyen
    kıpkırmızı güneşe
    işçi dostça
    göz kırpıyor ona
    ve söyle güneş yoldaş diyor
    değer mi böyle güzel bir günde
    çalışmak patron hesabına

    (türkçesi: orhan suda)
  • ben bir yitik zamanım annemden düştüm
    gerçek boyundaydım ama, düş tüm
    uyanmadı kimse beni kendi koynumda kaldım
    seni aralamakla
    sen bile olmayan seni aramakla geçti ömrüm

    yalnızdım
    bir kuşun çocukluğuydum, uçtum uçtum uç tum
    ne kadar uç tum, ne kadar uçuk ne kadar uçarı
    bu soruları eksem, cemal süreya kızar mı?
    sevgilimi üzer miyim, şiiri üzer miyim?
    çocukluk kalplerimizden oluşsa sözler
    açık açık konuşsak
    aynalarda kendimize göründüğümüz gibi
    sizi üzer miyim?

    ilkokuldan başlasa ellerimiz sevmeye
    bütün dersler sevmek olsa hayatımızda
    hiç kimsenin kalbini sınıfta koymasalar
    sizden geçer miyim?

    küllerinizi üfürdüm gözlerime kaçtınız
    düş gibi sevdim sizi
    muzaffer özdemir
  • "ve, glossaire (eski ve az bulunan sözcükler sözlüğü) adlı yapıtında bir yandan bazı sözcüklere şiirsel bir tanımlama, yani sesli kesim ile sözel ruh arasındaki karşılıklı içerimlerin bireşimi olacak bir tanımlama arayan, öte yandan da, daha yayınlanmamış bir yapıtta kendi gözünde, özellikle duygulandırıcı olan bazı sözcükleri kılavuz edinerek yitik zamanın ardına düşen leiris'in* bu ikili girişimini doğrulayan şey de budur işte. buna göre, şiirsel sözcük küçük bir evrendir." jean-paul sartre - qu'est-ce que la litterature*

    (bkz: yitirmek/@ibisile)
    (bkz: kayıp zaman)
    (bkz: kayıp zamanın izinde)
hesabın var mı? giriş yap