• sözleri için dersini almista ediyor ezbere bakabilinecek türkü...
  • yozgat şehri 1760 yılı başlarında bozok yaylasının, yeşillik, etrafı ormanlarla çevrili içinde binbir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahada kurulurken; yozgat halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır, hayatlarını bu yoldan sağlarlardı.

    bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de sürmeli bey adında bir türkmen yörüğü otlatırdı. halk tarafından sevilen bu yanık sesli halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı yozgat'tan akdağmadeni'ne uzanan ormanların içinde sürüsünün içinde dolaşırdı. bazen bir çamın dibine rastlanır. sazının tellerini konuşturur bazen bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sevgilisini düşünürdü.

    o sevgili ki güzelliği bozok yayla'sına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ayyüzlü bir dilberdi. babası bir türkmen beyi idi ve çok sert bir adamdı. sürmeli bey, ailesini salarak, babasından sevdiğini istetir, mağrur adam, kızını bir çobana vermeye yanaşmaz. araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının ve iki sevgili birleşemezler.

    üzüntüsünden sürüsünü bırakan sürmeli bey alır sazını eline beş çamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar. aşkını, yanık türküleriyle dağlara ağaçlara anlatır. küser otağına, obasına ve akdağlar'a kadar uzanan çamların arkasında onu bir daha gören olmaz. dertli kavalına üflediğ, işli sazına söylettiği nameler kalır geriye. o gün bu gündür dillerde yankılanır sürmeli bey'in türküleri.
  • yozgat'ta sürmeli adında bir sürü şey vardır. sürmeli festivali, sürmeli kebap, sürmeli ilaçlama şirketi ve yaklaşık 200 öğrencili sürmeli lisesi. türküyle ne ilgisi olduğunu bilemeyeceğim
  • yozgat'ın milli marşıdır. yozgat düğünlerinde çalınma sayısı alkol oranıyla doğru orantılı olarak artar.
  • tam şiiri *devasa boyutlarda olduğu için kırpıla kırpıla söylenen 4 4 lük yozgat türküsü. trt arşivlerinde sabahınan esen seher yeli mi olarak geçer, "yozgat sürmelisi"nin esas adı olması kuvvetle muhtemeldir.

    trt repertuar no: 0136
    yöre: yozgat (bkz: yozgat türküleri)
    kaynak kişi: hamdi tüfekçi - fevzi akyol
    derleyen: nida tüfekçi
    notalayan: nida tüfekçi / kemal koldaş

    sözleri:

    (of of of)
    sabahınan esen seher yeli mi
    benim gönlüm divane mi, deli mi
    durup durup yar göğsünü geçirir
    yoksa bugün ayrılığın günü mü (aman)
    aman sürmelim aman

    garip bülbül, gül dalına konuyor
    hangi dala konsa, dallar kuruyor
    güller bile kadersizi biliyor
    kader senin ile davam var benim (aman)
    aman sürmelim aman

    gel yar, senin ile bir kavl edelim
    kavilden karardan dönmemesine
    ikimiz bir dala yuva yapalım
    başka daldan dala konmamasına (aman)
    aman sürmelim aman

    bülbül havalanmış inmez havadan
    benim has bahçede gülüm var deyi
    nazlı yarim gelmez ordan buraya
    güzeller içinde yarim var deyi (aman)
    aman sürmelim aman

    yozgat seni deli delik delerim
    halbur* alır toprağını elerim
    üç günece nazlı yarim gelmezse
    koyun olur ardı sıra belerim (aman)
    aman sürmelim aman

    bülbülü tuttum da güle bağladım
    bülbül feryad etti, ben de ağladım
    ben gönlümü bir sevdalıya bağladım
    yarimi elimden el aldı gitti (aman)
    aman sürmelim aman

    şeker pınarında yudum elimi
    kime arz edeyim garip halimi
    gurbete gönderdim nazlı yarimi
    ciğerim hançerle deldi de gitti (aman)
    aman sürmelim aman

    bülbüle su verdim altın tasınan
    çok günler geçirdim kara yasınan
    ben seni severim ne havasınan
    başın pınar ayakların göl olsun (aman)
    aman sürmelim aman

    yedi kaleminen yazı yazarım
    aslım yozgatlıdır gurbet gezerim
    bir yüksek mevkiye kazın mezerim
    görünsün memleket, anam ağlasın (aman)
    aman sürmelim aman

    bahar aylarında bülbüller öter
    yeşerir çimenler menevşe biter
    yarimin dilleri bal bana yeter
    datlı dillerine kurban olayım (aman)
    aman sürmelim aman

    bülbül daldan dala eder bir sekiş
    bülbül ah ediyor gülünen çekiş
    aşkın ateşiyle dikilen dikiş
    kıyamete kadar sökülmez imiş (aman)
    aman sürmelim aman

    bahar aylarında bülbüller ağlar
    yeşerir çimenler menevşe bağlar
    yariminen sefa sürecek çağlar
    esdi bir rüzgar ayırdı bizi (aman)
    aman sürmelim aman

    giderim giderim ben de giderim
    bülbülü konmadık dalı niderim
    gider bir güzele hizmet ederim
    belki bilir benim kadir kıymetim(aman)
    aman sürmelim aman

    ağzının içinde dişlerin akdır
    al yanak üstünde benlerin çokdur
    yanına gelmeye mecalim yokdur
    ya sen gel buraya ya ben varayım (aman)
    aman sürmelim aman

    çağladım çağladım suyum akmadı
    çok yuva bekledim yavru çıkmadı
    ben vefadan, yar cefadan bıkmadı
    gönül seni ezim ezim ezerim (aman)
    aman sürmelim aman

    sabah olmayınca kapı açılmaz
    güneş doğmayınca benler seçilmez
    nazlı yar gelmezse bade içilmez
    içelim badeyi gel yavaş yavaş (aman)
    aman sürmelim aman

    gel beri gel beri ben adam yemem
    saklarım sırrını ellere demem
    cenneti alaya ben sensiz girmem
    cehennem narına bile yanarım (aman)
    aman sürmelim aman

    ufacık taşınan kale yapılmaz
    çıkıp çıkıp yar yoluna bakılmaz
    bir ben ölmeyinen dünya yıkılmaz
    ben ölürsem sen yarini tazele (aman)
    aman sürmelim aman

    urganım atmadık dallar mı kaldı
    başıma gelmedik haller mi kaldı
    bana acımadık eller mi kaldı
    ya ben ağlamayım kimler ağlasın (aman)
    aman sürmelim aman

    enginli yüceli dağların karı
    eridi kalmadı yüreğin veri
    beni can yürekten sevmeyen yari
    bir dahi sevmeyim tövbeler olsun (aman)
    aman sürmelim aman

    kara koyun yeşil çama sürünür
    sayrı koyun ona bakar yerinir
    vefasın görmedim yar mı görünür
    şimden geri eller sürsün sefanı (aman)
    aman sürmelim aman

    geceler oniki saat birin uyudum
    gözümün yaşıyla yüzümü yudum
    aşkın divanında sabırla durdum
    aşkın acısını çekenler bilir (aman)
    aman sürmelim aman

    yazmalar içinde oyalı yazma
    mektubun yazarsan kahirli yazma
    bensiz o yerlerde eğlenip gezme
    intizarım dutar vefasız seni (aman)
    aman sürmelim aman

    soğluğun* başını duman basmaz mı
    kusuru olanı devlet asmaz mı
    bir yiğidin iki yari olursa
    birini severse biri küsmez mi (aman)
    aman sürmelim aman

    güzel güzel akar derenin başı
    dertli dertli öter gurbetin kuşu
    ayrılık denilen ölümün eşi
    ayrılık acısın çekenler bilir (aman)
    aman sürmelim aman
  • kayıtların çok eski olması vede benim cahillim hasabiyle "anonim" adamlar tarafından çok güsel performanslar vardır lakin temiz bir kayıt için, şu sıralar her dalda oynayan yavuz bingölün daha ziyade"adam" olduğu türkücü kimliğiyle ifa ettiği yorum, türkü kadar şıktır, şükeladır.
  • neşet ertaş yorumuna bayıldığım türkü. bu 8 dakika 38 saniyelik şaheserde ustamın bir "of" çekişi vardır ki, beni benden alır, ciğerimi söküp götürür. ustamın dilinden sözleri iste şu şekildedir:

    (of of of)
    yozgat ellerinde garip garip gezerken
    göründün gözüme büktün belimi
    gariplik elinden candan bezerken
    nasıl arz ederdim garip halımı
    aman aman aman aman aman sürmelim aman

    (of of of)
    yüğsek binalarda yeşil perde
    sen yüksek yerdesin ben ise nerde
    senin aşkınınan tutuldum derde
    kırdı felek kanadımı kolumu
    aman aman aman aman aman sürmelim aman

    (of of of)
    gel beri gel beri ben adam yemem
    saklarım sırrını ellere demem
    cennet-i alaya sensiz giremem
    ben bilirim cehennemin yolunu
    aman aman aman aman aman sürmelim aman

    http://www.dailymotion.com/…yyozgat-surmelisi_music

    edit: link ölmüş yeni link: https://www.youtube.com/watch?v=nnpbi455soa
  • şah-ı eser niteliğindedir. gelecek nesillere bırakılacak kültürel mirasımızdaki en güzel türkülerden biridir.
  • başlık birleştirilmiş olsa da sabahınan esen seher yeli mi sürmeli çeşitlemelerinden sadece biridir, en iyisidir. bunu eskiden abdallar düğünlerde çalardı; çoğunlukla da cümbüş, keman ve darbuka eşliğinde. tadı da bir başka olur ama kayıt bulmak pek mümkün değil.

    tezene tavrı açısından yozgat'ın karakteristiğini en net yansıtan türküdür; bol bol 64'lüklere, 128'liklere rastlanır. aslında abdalların icra ederken yaptıkları çalgı tercihlerine bakacak olursak bu nota dizilişinin çıkışı da kısmen tahmin edilebilir gibi; yine de net bir bilgi yok.

    türküyü derleyen nida tüfekçi bir başka yorumlar, yorumlanması gerektiği gibi. her dinlediğimde de anneannem gelir aklıma, ağlarım.

    edit: imla.
  • en orijinal yorumu gene nida tüfekçi'ye ait bu türkünün.

    http://youtu.be/31t1cun0gbw

    "benim dert çekmeye dermanım mı var?"

    not: neşet yorumu ayrı tabii. yorum yapmak istemiyorum ona.
hesabın var mı? giriş yap