• 5 tanımadığın kişiyle aynı odada kalmak
  • karşı cinse mensup olmayı (sırf gördüğü vücutlardan tiksinmeye artık tahammülü kalmadığı için) deli gibi isteyen insanın, içinde kaybolduğu, yittiği durum..
  • genelde öğrenci olma dışında hiçbir ortak yönü olmayan insanların bir arada yaşamaya kasması hali. bazen çok eğlenceli ama genelde stresli olur. çünkü kız arkadaşına küsen, dersinden kötü not alan, kafası bozuk olan, sarhoş olan, kendini bir şey zannetmek isteyen kişilerin abidik hareketlerine diğer kişiler katlanmak zorunda kalabilirler. bir sonraki gün vizesi olanlar kendince kafası bozuk olan dallamaların kahrını çekmek zorunda kalabilirler.

    kısaca saygının olmadığı yerde huzursuzluk olur en nihayetinde.
  • çıplak ayakla yere basmayı özlemektir.
  • 6 yıl boyunca bir dolap, bir yatak ve şanslıysanız bir masaya ev demek, veya ev demek zorunda kalmaktır. ilk ayrılıktır aileden muhtemelen yurttaki ilk gece, askerlikteki ilk gece değildir elbette, okuldasınızdır en nihayetinde. aylar boyunca güne başlarken belki de seçmediğiniz yüzleri görmektir. evi özlemektir başlarda, sizden daha kıdemli olanlara içten içe saygı duymaktır biraz belki de. hayatınızın ileriki gidişatına yön vermektir, yanında yaşlanacağınız insanları tanımaktır çok şanslıysanız. kimlerle takılmamanız gerektiğini öğreten deneyimlerdir yoksa şansınız. yurtta kalmak, sizi yalnızlaştırıp yalnızlaştırmayacağını merak ettiğinizdir başlarda kesinlikle. diğer insanlara olan sorumluluğunu öğrenmektir en erken yaşlarda. tuvalete sabunun ve tuvalet kağıdınla gittiğini farketmektir çok yadırgarsan yurtta kalmayı. insanları teselli ettiğin ve başkaları tarafından teselli edildiğin yerlerde bulunmaktır. sizinle ortak yönleri olan insanlarla günü ve geceyi paylaşmaktır. gündüz sınıfta uyuklayan arkadaşını sabahlara kadar gitarla solo atarken görmektir. karakterli olmak diye de bilinen belki de sana absürd gelen nedenlerden dolayı, iki arkadaşın birbirine sırt çevirmesini izlemek; belki de ileride kendini bulacağın, dört duvar arasındaki yabancılara dönüşmelerini izlemek hatta onlardan biri olmaktır erkenden. önündeki yıllarda insanlarla çabucak kaynaşmana, yabancılık çekmemene önayak olur kimi zaman; bazen de yıllarca özlemini çektiğin kişisel sınırlar adına insanlardan uzaklaştırır farkettirmeden. yemek yapmayı, çamaşır yıkamayı öğrenmektir bir güzel. insanı pek bi özgüvenli yapar günden güne, kendisini tanımasını sağlar. ailenizden ayrı, yeni bir yaşamın ilk adımıdır yurtta kalmak.
  • sabahın sekiz buçuğunda kart sesli bir amcadan veya o şuh ve davetkar sesin kendisinden nasıl çıktığını bir türlü anlayamadığınız yaşlı teyzeden "bilmem kim danışmaya" "kat üç telefonu kapa" ya da "kantında yımeakh çıhmışdır" ananslorıyla uyanmak keza gecenin on bir buçuğunda da aynı sesle uykuya dalmaktır.

    uyku problemi olanlar için koyun yerine kimin dişlerini gıcırdatıp kimin arkasından soluduğunu, kimin horlayıp kimin sevgilisiyle sapık diyaloglar kurduğunu saymaktır.

    sulu yemek yemeyi özlemek, kırk yılın başında kantindeki fazla yağlı barbunyaya yumulmuşken "acaba içine şap koyuyorlar mıdır?" "koysalardı kendileri de yemezlerdi ama di mi?" gibi monologlara gark olmaktır.

    bir yerden bırt sesi geldiğinde kimin ossurduğunu bulmaca oynamaktır.
  • istediğin saatte duş alamamak, istediğin kadar dışarıda kalamamak, gecenin bir yarısı acıkıp kafanı buzdolabının içine sokamamak, sokamadıkça daha da acıkmak ve "şimdi şurada bir ocak olsaydı da sahanda yumurta kırsaydık" diyalogları eşliğinde sızıp kalmaktır.

    edit:yapamama, edememe halleri özellikle devlet yurtları için geçerlidir.
  • kisinin 13 sene boyunca ikamet adresi oldugunda, kisiliginde silinemez izler birakir. uzun sure evde yasamaya alisamaz insan, hala bir tatilde ya da misafirlikte hisseder kendini, ve odasinda yalniz olmak garip bir his verir. gece yatmadan aciktiginda gidip buzdolabindan birsey alip yemek gelmez aklina cunku bunun olabilirliginin farkina varmasi gerekecektir basta. odasinda ders calismaya da alisamaz birturlu, topluca ders calisilan odalarda calismaya alismistir birkere, o yuzden gozunun onunde calisan birsuru insan gormek ister calismaya baslayabilmek icin. bir de yemek yaptiginda paylasacak insan arar, yalniz yemek de garip gelir bu insana. sonuc olarak yurt hayatina alismistir bu insan ve senelerce hapishanelerde yasayip da cikma vakti geldiginde, ozgurlukten korkan insanlara benzer biraz.
  • insanin kisilik gelisiminde olumlu yonde katkilari vardir yurtta yasamanin. en onemlisi insan kendi isini kendi yapmayi, basinin caresine bakmayi ogrenir.
    yurtta ya da evde yalniz yasayan insan ile 20 kusur sene ailesiyle birlikte yasayan insan arasinda bariz fark vardir.
hesabın var mı? giriş yap